“Eylül Çocukları" filmi Londra’da gösterilecek

Hiç yorum yok

25 Ocak 2024

12 Eylül askeri darbesinden kaçarak yurt dışına göç etmek zorunda kalanların çocuklarının yaşadıklarını anlatan “Eylül Çocukları” filmi 26 Ocak, Cuma akşamı, Londra’da Göçmen İşçiler Kültür Derneği’nde (GİK-DER) gösterilecek. Gösterim sonrasında ise belgeselin eş yönetmenlerinden Hülya Karcı ile söyleşi gerçekleştirilecek.



12 Eylül 1980 darbesinin nesiller boyu süren etkisini sorgulayan “Eylül Çocukları” belgeseli Londra’da ücretsiz gösterimle izleyiciylle buluşacak. Gösterim sonrasında belgeselin yönetmenlerinden Hülya Karcı ile söyleşi gerçekleştirilecek. 

Belgesel, “12 Eylül askeri darbesinin karanlıklarından kaçan ailelerinin eteğine yapışıp göç etmek zorunda kalmış çocuklar şimdi ne yapıyorlar, yaşamlarındaki zorunlu göç onları nasıl yönlendirmiş, aileleri gibi politikler mi? Onları “Eylül Çocukları” olarak bütünleştiren özellikleri taşıyorlar mı?” sorularının yanıtlarını arıyor.

Beş çocuğun gözünden, 12 Eylül askeri darbesini ve yaşattıklarını sorgulatan Eylül Çocukları filminin gösterimi 26 Ocak Cuma akşamı saat 19:30’da Wedge House, White Hart Lane, N17 8HJ adresindeki GIK-DER’de gerçekleştirilecek.

 

Film Bilgileri:
Yönetmen: Hülya Karcı, Meltem Öztürk
Yapım: Nihat Kentel, Hülya Karcı
Metin Yazarı: Hülya Karcı
Kamera: Meltem Öztürk
Montaj: Meltem Öztürk, Nil Fırat
Animasyon: Deniz Keskin
Müzik: Raminta Kurklietyte
Seslendirme: Tülay Savaş

Format: DV 16:9
Süre: 74 dk.
Yapım yılı: 2009
Dil: Türkçe
Altyazı: Almanca, İngilizce, Fransızca

 

Hoş Seda Klasik Türk Müziği Korosu’ndan “Uşşak-Segah Fasıl” konseri

Hiç yorum yok

18 Ocak 2024

 Hoş Seda Klasik Türk Müziği Korosu, 2 Şubat, Cuma günü, Islington’daki St. James’ Kilisesi’nde “Uşşak-Segah Fasıl” konseriyle yeni yılın ilk konserinde dinleyici karşısına çıkıyor.

 


2013’te Dilek Altunkaş, Neriman Yahşi ve Bilgen Tuncay tarafından Türk sanat müziği korosu olarak kurulan ardından çalışmalarını Hoş Seda Kültür ve Sanat Merkezi çatısı altında sürdüren Hoş Seda Klasik Türk Müziği Korosu, yeni yılın ilk konserinde “Uşşak-Segah Fasıl”  ile dinleyici karşısına çıkıyor. 2 Şubat 2024, Cuma akşamı saat 19:30’da Islington’da bulunan St James’ Kilisesi’nde verilecek olan konserin biletleri 25 pound’tan  Eventbrite üzerinden temin edilebilir.  

"FASIL ( Uşşâk-Segâh)" adını taşıyan Konser , Şef Levent Gürbüz’ün yönetiminde ve Melek Yalçın’ın sunumuyla gerçekleşecek.
Yaklaşık 2 saat sürmesi planlanan konsere, Türkiye’den İTÜ Türk Müziği Konservatuarı mezunu Kanun Sanatçısı Nurullah EJDER, İTÜ Türk Müziği Konservatuarı mezunu Keman Sanatçısı Tolunay ÇATAK, Berlin’den Perküsyon Sanatçısı Hogir eşlik edecek.
 Konser’de, Hoş Seda Klasik Türk Müziği Korosu, Uşşâk Makamı’ndan ve Segâh Makamı’ndan geçmişten günümüze uzanan zengin bir repertuarla birbirinden değerli eserleri seslendirecek.
Hoş Seda Klasik Müziği Korosu’nun kurucularından ve emektarı Dilek Altunkaş, Konser’e ilişkin olarak: “ 2 Şubat’ta gerçekleştireceğimiz“Uşşâk ve Segâh Makamları’ndan oluşan “FASIL“ Konserimizde sizlerle buluşacak olmanın heyecanı içindeyiz. Tüm müzikseverleri bekliyoruz” dedi.

