latest
haber

KÜLTÜR-SANAT

VIDEO

video

VELESPIT HİKAYELERİ

velespit hikâyeleri

GÖÇMENLERİN GÜNDEMİ

YEREL HABERLER

LONDRA GÜNLÜKLERİ

Fireweed Talks’ın 12. buluşmasının konusu “çocuk istismarı"

Hiç yorum yok

Adını küllerinden doğan ateş çiçeğinden alan, mağdur kadın ve çocuklara yönelik çalışmalar yürüten vakıf Fireweed, “Fireweed Talks” kapsamındaki buluşmalarının 12.sinde çocuk istismarı konusunu ele alıyor.  



23 Mart Cumartesi günü, 15:00 – 18:30 saatleri arasında, Kuzey Londra’da bulunan Fieldseat Kafe’de  gerçekleştirilecek olan etkinlikte Türkiyeli göçmen toplumunda konuşulması bir tabu olan çocuk istismarı konusu, İngiltere’de hukuk, aile içi şiddet, cezaevleri ve eğitim alanlarında uzman dört göçmen kadın konuşmacı tarafından tartışmaya açılacak.

Panelde yer alacak davetli konuşmacılar şu şekilde:

Avukat Işın  Vahib, çocuk istismarıyla ilgili bir çok davada avukatlık yapmış bir isim.

Sevinç Karasu, aile içi şiddet konusunda MARAC’da Metropolitan Polisi temsil eden ve birçok  vakanın ortaya çıkmasında görev almış bir polis ve dedektif.

Sevcan Kudu, MBE, cezaevlerinde çocuk İstismarı suçlularıyla karşılaşmış ve işi gereği onlarla görüşmeler yapmış Kraliçe’den ödüllü Cezaevi Bölgesel Lideri.

Dicle S. Sertkaya, (SEN) Özel Eğitime Muhtaç Çocukların eğitmeni olarak çalıştığı okullarda birçok vakaya tanık olmuş bir öğretmen.

Panele ilişkin Fireweed’in açıklaması şu şekilde: “Çocuk istismarının hem Türkiye’de hem de burada Türkiyeli göçmen toplumlarda ne kadar konuşulması güç, tabulaştırılmış bir konu olduğunun farkındayız. Bunu gözlemliyor, duyuyor ya da tanık oluyoruz. Bir sosyal sorumluluk bilinciyle, uzmanlarından önemli bilgiler almak, farkındalığı arttırmak ve kollektif biçimde çocukları nasıl koruyacağımızı öğrenmek amacıyla Türkçe sohbet edeceğiz. Sorular sorup cevaplar alarak bilinçlenip bilgilenirken konunun ağırlığını birlikte göğüsleyerek dinleyip, en önemlisi de konuşabileceğiz.”

“Konuşmacılarımız yıllardır tanık olup, çözümler ürettikleri vakalardan örnekleri bizlerle paylaşarak konu hakkında nasıl ‘yalnız olmadığımızın’ bilgisini aktaracaklar. Uzak ya da yakın çevremizde çocuk istismarına maruz kalan mağdurlar için; İngiltere’de ne yapmalı? Hangi kurumlara başvurmalı? Çocukları nasıl korumalı? gibi sorular cevaplanacak. Tabi ki dinleyicilerden gelen sorulara da alan açacağız. Toplumda çocuklarımızın sağlıklı gelişiminden hep birlikte sorumlu olarak, gelin bu etkinlikte buluşup hep birlikte söyleşelim.   Varsa yakınınızda konuyla ilgili olabilecek kimseler, hadi onları da alıp gelin. Korkma! Farkında OL!  Sessiz Kalma! Harekete Geç!"

