Londra'daki Global Medical Forum'da sağlık turizmi konuşulacak

Hiç yorum yok

26 Şubat 2024


Londra, 1-2 Mart 2024 tarihlerinde Global Medical Forum‘a ev sahipliği yapacak. Westminster’daki tarihi Lindley Hall‘da gerçekleşecek olan bu önemli forum, İngiltere pazarında yer almak isteyen sağlık kuruluşları ve medikal turizm firmaları için önemli bir fırsat sunuyor.


Britiş Yaşam


Türkiye’nin önde gelen hastane ve sağlık kuruluşları, forum çerçevesinde Birleşik Krallık’ta faaliyetlerini anlatma fırsatı bulacak. Forumda, hastaneler, diş klinikleri, tüp bebek klinikleri, saç ekim merkezleri, estetik klinikleri ve termal turizm merkezleri gibi geniş bir alanda faaliyet gösteren kuruluşlar yer alacak.

Etkinlik, sağlık kuruluşları ile temas etme, stant ziyareti ve tedavi hizmetleri ile ilgili planlama yapma imkanları sunuyor. Acıbadem Hospital, Sny Clinic, Yeditepe Dental Hospital, Dr. Cinik Smile Team Turkey, Attelia, Academic Hospital ,Clinique Plus ,Dent Prime ,Health And Beauty Experts ,Ciniqa Lycian Clinic forumda yerini alacak sağlık kuruluşları arasında yer alıyor.

 


Global Medical Forum’un organizatörü ve Dum Event kurucusu Mert Karaduman, Türkiye’nin coğrafi yakınlığı, güçlü sağlık altyapısı ve oturmuş sağlık sistemiyle bu hastalar için cazip bir alternatif olabileceğini vurguladı.

Forum katma değer yaratma odaklı

Forumun katma değer yaratma odaklı olduğunu belirten Karaduman, Birleşik Krallık genelindeki sağlık kurumları ve ilişkili kuruluşları etkinliğe dahil etmenin öncelikleri arasında olduğunu söyledi.

Mert Karaduman, Dum Event olarak 15 yıldır etkinlik sektöründe hizmet verdiklerini ve yüzlerce organizasyona imza attıklarını belirtti. Global Medical Forum’u tasarlarken öncelikle mekan konusuna dikkat ettiklerini, çünkü yapılan etkinliklerdeki yetersizlikleri gidermek istediklerini ifade etti. Yaklaşık bir senelik hazırlık sürecinde Westminster’daki Lindley Hall mekanının seçildiğini ve katılımcıların 1- 2 Mart’ta keyifli ve verimli bir etkinlik geçireceklerini vurguladı. Sigorta şirketleri, medikal ve turizm acentaları ile irtibata geçildiğini ve büyük bir katılım beklediklerini ifade etti. Ayrıca, son kullanıcılara ulaşmak için dijital ve influencer marketing gibi yöntemlerle iletişim kampanyası yürüttüklerini belirtti.



Forumda ayrıca önemli konuşmacılar yer alacak

İngiliz Dişhekimleri Birliği’nin (BDA) Ana Yürütme Komitesi’nin (PEC) Başkanı Eddie Crouch, Birleşik Krallık ağız sağlığı sistemi hakkında bilgiler sunacak ve Birleşik Krallık’tan diş tedavisi arayan hastalar için BDA’nın beklentilerini ve standartlarını açıklayacak.

Londra Queen Mary Üniversitesi, Barts and the London School of Medicine and Dentistry’den Doç. Dr. Aylin Baysan İngiltere’nin diş sağlığı sistemini, yaşanan sorunları anlatacak.

Right Choice Healthcare UK Genel Müdürü Zahid Hamid, Sağlık Turizminde yeni trendleri anlatacak.

Doç. Dr. Eyüp Gemici, Bariatrik Cerrahi ve Doç. Dr. Fatih Cabbar ise Diş Tedavileri hakkında bilgi verecek.

Ayrıca İngiltere'de bulunan Global Trading Agency ile ortaklaşa "UK & Türkiye Healthcare Horizons Networking Event"i gerçekleştirilecek.