 

Tarih: 2 Şubat 2024, Cuma

Saat: 19:30 (kapı açılış saati: 19:00)

Yer: St. James Kilisesi, Prebend St, London N1 8PH


👉 Konserin biletini temin etmek için tıklayın!






Hrant Dink Londra'da anılacak

Hiç yorum yok

"Dialogues Without Borders Kolektifi", Hrant Dink anısına 20 Ocak, Cumartesi günü Stoke Newington'da bulunan DB Müzik'te bir anma etkinliği düzenliyor.



Londra'dan yazar ve akademisyen Başak Ertür moderatörlüğünde gerçekleşecek söyleşiye, Türkiye'den konuşmacılar Özgür Sevgi Göral, Rober Koptaş ve Adnan Çelik büyük ekrana yansıyacak Zoom platformu üzerinden katılacaklar. 

Program, Ermenice şiir ve sanatçı Suna Alan'ın kısa müzik dinletisiyle devam edecek.

Tarih: 20 Ocak, Cumartesi
Saat: 4.30pm (Kapı açılışı)
Yer: DB Music, 24 Stoke Newington High St, London N16 7PL

27 OCAK'TA LONDRA'DA ‘BAND OF BURNS' RÜZGARI ESECEK

Hiç yorum yok

 27 Ocak'ta Londra'nın önemli konser salonlarından Kings Place'te gerçekleşecek Band of Burns konseri, Türkiye, İskoçya, İrlanda ve Galler'den gelen müzisyenleri aynı sahnede buluşturacak.

 


Dila Vardar ve Tansay Omar gibi Türkiyeli sanatçıların da aralarında bulunduğu 12 kişilik orkestra, İskoç şair Robert Burns'ün 1700'lerde yazdığı birçok şarkı ve şiirle; günümüzün birçok sosyal ve politik sorununa ışık tutuyor. 2017 yılında kurulan Band of Burns projesi, müzisyenlerin kendi kültürel miraslarını bir araya getirerek güçlü ve düşündürücü bir deneyim sunuyor.

"BBC Folk Album of the Year" ve "MOJO Album of the Year" gibi prestijli ödüllerle öne çıkan grup, Birleşik Krallık'ta BBC Radio 2 ve BBC Radio 3'te canlı konserlere imza atarak büyük başarı elde etti. İki yıl aradan sonra tekrar bir araya gelen Band of Burns, 27 Ocak'ta müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşatacak.

Konserde, Dila Vardar'ın gitarist Fatih Ebrem ile bestelediği Nâzım Hikmet şiirinden esinlenerek ortaya çıkan özel bir parça da yer alacak.

İskoç kültürünün önemli gecelerinden biri olan "Burns Night", Kings Place'te Ocak ayı boyunca düzenlenen "ScotlandUnwrapped" festivali kapsamında gerçekleşiyor. Band of Burns konseri, bu özel seri içindeki önemli etkinliklerden biri olarak öne çıkıyor.

Konser biletleri ve detaylı bilgi için: https://www.kingsplace.co.uk/whats-on/folk/band-of-burns/

Manş Denizi'nden İngiltere'ye geçen Türk göçmen sayısı üç katına çıktı

Hiç yorum yok

05 Ocak 2024

Resmi rakamlara göre, Manş Denizi'nden küçük teknelerle İngiltere'ye geçen Türk göçmenlerin sayısı geçen yıl üç katına çıktı.

 


Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi türbülans Avrupa ve ABD’ye geçen düzensiz göçmen sayısının her yıl artmasına neden oluyor.

Türkiye'den İngiltere'ye ulaşan kişi sayısı 2022'de 1.127 iken, geçtiğimiz yıl bu sayı 3.060'a yükseldi ve Türkiye küçük teknelerle geçen göçmen sayısı bakımından Afganistan ve İran'dan sonra üçüncü büyük ülke haline geldi.

Ağustos ayında İngiltere, insan kaçakçılığı çetelerine karşı işbirliğini artırmak içinTürkiye ile yeni bir anlaşma müzakere etti.

Ulusal Suç Ajansı (NCA), İngiltere'ye giden küçük teknelerin çoğunun, Çin'den gönderilen dıştan takma motorlarla eşleştirilmeden önce Türkiye'deki atölyelerde inşa edildiğine inanıyor. Tekneler önce Almanya’ya oradan da Fransız kıyı şeridine taşınıyorlar.

İngiltere’de hükümet, Türk göçmenlerin hızlı bir şekilde sınır dışı edilmesine izin verecek bir geri dönüş anlaşması yapmak için görüşmelerde bulunuyor.

Manş Denizi'ni geçen Türklerin büyük ölçüde ekonomik göçmenler ya da suçlular olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla bu göçmenler arasında gerçek anlamda iltica etmek isteyenlerin oranı son derece düşük.

2022'de Manş Denizi'ni geçen 45 bin 774 kişinin dörtte birini oluşturan Arnavutların sınır geçişleri, İçişleri Bakanlığı'nın hızlı bir geri dönüş anlaşmasını kabul etmesi, modern kölelik iddialarını kısıtlamak için yeni kurallar getirmesi ve Birleşik Krallık'taki Arnavut çeteler tarafından işletilen yasadışı çalışma ve kenevir çiftliklerine yönelik bir baskınlardan sonra yüzde 93 oranında düştü.

 

Kaynak: The Telegraph

Başkan Obama'nın konuştuğu tarihi mekanda, bu sefer Türkiye'nin sağlık turizmi konuşulacak!

Hiç yorum yok


 Yeni Yılın İlk Büyük Sağlık Turizmi Buluşması: Londra'daki Global Medical Forum Türkiye'nin Önde Gelen Sağlık Kuruluşlarını 44. ABD Başkanı Barack Obama’nın bir zamanlar konuşma yaptığı  Londra'daki tarihi Lindley Hall'de  ağırlayacak.




Londra, 1-2 Mart 2024 tarihlerinde Global Medical Forum'a ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Nisan 2016'da İngiltere'ye resmi bir ziyaret gerçekleştiren 44. ABD Başkanı Barack Obama Londra'daki tarihi Lindley Hall'de bir konuşma yapmıştı. Bu tarihi bina şimdilerde Türkiye'nin önde gelen sağlık kuruluşlarını ağırlamaya hazırlanıyor.



 Westminster'daki Lindley Hall'da gerçekleşecek olan bu etkinlik, İngiltere'nin 2024 yılındaki ilk büyük sağlık turizmi fuarı olarak öne çıkıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin %70 devlet  ihracat teşviğiyle organize edilen bu forum, Türkiye'den gelen elliye yakın sağlık firmasının katılımıyla dikkat çekiyor.

Türkiye ve İngiltere Arasında Sağlık Turizminde Yeni Bir Köprü: 2024 Global Medical Forum

Global Medical Forum, sağlık turizmi alanında Türkiye'nin önde gelen kuruluşlarını İngiltere'deki potansiyel hastalar ve sağlık profesyonelleriyle buluşturmayı amaçlıyor. Türkiye'nin sağlık turizmi sektörü her geçen gün daha fazla kişiye hizmet veriyor ve bu etkinlik, Türkiye'nin bu alandaki güçlü konumunu daha da pekiştirmeyi hedefliyor.