Tarih: 23 Mart 2024, Cumartesi

Saat: 15:00 – 18:30

Yer: Fieldseat Kitabevi / Kafe

Adres: 665 High Rd. Tottenham, N17 8BD

Kadınların bir araya geldiği lezzet dolu bir topluluk: Kitchen Community

Hiç yorum yok

Stoke Newington ve Hackney'de gerçekleştirdiği pop-up etkinliklerle tanınan Kitchen Community, 12 Mart'ta Stoke Newington, Church Street’te yer alan Schnitzel Forever restoranın ev sahipliğinde kapılarını sevenlerine açtı.

 


Kitchen Community, bir sosyal araştırmacı lideri olan Deniz C Erkan ve bir şef olan Nazlı Çelik Metin'in bir araya gelmesiyle doğdu. Kadın elinin değdiği eşsiz lezzetlerle dolu menülerini sunan topluluk, göçmen kadın ve kız çocuklarının sosyal becerilerini güçlendirmeyi ve İngiltere'ye uyum sağlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor.

Kitchen Community bir mutfak girişiminden çok daha fazlasını sunuyor. Deniz C Erkan, "Burası bir mutfak girişiminden çok daha fazlası; kadınların bir araya gelerek kendi yaptıkları üretimleri sunma, satışını yapma, sosyalleşme, ortak yemek yemenin büyüsüyle hem bedenlerini hem de ruhlarını bağladıkları, destekledikleri ve besledikleri bir sığınak" diyor.

Kitchen Community Collective, sadece mutfak toplantılarına ev sahipliği yapmakla kalmıyor, aynı zamanda çeşitli mutfak lezzetlerini toptan satışa sunarak daha geniş bir kitleye ulaşıyor. Ünlü Türkiye mezelerinden nefis öğle yemeği menülerine kadar her ürün, sevgi ve özenle hazırlanıyor.



12 Mart'taki büyük açılış etkinliği, yemek, dostluk ve topluluğun bir araya geldiği unutulmaz anlara sahne oldu. Kitchen Community, bu heyecan verici yolculuğa devam ederken, daha fazla anı paylaşmayı ve yeni bağlantılar kurmayı dört gözle bekliyor.




Kitchen Community'nin gelecekteki etkinliklerinden haberdar olmak için web sitesini ve Instagram sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

 

https://www.kitchencommunity.co.uk/en

https://www.instagram.com/kitchen_community_collective/?hl=en

 

 

Wimbledon'da ilk Türkçe tiyatro oyunu: “Seher ile Ali”, Güney Londra’da seyirciyle buluşuyor

Hiç yorum yok

"Çünkü masallar sınır bilmez" sloganı ile yoluna devam eden "Seher ile Ali" tiyatro oyunu 16 Mart 16:00'da Wimbledon Rutherford Theatre'da seyirciyle buluşacak. Wimbledon Rutherford Theatre'da ilk kez sahnelenecek Türkçe Tiyatro olma özelliğine de sahip oyun, 16 yaş ve üzeri tüm tiyatro tutkunlarını bekliyor.

 


Tower Theatre'da geçen sezon ve Kasım ayında kapalı gişe oynayan "Seher ile Ali", şimdi Efes Premium restoranın ana sponsorluğunda, Babylon restoranı, Lapiola Wimbledon restoranı, Kingston Food Centre ve Robin Food online alışveriş platformunun desteğiyle Wimbledon'da ilk kez sahnelenecek. "Seher ile Ali", pavyondan kaçan Seher ve Ali'nin, yeni bir hayat kurma çabalarını anlatan etkileyici bir hikâyeyi 70 dakika boyunca izleyiciyle buluşturuyor. Bu oyun aynı zamanda Wimbledon'da sahnelenen ilk Türkçe tiyatro olma özelliği taşıyor.



Şamil Yılmaz'ın kaleminden çıkan bu derin hikâye, izleyicileri soluksuz bırakacak. Mavi Productions’ın yapımcılığını üstlendiği "Seher ile Ali", arabesk duyguların iniş çıkışlarıyla birlikte, cinsiyet rolleri ve ilişkiler üzerinden derinlemesine bir bakış sunuyor. Bir aşk hikayesinin ötesine geçen oyun, iktidarın ve sistemin ezdiği, ötekileştirdiği ve görünmek istemediği insanların yaşadığı trajikomik deneyimleri Seher ve Ali'nin hikayesi üzerinden gözler önüne seriyor.




