Birleşik Krallık hükümetinin kalıcı oturum hakkını 5 yıldan 10 yıla çıkarma planı, göçmenlerde infial yaratmış ve bu konuda bir imza kampanyası başlatılmıştı. Bu tartışmaların ortasında Parlamento, “pathways to settlement” düzenlemelerinin etkilerini değerlendirmek üzere resmî bir Kanıt Çağrısı (Call for Evidence) başlattı.
“Call for Evidence”
başlığı altında yayımlanan çağrıda, bu değişikliğin göç oranları, iş piyasası,
göçmen haneler ve toplumsal entegrasyon üzerindeki olası sonuçlarına ilişkin
bilgi toplanması hedefleniyor. Parlamento, süresiz oturum için bekleme süresini 10 yıla çıkarmanın hem ekonomik
hem de sosyal etkilerini anlamaya çalışıyor: İşverenlerin yüksek vasıflı iş
gücüne erişimi nasıl etkilenecek? Göçmen ailelerin mali yükü artacak mı? Uzun
bekleme süresi, toplumla bütünleşmeyi zorlaştırır mı? gibi zaten cevabı bilinen
sorulara cevap arıyor.
Bu süreçte, hükümetin
planına karşı yasal göçmenlerin öncülük ettiği kampanya dikkat çekiyor. “Protect
Legal Migrants: do not implement the 10-Year ILR proposal” başlıklı imza kampanyası 23
Kasım’a kadar sürecek olmasına rağmen 104 bini aşkın imzaya ulaştı.
Katılımcılar, 5 yıl sonunda kalıcı oturum hakkı verileceği sözüne güvenerek
hayat kurduklarını; kuralların geriye dönük olarak değiştirilmesinin adil
olmadığını savunuyor.
Kampanyayı destekleyenler, özellikle sağlık ve bakım sektörlerinde çalışan göçmenlerin ülkenin en kırılgan hizmetlerini ayakta tuttuğunu, buna rağmen belirsizliğe mahkûm edildiklerini belirtiyor. Bu yasal düzel düzenleme gerçekleşirse henüz süresiz oturum almamış olan binlerce Ankara Anlaşmalı büyük bir yıkıma uğrayacak.
Parlamentonun başlattığı Kanıt Çağrısı'na ilişkin metinde “mali etkiler, sosyal sonuçlar ve diğer
ülkelerdeki örnekler” başlıklarıyla konunun kapsamlı biçimde inceleneceği
belirtiliyor. Ancak bu durum İngiltere’de henüz süresiz oturumunu alamamış olan
göçmenlerin endişelerini gidermiyor.
Parlentonun başlattığı kanıt toplama çağrısına aşağıdaki linkten ulaşılabilir:
Call for Evidence - Committees - UK Parliament