 İngiltere Ulusal İstatistik Servisi'nin verilerine göre, İngiltere'de 6 buçuk milyona yakın hastanın tedavi beklediği biliniyor. Global Medical Forum'un organizatörü ve Dum Event kurucusu Mert Karaduman, Türkiye'nin coğrafi yakınlığı, güçlü sağlık altyapısı ve oturmuş sağlık sistemiyle bu hastalar için cazip bir alternatif olabileceğini vurguladı.Dum Event firması olarak bu ve benzeri organizasyonlarla sektördeki yerlerini sağlamlaştırmayı hedefliyorlar. Dum Event, geçmişte Make Up Festivali ve Etiler Street Food Festival gibi çeşitli başarılı organizasyonlara imza attı, ayrıca onlarca markanın lansman etkinliklerini de başarıyla yönetti.



Fuarda temel sağlık uzmanlıklarının yanı sıra, saç ekimi, diş sağlığı, estetik cerrahi gibi birçok alanda uzmanlaşmış kuruluşlar yer alacak.

Sağlık Turizmindeki Yeni Trendler ve Panel Konuları

"Sağlıkta Modern Tedavi Yöntemleri" isimli panelde, sağlık sektöründeki modern tedavi yöntemleri ve teknolojik ilerlemeler ele alınacak. Göz tedavilerinde Doç. Dr. Özkan Sever, robotik cerrahide Prof. Dr. İhsan Bakır, plastik cerrahide Prof. Dr. Tamer Koldaş ve diş tedavileri konusunda Prof. Dr. Ayfer Kaynar bu önemli etkinlikte bilgi ve deneyimlerini paylaşacaklar.

Forumda yer alacak diğer panel konuları ise sağlık turizmindeki yeni trendler, estetik cerrahi hizmetleri, saç ekimi tedavileri, diş sağlığı, obezite cerrahisi, lazer tedavileri ve sağlık turizminin yerel ekonomiye etkileri gibi başlıklar yer alıyor. Diğer panel konukları ise çok yakında duyurulacaktır.

B2B toplantıları da fuarın önemli bir parçası olacak. Bu toplantılar, Türk sağlık firmalarına İngiliz meslektaşlarıyla işbirliği ve yeni projeler geliştirme fırsatı sunacak. Katılımcıların iş ağlarını genişletmelerine, ürün ve hizmetlerini tanıtmalarına ve pazarlarını genişletmelerine olanak tanıyacak.

Londra'nın Tarihi Mekanı Lindley Hall'da Sağlık Turizmi Buluşması

Etkinlik, İngiltere'nin başkenti Londra'nın kalbinde, tarihi ve zarif bir mekan olan Lindley Hall'da düzenlenecek. Bu mekan, Victoria ve Albert Müzesi'nin hemen yanında bulunuyor ve şehir merkezine kolay erişim imkanı sunuyor. Etkinliğin mekanı, yüksek tavanları ve büyüleyici mimarisiyle, sağlık turizmi profesyonellerini ve ziyaretçilerini etkilemeye hazır.

Global Medical Forum, hem Türkiye'nin sağlık turizmi sektöründeki konumunu güçlendirmeyi hem de uluslararası işbirliklerine zemin hazırlamayı hedefliyor. Bu etkinlik, sağlık sektöründeki inovasyon ve büyümeyi teşvik edecek önemli bir platform olarak göze çarpıyor.

 

 

 

 

 

Tiyatro yönetmeni ve oyuncusu Celal Perk’ten topluma çağrı: “Bir tiyatro salonumuz neden olmasın?”

Hiç yorum yok

02 Ocak 2024

  


Londra’da uzun yıllardır birçok tiyatro oyununa imza atan yönetmen, oyuncu Celal Perk, kaleme aldığı çağrı metninde, Türkiyeli topluma seslenerek Londra’da bir tiyatro salonunun eksikliğini dile getirdi.

 


 

Yıllardır Londra’daki birçok toplum merkezinde sayısız tiyatro oyununu sahneye taşıyan yönetmen, oyuncu ve eğitmen Celal Perk, kaleme aldığı metinle Türkiye toplum üyelerine çağrıda bulundu. Perk, yaptığı çağrıda Londra’daki tiyatro salonu ihtiyacına dikkat çekti.