Eda Çatalçam'ın hem yönetip hem de Seher rolünü üstlendiği oyunda,  Ali rolünü ise Türkiye’de pek çok tiyatro ve televizyon projesine imza atmış, geçen yıl oynadığı “Fısıltılar” filmi ile İskoçya “Feel The Reel” Film Festivali'nde “En iyi Erkek Oyuncu” ödülünü alan Fatih Dönmez üstleniyor. 22 yıllık tiyatro yolculuklarına Londra'da devam eden Eda Çatalçam ve Fatih Dönmez; "Seher ile Ali"yi Wimbledon'da İngilizce altyazı ile Türkçe olarak sahneleyecekler. Wimbledon'da sahnelenecek ilk Türkçe tiyatro olma özelliğini de üstlenen Seher ile Ali, zamansız ve mekânsız, her döneme ait evrensel hikayesi ile siz tiyatro severleri pek çok duygu haline sürükleyecek gibi görünüyor. 

16 Mart tarihinde Wimbledon Rutherford Theatre'da saat 16:00’da sahnelenecek oyun 16 yaş ve üzeri seyirciye dönük olarak Türkçe oynanacak ve İngilizce çevirisi de üst yazı ile takip edilebilecek.

 

Tarih: 16 Mart 2024

Saat: 16:00

Yer: Wimbledon Rutherford Theatre

Adres: Wimbledon High School Mansel Rd, London SW19 4AB

Oyunun biletleri £20 ve aşağıdaki linkten temin edilebilir:

 

https://www.trybooking.com/uk/DBHM 

 

Ayrıca, bilet aldığınızda saklamanız önemlidir; çünkü ana sponsorumuz olan Efes Premium restoran, size %15 indirim sunmaktadır. Bu özel indirim hakkından yararlanmak için biletinizi saklamayı unutmayın.

 

Yerel Müzik Sahnesinde Yeni Bir Yıldız Parlıyor: HUMOFR'un “Black Sheep" İsimli İlk Single'ı Dinleyicilerle Buluştu

Hiç yorum yok

Stoke Newington, Londra - 18 yaşındaki HUMOFR, engelli bir genç olarak yerel müzik sahnesinde adından söz ettirmeye başladı. Söz ve müziği kendisine ait HUMOFR'un ilk single'ı olan "Black Sheep", Spotify ve YouTube gibi popüler platformlarda dinleyicilerle buluştu.



"Black Sheep"e ulaşan yolculuk, HUMOFR'un Stoke Newington'daki DB Music stüdyosunu keşfetmesiyle başladı. Vokal öğretmeni Özge'nin teşvikiyle stüdyoya girmeye karar veren HUMOFR, arkadaşı ve yapımcısı Barış Güney'in de desteğiyle, "Black Sheep"i kaydetmek düğmeye bastı. Bu işbirliği sadece müzikal yeteneklerini değil, aynı zamanda gelecekteki projelere olan bağlılıklarını da gösteriyor. Genç sanatçı, "Bu ilk single sadece müzik yeteneğimi değil, aynı zamanda müzik tutkumun peşinden gitme kararlılığımı da gösteriyor" diyor.

HUMOFR, hayatındaki zorlukları açıkça kabul ediyor. Serebral palsi hastası olarak, günlük hayatta fiziksel engellerle karşılaşıyor. Ancak, engelinin hayallerini engellemesine izin vermek istemiyor. "Engelli olmanın, bir şey başaramayacağınız anlamına gelmediğini bilmelisiniz" diyerek diğer gençlere de ilham veriyor.

HUMOFR için bir sığınak haline gelen stüdyoda Barış Güney'den aldığı destek genç sanatçının kendini özgürce ifade etme gücünü artırıyor. HUMOFR, "Barış'ın kalbimde gerçekten özel bir yeri var. Aldığım mentorluk ve destek için minnettarım" diyor.

Şüphenin sıklıkla kendini gösterdiği bir dünyada, HUMOFR'un hikayesi umut ışığı olmaya devam ediyor. Genç sanatçı, başkalarını olumsuzluklara boyun eğmek yerine kendilerine inanan tek kişiyi dinlemeye teşvik ediyor. HUMOFR, müziği ve mesajıyla toplumu hayallerinin peşinden gitmeye ve umutlarını asla kaybetmemeye çağırıyor.

HUMOFR'un "Black Sheep" şarkısını dinlemek ve ilham almak için Spotify sayfasını veya YouTube'daki müzik videosunu aşağıdaki linklerden izleyebilirsiniz.

 

https://open.spotify.com/artist/1dSLZaGIcCxKYOu04FjNwx  




 

Fieldseat Kitabevi/ Kafe’de seminer: “Rochdale'den Dersler: Küresel ve Yerel Siyasetin Kesişiminde Bir Vaka Çalışması”

Hiç yorum yok

Fieldseat Kitabevi  yeni bir seminer dizisine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 9 Nisan, Salı akşamı ilki gerçekleştirilecek olan seminerin davetli konuşmacısı Workers Parti’nin eş başkanı ve İngiltere’nin eski Suriye büyükelçisi olan Peter Ford olacak. Ford, son Rochdale seçimlerinin dünya ve İngiltere politikası açısından önemini anlatacak.

 


Kuzey Londra’da bulunan Fieldseat Kitabevi / Kafe “Global Politics in Local Communities” başlığı altında İngiltere ve dünya gündemiyle ilgili yeni bir seminer dizisine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

Son Rochdale seçimlerinin dünya ve İngiltere politikası açısından değerlendirmesinin yapılacağı ilk seminer 9 Nisan, Salı akşamı saat 18:00’de gerçekleştirilecek. Manchester’a bağlı bir ilçe olan Rochdale’de İşçi Partisi milletvekili Tony Lloyd’un ölümü üzerine 29 Şubat 2024 tarihinde gerçekleştirilen seçimi Gergoe Galloway’in Workers Partisi yüzde 40 oy alarak kazanmıştı.

Peter Ford

İngiltere’nin eski Bahreyn (1999 – 2003) ve Suriye (2003 – 2006) büyükelçisi ve Workers Parti’nin eş başkanı olan Peter Ford’un konuşmacı olarak katılacağı seminerin çağrı metni şöyle: “Rochdale ara seçimlerinden çıkarılacak en büyük ders, hem İngiliz hükümetine hem de muhalefet partilerine karşı duyulan memnuniyetsizliğin göstergesi olmasıdır. Keir Starmer'ın Muhafazakâr Parti'nin kemer sıkma politikalarını sürdürme programı ve İsrail hükümetinin Gazze'de sıkışıp kalmış Filistin halkına yönelik korkunç saldırısına verdiği destek göz önüne alındığında, bu durum milyonlarca insanın İşçi Partisi'ne oy veremeyeceği anlamına gelmektedir.”

 



Tarih: 9 Nisan 2024, Salı

Saat: 18:00 – 20:00

Yer: Fieldseat Kitabevi / Kafe

Adres: 665 High Rd. Tottenham, N17 8BD

 

 

Turkish Workers vizesiyle İngiltere’de yaşayanlar çocuklarının yüksek öğrenime girerken “home fee” ücreti ödemesi için imza kampanyası başlattı

1 yorum

Daha önce Turkish Workers/ Businesspersons vizesiyle İngiltere’de bulunanların çocukları yüksek öğrenim ücreti öderken “home fee” hakkından yararlanıyordu. Ancak Brexit’in ardından bu haktan yararlanmak isteyenlere 31.12.2020’den önce İngiltere’de ikamet ediyor olma kuralı getirildi. Konuyla ilgili mağduriyet yaşayan aileler, çocuklarının eğitim ücreti olarak “home fee” ödemeleri için imza kampanyası başlattı.

 


Petition üzerinden başlatılan imza kampanyasının metni şöyle: “İçişleri Bakanlığı’nın pandemi uygulamaları nedeniyle 31 Aralık 2020’den sonra Birleşik Krallık’a gelmek zorunda kalan Türk işçilerin/iş insanlarının çocuklarının yüksek öğrenim için “home fee” statüsüne hak kazanmalarını istiyoruz.”

“‘Home fee’ ücreti statüsüne ilişkin mevcut kuralların, Birleşik Krallık'a gelmek için vize başvurusunda bulunmuş kişilerin çocuklarına geriye dönük olarak uygulanmasının adil bir uygulama olmadığına inanıyoruz. Çocuklarımızın ‘home fee’ ücreti statüsüne hak kazanmalarını hedefliyoruz. Aksi takdirde mevcut kural, Birleşik Krallık vatandaşı olma yolunda olan bu çocukların daha fazla eğitim almalarını engelleyebilecek, daha yüksek ödemelerle karşı karşıya kalmaları anlamına gelecektir ve bu durum,  Birleşik Krallık'ta ikamet ve eğitim kriterlerini karşılamalarına rağmen çocukların eğitimlerini tehlikeye atacaktır.”

Kampanyayı başlatanlar konuya ilişkin olarak "vizeye başvurduğumuz andaki haklarımızın korunmasını istiyoruz. Zira bu kuralı 2021'de yayınladılar ve bizim üniversitelere başvuruncaya kadar bundan haberimiz bile yoktu" diyorlar ve Home Office'in söz konusu eşitsiz uygulamadan geri dönmesini talep ediyorlar. 

Kampanya 10 bin imzaya ulaştığında Hükümet bu kampanya için bir cevap vermek zorunda. 100 bin imzaya ulaştığında ise konunun Parlamento’nun gündemine taşınması gerekiyor.

 

Kampanyayı imzalamak için tıklayın

https://petition.parliament.uk/petitions/656478

Göçmenlikte acı yarıştırma hastalığı

4 yorum

Bu yazıda göçmenlik hiyerarşisinin raconunda yer alan "acı yarıştırma" mevzusuna değiniyorum. 




Tuncay Bilecen

tuncaybilecen@gmail.com


    “Brexit’e neden evet dediniz?”

“Çünkü çok göçmen geldi?”

“Peki, siz de göçmen değil misiniz?”

“Biz de göçmeniz ama biz vergimizi veriyoruz. Onlar hep sosyal yardımları alıyorlar. Burayı mahvettiler.”

Bu tür diyalogları alan araştırması sırasında sıkça yaşamışımdır. Göçmenlik hiyerarşisi diye bir hadise gerçekten var. Bir yere daha önceden gelenler yeni gelenlere karşı agresif bir tutum içinde olabiliyorlar. Bu agresif tutum zaman zaman rövanşist bir biçim de alabiliyor.

Nasıl mı? Bunu acı yarıştırmak şeklinde de düşünebiliriz. Daha doğrusu, bazı göçmenler kendilerinden sonra gelenlerin çabucak uyum sağlamalarına, düzenlerini kurmalarına, para kazanmalarına asla tahammül edemiyorlar. “Biz çok çektik, siz de aynı çileyi çekmelisiniz!” düşüncesi yatıyor bu tutumun arkasında.

Hani sizden hep kötü şeyler duymak, sizi hep üzgün görmek isteyen “enerji emici” insanlar vardır. Bu insanlar “kara gününüzde” birden yanınızda peyda olurlar ama size destek olmak için değil, acınızın cilasını çekmek için. Göçmenlikte de böyle tipler yok mu? Sürüsüyle… Bir bakmışsınız geldiğiniz ilk günlerde güya size destek olur gibi görünen bu kişi, yavaş yavaş kendi ayaklarınız üzerinde durmaya başladığınızda size yüz çevirmiş. