Göçmen İşçiler Kültür Derneği (Gik-Der) hükümetin göçmenlerin ve göçmen çocuklarının en temel haklarını hedef alan uygulamalarına yönelik bir basın bildiri yayınladı.
Gik-Der’in bildirisi şöyle:
İşçi Partisi hükümeti,
derinleşen ekonomik krizin ve yıllardır süren yanlış politikaların
sorumluluğunu bir kez daha en savunmasız kesim olan göçmenlere yüklemeye
çalışıyor. İçişleri Bakanı Shabana Mahmood’un “ülkeyi yasadışı göç parçalıyor”
söylemiyle duyurduğu yeni plan, hükümetin göçmenleri hedef alan ırkçı ve
baskıcı yaklaşımının açık bir itirafıdır. Bu düzenlemeler yalnızca politik bir
tercih değil, aynı zamanda insan haklarına, hukuka ve temel insani değerlere
yönelmiş kapsamlı bir saldırıdır.
Hükümetin planına göre
mültecilerin süresiz korunma hakkı tamamen kaldırılacak; her 30 ayda bir
statüleri yeniden sorgulanarak insanlar sürekli bir güvencesizlik döngüsüne
mahkûm edilecek. Kalıcı oturum için gerekli süre 5 yıldan 20 yıla çıkarılarak
mültecilerin hayatlarını onlarca yıl beklemeye, belirsizliğe ve psikolojik
baskıya zorlayan bir sistem yaratılıyor. “Güvenli ülke” bahanesiyle
sığınmacıların hızla geri gönderilmesi planlanırken, insanların yaşadığı
işkence, baskı veya savaş koşulları görmezden geliniyor.
Hükümet aynı zamanda en temel
yardımları bile kısıtlama niyetinde. Sığınmacılara yapılan yardımlar ciddi
şekilde daraltılacak, çalışma hakkı olsa bile geçimini sağlayamayanlar
desteksiz bırakılacak. Yasal süreçlere uymayan ya da zor koşullar nedeniyle kayıt
dışı çalışmak zorunda kalanların yardımları tamamen kesilebilecek. Aile
birliğini koruyan temel hukuk ilkeleri hiçe sayılarak uygulaması daraltılıyor;
binlerce ailenin parçalanmasının önü açılıyor. Çocuklu ailelerin dahi zorla
sınır dışı edilmesi ihtimali gündeme getiriliyor.
Yaş tayininde yapay zekâ
kullanılması, özellikle çocuk sığınmacılar için büyük bir hak gaspına
dönüşebilir. Hatalı veya yanlı algoritmalar yüzünden çocukların yetişkin
muamelesi görme riski artıyor; böylece korunma hakkı en baştan zedeleniyor.
Plan milyonlarca insanı uzun
yıllar boyunca belirsizlik, güvencesizlik ve devlet eliyle uygulanan psikolojik
baskı içinde bırakmayı hedefleyen sistematik bir saldırıdır. Göçmenler zaten
zorlandıkları iş bulma, konut edinme, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim gibi
alanlarda daha da çıkmaza sürüklenecek; çocukların beslenme, barınma ve güvenli
yaşam gibi en temel hakları dahi gasp edilecektir.
İşçi Partisi hükümetinin bu
açıkça ırkçı, hukuksuz ve insanlık dışı planı yalnızca göçmenleri değil, bu
ülkede yaşayan tüm emekçileri, tüm toplum kesimlerini tehdit ediyor. Çünkü
hakların budanması, ayrımcılığın derinleştirilmesi ve hukukun zayıflatılması
her zaman en zayıftan başlar ama herkesin özgürlüklerini hedef alır.
Göçmen işçileri, kadınları,
gençleri ve tüm emekçileri, bu saldırgan ve adaletsiz plana karşı omuz omuza
mücadele etmeye çağırıyoruz. Bu düzenleme ancak ortak bir direnişle
durdurulabilir.






