Çağrı metni şu şekilde:

LONDRA’DAKİ ANADOLULU TOPLUMLARA ÇAĞRI

Birleşik Krallık’ta yaşayan ve sadece kültürel çeşitliliğe değil, ülke ekonomisine de ciddi katkı sunan Anadolu ve Kıbrıs halkları olarak, 65 yılı aşan bir göçmenlik geçmişine sahibiz. Siyasi ve inanç temelli onlarca toplum merkezimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, iş yerlerimiz ve hatta son yıllarda sayıları artan birçok köy derneğimiz dahi var artık. Böyle olması da doğal ve çok önemli elbette. Velakin kültürel faliyetlerimizi sanatın temel gereksinimleriye, disipliniyle uygulayıp sergileyebileceğimiz, tam donanımlı bir küçük sahnemiz/ salonumuz bile yok.

Yıllardır bu konuda ifade edilen, şikâyet ve talepler ısrarla gözardı ediliyor; “olmazı” tartışılıyor da öncelikle derneklerimiz, tekil kişiler olarak pratik-somut bir çaba başlatamıyoruz!... Uzun zaman drama eğitmeni-yönetmen olarak parçası olduğum toplum derneklerinin böyle bir salon için planlanan projeleriyle çabalarının da şahidiyim elbette; fakat ne yazık ki hepsinin düşüncede kaldığını da biliyorum. Sonuçta basık, dar alanlarda, biletli veya biletsiz seyircinin ciddi görme sıkıntısı çektiği, keyifsiz “sahneciklerde” oyunlar sergileniyor ve bu oyunların amaçlanan etkisi en baştan kısırlaştırılıyor! Geniş kitlelere ulaşabilen büyük mekânlarda açılmış bazı dernekler, tiyatro sözkonusu olduğunda dar ve basık, şuncağız bir odaya mahkum ediyor sanatı, uygun zaman verilmiyor. Evet, bir dayanışma seferberliğiyle bazen büyük sahneler kiralanıyor elbette; ama bu da 2-3 gösteriyle sınırlı oluyor ki özellikle bir esere aylarca zaman ayırıp özveriyle ter döken profesyonel-amatör oyuncularda hatta seyircilerimizde bile kalıcı bir deneyime dönüşemeden verilen emekler de boşayazıyor…



İLK GÖREV DERNEKLERE VE TOPLUMUN İLERİ GELENLERİNE DÜŞÜYOR

Derneklerimiz “biz sanat merkezi değiliz!” diyerek çok daha “önemli” eylemler, panelleri önceliyor ki bu da gerekli; fakat boyutlu düşünceyle birçok “işi” aynı zamanda kotarabiliriz. “Önce ekmek gelir, sonra gül!” diyen ozanın, “başka bir hayat mümkün, hemen, şimdi!” diye haykırarak canını veren devrimcinin, "Ene'l-hak" dediği için asılan Hallâc-ı Mansur’un kavrayış olgunluğunda olmamıza da gerek yok. “Ne kadar söz varsa eskiye dair, şimdi yeni şeyler söylemek lazım!” diyen Mevlana’ya kulak verip harekete geçebiliriz.

Burda da ilk görev, birleştirici rolleriyle derneklerimize ve toplumlarımız nezdinde göz önünde olan insanlara düşüyor elbet. Ben de –naçizane– onlardan biri olduğumu düşünüp sorumluluk almak istedim. Değil mi ki meselenin özünün, kafa sayısı değil nitelik ve pratik çaba olduğunu biliyoruz, taşıdığımız bayrakla, attığımız sloganla birlikte kendimize, insanlığa karşı sorumlu olduğumuzu biliyoruz. “Partimizden-bayrağımızdan” önce, çocuklarımıza, gençlerimize, hayata borcumuz olduğunun farkındayız. Bu farkındalıkla, “değişen” dünyanın dayatımlarına eski sözler ve eylemlerle karşı koyabilmemiz artık mümkün değil; sonuçta sermaye her yandan insanı manipüle edip kuşatacak “yeni icadlar yaratmakta” mahir. Bizim de o çeşit mahir olmamıza gerek yok tabi. Fakat gençler başta, insanlara ulaşabilmemizin öncelikli yolu kalıcı-sistematik sanat üretiminde örgütlenmemiz. Bir salon kurarak başlayabilir, alan açabiliriz işte…



200 KİŞİLİK BİR SALONUMUZ NEDEN OLMASIN?

Londra kültürün olduğu kadar kapitalizimin de merkezi elbet, her şeyin parasal-ekonomik güce dayandırıldığı da bir “gerçek”. Gene de biliyoruz ki imece usulü bir dayanışmayla malzemeleri topladığımızda, bir alanı tuğla tuğla örerek yaşanan bir mekân yapabilen birçok ustamız da var. Okumuş, bugün önemli mevkilerde görev almış ikinci kuşak gençlerimizin beceri ve bilgisi var. Üstelik, ille de gıcır gıcır sükseli-gösterişli bir sanat mekânı da değil muradım, “sıradan” insanın da kendine yakın hissedeceği yaşayan, bir tiyatro salonu yeterli ve de mümkün. Maksimum 200 kişilik, başta ses ve ışık, teknik anlamda olabildiğince donanımlı bu salonda, gerektiğinde paneller, sergiler, konserler ve film gösterimleri de olacaktır elbette. Sadece Kürtçe ve Türkçe konuşan toplumlara değil, başta azınlıklar, sistemin dışında kalmış bütün üretken sanat emekçilerine ifade alanı sunacak ve böylece toplumun her kesimine kapılarını açarak katkı sunması da doğal yolumuz olacaktır… İngiltere’deki bütün profesyonel tiyatro topluluklarını dahi zorlayan fahiş salon kiralarına kıyasla makul bir kira karşılığında hizmete açabilir, Türkiye’den gelecek oyunlara, sanatçılara da ev sahipliği yapabiliriz.

Böyle bir örgütlenmeye emek veren her kişi, kurum ve dernek, belirlenecek ortak düşünce ve hedeflerle salonu kullanarak, dönüşümlü yönetcileri, kurul ve kurmayları da belirleyebilir. Olası ilk buluşmamızda fikir alışverişiyle gerekli detaylandırmayı da yapabiliriz.

YENİ NESİLLERE ULAŞMANIN YOLU SANATTIR

Kurucusu da olduğu bir toplum derneğinde, uzun zamandır yöneticilikten, kurmaylığa dek her alanda örgütlü faaliyetlere emek vermiş bir eski dostum, “Londra’daki derneklerin, en fazla 10 senesi var, üçüncü, dördüncü nesilden itibaren artık bizlere ihtiyaç kalmayacak!” diye bir saptamada bulunmuştu. Doğrudur-yanlıştır, fakat her koşulda o nesillere ulaşabilmemiz gerekiyor ve bunun öncelikli-kalıcı yolu da sanat işte. Kişisel olarak kendim için de istiyorum bunu, fakat çıkarım için değil, nitelikli insanın yetişmesine alan açmaya çabalamaktan daha faydalı bir eylem düşünemiyorum. Çünkü sanat emekçisi kendine-inancına, kampına nefer yetiştirmez, muhalefet edebilecek, sakınımsız, olumlu-olumsuz eleştirilerini de boyutlandırıp doğru-gerekli tartışmalara girişebilecek bir yaşam sevincine ihtiyacı vardır. Hepimiz gibi, her canlı gibi...

YAŞASIN TİYATRO, YAŞASIN SANAT, YAŞASIN HAYAT!...

Celal PERK (Oyuncu, Eğitmen)

 

* Bu haber ilk defa 1 Mayıs 2023 tarihinde Olay gazetesinde yayınlanmıştır. 

https://olaygazete.co.uk/turk-toplumu/tiyatro-yonetmeni-ve-oyuncusu-celal-perkten-topluma-cagri-bir-tiyatro-salonumuz-neden-olmasin.html

© Tüm hakları saklıdır
Tasarım by Orbay Soydan