Global Medical Forum Program

 

Event Program | Day 1 | 1 March 2024

10:00 Event Start

11:00 – 17:00 B2B, B2C Meetings

15:00 – 15:30 Mr. Zahid Hamid, New Trends in Health Tourism

Event Program | Day 2 | | 2 March 2024

10:00 Event Start

11:00 – 17:00 B2B, B2C Meetings

Seminar 1

14:30 – 15:10

-Eddie Crouch, Chair of the British Dental Association’s (BDA’s) Principal Executive Committee (PEC).

–Assoc. Prof. Dr. Aylin Baysan Barts and the London School of Medicine and Dentistry, Queen Mary University of London

Seminar 2

15:30 – 16:00 Assoc. Prof. Dr. Eyüp Gemici, Bariatric Surgery

16:30 – 17:00 Assoc. Prof. Dr. Fatih Cabbar, Dental Treatment

Global Medical Forum

Adres: The Royal Horticultural Halls, Lindley Hall and Lawrence Hall, 80 Vincent Square, Londra, SW1P 2PB Birleşik Krallık

 

İngiltere hükümeti, Manş denizini geçmeyi düşünen göçmenleri caydırmaları için TikTok fenomenlerine ödeme yapacak

Hiç yorum yok

19 Şubat 2024

İçişleri Bakanı James Cleverly, İngiltere’nin yasadışı göçü caydırmak için yürüttüğü kampanyaları genişletme kararı aldığını bildirdi. Bu kampanyalar arasında yasadışı göçü caydırmak için TikTok fenomenlerine para ödemek de yer alıyor.

 




İngiltere, son üç yıldır Arnavutluk, Fransa ve Belçika'dan gelen yasadışı göçü engellemek için sosyal medyada ücretli reklam kampanyaları yürütüyor ve oradaki insanları Manş Denizi'ni küçük teknelerle geçmemeye çağırıyor.

İçişleri Bakanlığı; göçmenlik ve pasaport, uyuşturucu, suç, terörle mücadele konusundaki bu kampanyalarını Irak, Mısır ve Vietnam gibi ülkelerin yanı sıra Türkiye ve Hindistan'a da yaymayı planlıyor.

The Times'ın haberine göre, İçişleri Bakanlığı bu konuda kitleleri etkilemek için rapçi, komedyen, yaşam tarzı blog yazarı, TV kişilikleri ve seyahat yazarlarını profesyonel olarak kullanmayı planlıyor.

İçişleri Bakanlığı, sosyal medya fenomenleri için bir kişiye 5.000 £’u geçmemek koşuluyla, 576.500 £ bütçe ayırmış durumda. Mısır ve Vietnam'daki fenomenler için 15.000 £ ayrılırken, Türkiye, Hindistan ve Irak'taki fenomenlere ise ne kadar ödeneceği henüz belirtilmedi.

İçişleri Bakanlığı'ndan Euronews'e yapılan açıklamada, “İnsan kaçakçıları sık sık sosyal medyayı yalan yaymak ve suç faaliyetlerini teşvik etmek için kullanıyor ve göçmenleri Manş Denizi'ni geçme ve İngiltere'ye yasadışı yollardan gelme konusundaki gerçekler hakkında bilgilendirmek için aynı platformları kullanmamız hayati önem taşıyor” denildi.

İçişleri Bakanlığı'nın son verilerine göre, 2015'ten bu yana 550.000'den fazla kişi küçük teknelerle Manş Denizi'ni geçti.

İçişleri Bakanlığı'nın rakamlarına göre, Birleşik Krallık hükümetinin Arnavutluk'u hedef alan ücretli sosyal medya etkinliği 946.000'den fazla kişiye ulaştı ve web sitesine 231.000 tıklama sağladı.

Kaynak: Euronews 

Ahmet Sapaz: Londra'da Centilmenler Kulübü’nde otuz sekiz yıl

Hiç yorum yok

15 Şubat 2024

Bu söyleşide Ahmet Sapaz; İngiliz yönetici sınıfının dışında kraliçenin eşini, iki oğlunu Norveç Kralı’nı, Danimarka Kraliçesi’ni ağırladıkları “Centilmenler Kulübü”nde geçen 38 yılını anlatıyor. 


Tuncay Bilecen



Wimpy Kralı Ali Usta iflas edince tekrar işsiz kaldınız.


Ali Usta’nın iflas ettiğini Türkiye’de öğrendim, İngiltere’ye döndüm. Artık geleli beş yıl olmuştu. Yavaş yavaş çevreyi tanımış, dil sorununu aşmıştım. Önce inanamadım tabi Ali Usta’nın iflas ettiğine. Çünkü 70-80 tane dükkânı var. Nasıl olur? diyorum içimden. Dört farklı yerde menajerlik yapmıştım ona. O dükkânları tek tek dolaştım. Gerçekten de kapatılmış.  Dükkânlar kilitli, içerisi postacının mektuplarıyla dolmuş. Gideyim bari işsizliğe yazılayım dedim. Ben şirketteyken cinlik yapmışlar. Her yıl izne giderken işyerinde beni girdi-çıktı göstermişler. Böylece süreklilik önlenmiş. Bir aylık başvuru süresini de kaçırmışım. Dolayısıyla hiçbir hakkım olmadı. Gittim işsizliğe kaydoldum. Haftanın ilk üç günü ödemiyorlar. Çalışma günü beş gün kabul edildiği için iki gün ödediler bana. Her hafta da imzaya gideceksin. İşsizlik kurumunun önü ana baba günü gibi, sırada sokaklarda gördüğümüz esrarcı, eroinci tipler de var. İşlerin de tam ölü zamanları, grevlerle ülke çalkalanıyor. Ekonomi gerçekten durmuş. 


Sonra tekrar garsonluk işine mi döndünüz?


Gazeteleri karıştırdım. Bayswater semtinde bir Yahudi şirketinin dört yıldızlı oteli garson arıyordu. Niteliğine bakmadan hemen işe başladım. Üç ay çalıştım orada. Arkadaşım Hasan Saat, bana “gel sana burada bir iş var, burası nezih bir yer, Centilmenler Kulübü’nde birlikte çalışalım” dedi. Haftada 38 saat çalışıldığını ve ücretin de fena olmadığını da ekledi. 


Buradaki yeni işiniz neydi?


İşim kulübün ana barını çalıştırmaktı; yani kulübün bar menajeriydim. Meğer Hasan işten çıkacakmış, beni biraz da bunun için aldırmış. 14 Şubat 1976’da işe başladım. Ha babam de babam devam ederken tam 38 sene olmuş. Burası şimdiye kadar çalıştığım yerlerden çok farklıydı. Dört binin üzerinde üyesi vardı. İngiltere’de yönetici sınıf dediğimiz lordların, sörlerin yüksek eğitimli, elit insanların kullandığı otel ve sosyal tesisti. Barmenlik farklı bir meslek, başka hiçbir mesleğe benzemiyor. Kişiyle aranda 50 santim var. Yüz yüzesin. Kraliçenin eşi, iki oğlu, Norveç’in Kralı, Danimarka’nın Kraliçesi zaman zaman bunlar da geliyor. Onlara servis yapıyorsun. Çok saygın insanlarla çalıştım, sana bir tanıdık gibi yaklaşıyorlar. Damak tadını öğrenip kişiye özel kokteyller yapıyorsun. Zaman oluyor bu insanlarla sohbet ediyorsun. O tür bir kulübe üye olmak adeta bir statü göstergesiydi. Üyeler Oxford veya Cambridge mezunuydular. Bunlar “jump up” değildir, soydan asil insanlardır. Kulübe ölünceye kadar da üye olarak kalırlar. O kulübün insanlarından çok şeyler öğrendim. Hatta onlardan ilham alarak, köyüme dair belgesel niteliğinde bir çalışma yapıp kitap olarak bastırdım ve insanlara dağıttım. Bu arada Türkiye’de beş baskı yapmış, “İçki ve Koktely” adlı bir kitabım vardır. 


Nasıl bir çalışma yaptınız köyünüze ilişkin?


Köyün tarihçesini, ilgili bilgilerini, iki yüz senelik soy sop zincirini tek tek tespit edip yazıya döktüm. İngiliz gibi düşünmenin ne olduğunu, milliyetçiliğin yalnız bayrak dalgalandırmak olmadığını, erdemliliğin kayıp değil kazanç olduğunu öğrendim. Gerçek milliyetçiliğin efelenmeden, kırıp dökmeden ülke çıkarlarını korumak olduğunu öğrendim. 


Bunca yıllık çalışma deneyimi size başka neler kattı?


Açıkçası onlardan diplomasiyi öğrendim ve şunu düşündüm: İngiltere bir imparatorluk, biz de öyleydik. Onlar nerelerden çekildilerse o topraklarda kurulan ülkelerle dost kaldılar. Bizim çekildiğimiz yerlerde kurulan ülkeler ise bizim düşmanımız, onların dostu oldu. İşte buna İngiliz gibi düşünmek diyorlar. Bu ülkeyi yönetenler gerçekten liyakat sahibi, zeki ve kültürlü insanlar. Torpille, ahbap çavuş ilişkisiyle iş yapmıyorlar, işi hak edene veriyorlar. Sakin düşünüp sağlıklı karar veriyorlar. Bilhassa çocuklarının eğitimine çok önem veriyorlar. 


Ne zaman emekli oldunuz?


2014’ün şubatında emekli oldum. Tam 38 çalıştım. Her iki yılda bir başkan değişir orada. Başkan, “ne olur gitme, benim başkanlığımda da kal burada” dedi. “Artık yeter” dedim. “İşi tadında bırakmak lazım.” Çıkarken de bana emeğimin karşılığı olarak 15 bin sterlinlik hediye çeki ve kulübün ömür boyu emekliliğini verdiler. 


Emekli olduktan sonra kulübe gitmeye devam ettiniz mi?


Çok seyrek. Eskiler emekli oldular. Şimdi tanıdık kimse de kalmadı. Yüze yakın personelden birkaç kişi var sadece. Gençler durmuyor. 


Türkiye’ye geri dönmeyi düşündünüz mü hiç?


Gurbete giden herkesin ilk yıllarda kafasında taşıdığı düşüncedir bir gün mutlaka ülkesine geri dönmek. Bu düşüncenin kolay kolay gerçekleşmeyeceğini yıllar ilerledikçe anlar insan. Farkında olmadan da kafandan silinip gittiğini görürsün. Çünkü zaman her şeyi değiştirmiştir. Çevreye alışmış, çoluğa çocuğa karışmışsındır. Onların okul yılları, gelecekleri, tahsilleri senin vatana dönme fikrini fersah fersah geçer. Artık nerede yaşıyorsan, orası vatan olmuştur senin için. Biz buraya geçici olarak geldiğimizi düşünüyorduk. Bir ev alıp borçlanmak neyimize diyorduk. Fikrimi değiştiren Kıbrıslı, 'Tenekeci’ namıyla bilinen rahmetli İbrahim Usta’dır. Beni emlâk acentesine götürerek ev almaya ikna etmeye çalışırdı. Böylece 1978 yılında şimdi oturduğumuz evimizi 20 sene borçlanarak aldık. Daha sonra insanların birbirlerini görerek fikirlerini değiştirdiklerine, ev satın aldıklarına şahit oldum. 


Hayatın bana öğrettiği en büyük ders, dünyanın neresine gidersen git orda sana yol gösterecek, rehber olacak bir tanıdığın, arkadaşın, dostun olacak. Rehber güvencedir, ışıktır. 


Zamanla birçok şeyi öğreniyorsun ama iş işten geçtikten sonra bu öğrendiklerinin bir değeri kalmıyor. Önce bir rehber, sonra cesur bir duruş, hayatın başarısı bu yollardan geçiyor. Yatırım diye Türkiye’ye yatırdığımız, her ne varsa, hepsinden zarar ettik. Düzeni olmayan, adalet kavramı oturmamış, uyanıklığın geçer akçe olduğu bir ülkede yatırım ancak bu kadar olurdu. 



*Fotoğraf: Ahmet Sapaz, 38 yıl çalıştığı kulüpten emekli olup ayrılırken… Kulübün Genel Müdürü Mr.Telfer emeklerinin karşılığı olarak kendisine hediye çeki takdim ediyor. 


Ahmet Sapaz, Centilmenler Kulübü'nde geçen 38 yılın anılarını; BİR BARMENİN ANILARI, OXFORD & CAMBRIDGE CENTİLMENLER KULÜBÜ'NDE 38 YIL başlığıyla kitaplaştırdı.





https://www.youtube.com/c/BisikletliGazete

https://twitter.com/BisikletliGaze1

 



İbrahim Selim, “Bana Kimse Ne Olduğunu Anlatmadı” oyunuyla Londra’da sahnede

Hiç yorum yok

11 Şubat 2024

Başarılı oyuncu İbrahim Selim, kendisine 2016’daki Afife Tiyatro Ödülleri’nde “Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu” ödülünü kazandıran Dave karakterini canlandırdığı “Bana Kimse Ne Olduğunu Anlatmadı” oyunuyla 24 Şubat’ta Londra’da sahne alacak.

 


 

Tiyatro dünyasının başarılı oyuncusu İbrahim Selim, kendisine Afife Tiyatro Ödülleri’nde “Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu” ödülünü kazandıran “Bana Kimse Ne Olduğunu Anlatmadı” oyunuyla 24 Şubat Cumartesi akşamı saat 20:30’da Londra’da Euston’da bulunan Shaw Theatre’da sahneye çıkacak.

Nick Hornby’nin kısa hikâyesinden Melisa Kesmez’in Türkçeye çevirdiği oyun, Serkan Salihoğlu yönetiminde, Omnia Yapım ve Dor Productions işbirliği ile idPro yapımcılığında uzun bir aradan sonra yeniden sahneleniyor. 5 Şubat’taki Türkiye prömiyerinin ardından Londra’da sahnelenecek olan oyunun biletleri Shaw Theatre’ın internet sitesi üzerinden satışa sunulmuş durumda.

İbrahim Selim


“Bana Kimse Ne Olduğunu Anlatmadı” oyununun konusu şöyle:

“Dave, evli ve iki çocuk babası. İşi, insanların rahatsız edilmeden eğlenmelerini sağlamak. Olayı, 1.83 boyunda 85 kilo bir adam olmak. Ama bazen nasıl biri olduğunu unutuyor, nasıl göründüğünü. Aslında Dave, başka bir şey yapmak istiyor. Ama ne yapacağını bilmiyor. Bunun üzerine çok da düşünmüyor. Dave, artık 44 yaşında. Düzgün bir eğitimi yok. Düzgün bir işi yok. Sonra sanat galerisinde bir iş buluyor. Gazete ilanından. Galeride, arka tarafta perdeyle ayrılmış bir oda. Perdenin önünde bir yazı: DİKKAT! Bu odadaki sergi sert içeriklidir. Rahatsız olabileceğinizi düşünüyorsanız lütfen girmeyin. 18 yaşından küçükler 'zaten’ giremez. Dave, insan bir sanat galerisinde ne kadar rahatsız olabilir ki diye düşünüyor. ‘Bütün bunlar bize bir şey söylemeye çalışıyor, değil mi? Bütün bunların bir anlamı olmalı.’”

Bana Kimse Ne Olduğunu Anlatmadı oyunun biletleri aşağıdaki linkten £ 60’a temin edilebilir.

https://www.shaw-theatre.com/whats-on/bana-kimse-ne-olduunu-anlatmad

 

Tarih: 24 Şubat 2024, Cumartesi

Saat: 20:30

Yer: Shaw Theatre

Adres: 100-110 Euston Road, London NW1 2AJ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hakan Bilal, Cem Karaca'nın Unutulmaz Şarkılarıyla Stoke Newington'da!

Hiç yorum yok

05 Şubat 2024

Londra'nın sanat ve müzik sahnesine damga vuran şarkıcı Hakan Bilal, Türkiye rock müziğinin önemli figürlerinden Cem Karaca'nın müzik mirasını yaşatmak ve yeni nesillere tanıtmak amacıyla özel bir konserle hayranlarıyla buluşacak. 16 Şubat Cuma akşamı saat 7.30'da Stoke Newington'da bulunan DB Music'te gerçekleşecek "Cem Karaca Tribute" konseri, müzikseverlere unutulmaz anlar yaşatacak.

 


Hakan Bilal, TRT televizyonunda çocukluğunda izlediği Cem Karaca'nın performansının müzik kariyerine ilham kaynağı olduğunu belirterek, "Anaokulunda iken TRT televizyonunda ilk kez Cem Karaca'yı izledikten sonra müzisyen olmaya karar verdim. Cem Karaca'yı şarkılarıyla bir konserde anmak ve anımsatmak kendime ve sevenlerime uzun süredir ödemek istediğim bir borçtu" ifadelerini kullandı.

Müzik hayatına çok genç yaşlarda İsviçre'de başlayan Hakan Bilal, daha sonra Ankara'da solist olarak kariyerine devam etti. Ankara Hukuk Fakültesi yıllarında müziğe devam ederek, Zerrin Özer, Kayahan, Nilüfer gibi ünlü sanatçılara vokalistlik yapma şansı elde etti. İstanbul'da Sezen Aksu, Ayşegül Aldinç, MFÖ gibi isimlerle çeşitli festivallerde sahne paylaşarak Türkiye'de adını duyurdu. 1987'de İngiltere'ye yerleşen Bilal, yerli ve yabancı repertuarıyla birçok festivale katıldı.

Müzisyenlik kariyerine ek olarak, Hakan Bilal, sinemaya büyük ilgi duyuyor ve West London Üniversitesi'nde film yönetmenliği bölümünde ikinci sınıf öğrencisi olarak eğitim alıyor. Londra'da İshtar ve Kibele gibi mekanlarda uzun yıllar sahne alan Bilal, halen Londra'da müzik hayatına aktif olarak devam ediyor.

16 Şubat Cuma akşamı DB Music'te gerçekleşecek bu özel gece, Cem Karaca'nın unutulmaz şarkıları ve Hakan Bilal'in özel yorumuyla müzikseverlere unutulmaz anlar yaşatacak

 

Etkinlik Detayları:

 

📅 Tarih: 16 Şubat

🕖 Saat: 7.30pm

📍 Adres: DB Music, 24 Stoke Newington High St, N16 7PL

    

Bilet: £10 (kapıdan temin edilebilir)

 

 

 

 

 

Suna Alan, Kürtçe folk müzik şarkılarını seslendirecek

Hiç yorum yok

02 Şubat 2024

Şarkıcı Suna Alan, 17 Şubat Cumartesi akşamı, Stoke Newington'da bulunan DB Müzik'te Erivan, Bağdat ve Urmiye radyolarında seslendirilen Kürtçe folk müzik şarkılarını seslendirecek. 





Konsere ilişkin çağrı metni şöyle: 

"1955’te Sovyetler Ermenistan’ında kurulan Erivan Radyosu'nun unutulmaz anıları arasında dolaşırken, Kürt toplumunun müzik zenginliğini keşfetmeye hazır olun. Her gece tıklım tıklım dolan evlerde, Erivan'ın sesi radyosundan yükselen "Guhdarên eziz dengê radyoya Erivanê, klamên cimeta Kurdan" (değerli dinleyiciler Erivan'ın sesi radyosundan Kürt toplumunun şarkıları) cümlesiyle başlayan müzikal bir serüvene çıkıyoruz."

"Osmanlı'dan günümüze uzanan Kürtçe eserler ve onların dokunaklı hikayeleriyle sizleri buluşturacak, Erivan Radyosu'nun yanı sıra Bağdat ve Urmiye radyolarında da iz bırakmış eserlerden örnekler sunacağız."

📅 Tarih: 17 Şubat
🕖 Saat: 7pm (Giriş)
📍 Adres: DB Music, 24 Stoke Newington High St, N16 7PL
       
Bilet: £15

Dönmek mi zor, kalmak mı?

Hiç yorum yok

29 Ocak 2024

“Bir gün mutluka geri döneceğiz!” Her göçmenin gönlünde bir gün mutlaka geri dönmek düşüncesi yatar. “Ben asla dönmem!” diyenlerde bile bu böyledir aslında...





Tuncay Bilecen


“Bir gün mutluka geri döneceğiz!” Her göçmenin gönlünde bir gün mutlaka geri dönmek düşüncesi yatar. “Ben asla dönmem!” diyenlerde bile bu böyledir aslında. Türkiye’ye ilişkin her gelişme saatlerce takip edilir, evde işyerinde sabahtan akşama kadar Türkiye kanalları açıktır, Türk dizileri izlenir, Türkçe müzik dinlenir. Türkiye için tatil planları yapılır. Geri dönme umudu ise her hafta devreden büyük ikramiye gibi bir sonraki yıla devreder. 


AKADEMİNİN GERİ DÖNÜŞ GÖÇÜNE İLGİSİ


Geri dönüş göçü, göç literatüründe son yıllara kadar yeterince ilgi gören bir konu olmamıştır. Birçok çalışma geri dönme kararında yalnızlık, yabancılaşma, yurt özlemi, ayrımcılık gibi faktörlere dikkat çekmekte; eğitim, vasıf, dil yeterliliği gibi bireysel özelliklerle yaşanılan sosyal çevrenin ve sosyal bağlantıların önemine vurgu yapmaktadır. Dolayısıyla geri dönüş göçünün bireysel ve rasyonel bir kararla mı, aile ve sosyal çevrenin etkisiyle mi yoksa politik veya diasporik nedenlerle mi gerçekleştiği soruları göç yazınının her zaman ilgi odağında olmuştur. 


Bu konudaki en ilk yaklaşımlardan biri “amacını gerçekleştirip geri dönenler” (başarılı), “amacını gerçekleştiremeyip geri dönenler” (başarısız) şeklindeki ayrımlar üzerinden geri dönüşü açıklayan yaklaşımdır. Amacını gerçekleştirme burada eğitimini tamamlama, kariyerini geliştirme, istediği kadar parayı yapmış olma şeklinde açıklanabilir. Amacını gerçekleştirememe ise bütün bunlardan birinde ya da birkaçında başarısız olmak ve geri dönmek zorunda kalmak şeklinde açıklanıyor. Aslında bu ayrımların daha çok ekonomik amaçlı göçü tanımladığı aşikâr. 


EKONOMİK AMAÇLI GERİ DÖNÜŞ


Ekonomik amaçlı geri dönüşlerin bir kısmını “komşunun tavuğu komşuya kaz görünür” atasözüyle özetyebiliriz. Şöyle ki göçmen bulunduğu ülkede belli bir miktar sermaye biriktirmiştir. Aklı fikri de bir gün Türkiye’ye dönmektedir. Etrafındakilerin ve Türkiye’deki çevresinin teşvikiyle Türkiye’de bir işyeri açmaya karar verir. Ne ki geride bırakılan ülke artık o ilk gençlik yıllarındaki ülke değildir. İnsanlar, hayat, ilişkiler her şey değişmiştir. Büyük hevesle geri dönen ve yatırımını yapan kişi toplumsal, sosyal, hukuksal ilişkilere ayak uyduramadığı için kısa sürede tepe taklak olur. Bu tipik örnekte geri dönülen ülkedeki emek piyasalarına ve çalışma koşullarına ilişkin bilgi eksikliği, uyum sorunu, dışlanma, rekabet koşullarına ayak uyduramama gibi nedenler başarısızlığın nedenleri arasında sayılabilir. Neticede sıfırı tüketen kişi gerisin geriye gelerek adeta ilk defa göçmen oluyormuş gibi hayatına yeniden başlar. 


Ekonomik amaçlarla geri dönen her göçmen başarısız olacak diye bir kaide yok. İngiltere’de kendisini hem eğitim hem de kariyer olarak geliştiren nice girişimci Türkiye’de ya da başka ülkelerde önemli yatırımlara imza atıyorlar. Bu konudaki farklılık, göçmenin profesyonel mi yoksa duygusal mı düşündüğüyle ilgili; bir başka deyişle gerçekten yapacağı işe ilişkin bir ön hazırlık yaptı mı, yoksa bir hevese kapılıp biraz da etrafındakilerin dolduruşuna mı geldi? 


POLİTİK NEDENLİ GERİ DÖNÜŞ


Göçü ortaya çıkartan sebeplerden biri de ülkelerin yaşadıkları politik karışıklıklardır. Bu çatışmalar; askeri darbe, iç karışıklık, politik baskı şeklinde olabileceği gibi belirli bir etnik veya mezhepsel gruba yönelik sistematik baskılar şeklinde de tezahür ediyor olabilir. Politik karışılık insanî güvenliği tehdit etme boyutuna ulaştığında iç veya dış göçe sebebiyet verebilir. Londra’da yaşayan Türkiyeli göçmenlerin çoğu da bu duruma giriyor. Asıl niyet ekonomik olsa, buna politik bir kılıf uydurulmuş olsa bile bu böyle. Çünkü doğrudan ya da dolaylı bir güvenlik tehdidi politik nedenli göçü teşvik ediyor. 


2013’te Londra’ya ilk geldiğimde yaptığım bir alan çalışmasında Kürt/Alevi göçmenlerle Türk/ Sünni göçmenler arasında geri dönme düşüncesi bakımından anlamlı farklar ortaya çıkmıştı. “Önümüzdeki 10 yıl içeresinde Türkiye’ye geri dönmeyi düşünüyor musunuz?” sorusuna Türkler % 56,6 oranında evet derken Kürtler’de bu oran % 40’ta kalmıştı. Aynı soruya Sünniler % 57,5 oranında evet demişler, Aleviler % 41, 1 oranında evet demişlerdi. 


Geride bırakılan ülkenin politik yapısında meydana gelen köklü değişiklikler göçmenlerin geri dönüş düşüncesini etkileyebilir. Bu durum çoğu zaman politik sebeplerle göç edenlerde geriye yönelik göçe ilişkin uygun bir zemin oluşturmaktadır. Sahada kiminle görüşürsem görüşeyim üç aşağı beş yukarı aynı şeyi duyuyorum: “Türkiye bir gün değişirse, hiç düşünmeden geri dönerim.” 


MEMLEKET HASRETİ VE GERİ DÖNÜŞ


Memleket hasreti geri dönüş göçünün en önemli sebeplerinden birini oluşturuyor. İlginçtir akademi bu meseleye bu boyutuyla uzun süre bakmadı. Sonra belirli göçmen gruplarıyla yapılan çalışmalarda memleket hasretinin en önemli geri dönüş motivasyonu olduğu ortaya çıktı. 


Geri dönüş arzusu çoğu zaman Türkiye’ye yapılan tatil ziyaretleri sırasında artar. Kişi bir nostalji duygusuna kapılarak “acaba hiç mi gitmeseydik? Buralara tekrar mı dönsem?” diye için için kendine sormaya başlar. Hele geride bırakalın yaşlı anne, baba da varsa, onlarla daha yakından ilgilenmek amacıyla da geri dönme düşüncesi daha yüksek sesle dile getirilebilir. 


Benim “göçmenlikte orta yaş krizi” olarak tanımladığım; belli bir yaşa geldikten sonra “burada köksüz ağaç gibiyim, Türkiye’de yeniden bir hayat kuramaz mıyım?” diyerek bavulunu toplayıp Türkiye’ye dönenler de bu kategoriye girebilir. Böylece kişi hayatında yeni bir sayfa açmak, içinde akan ırmağı denizine kavuşturmak ister. Kimi istediğine kavuşur, kimi ise yeniden yollara düşer. 


******

Kaynak: Doç.Dr.Tuncay Bilecen, Türkiye'den Birleşik Krallık'a Göçler


https://pressdionysus.com/





© Tüm hakları saklıdır
Tasarım by Orbay Soydan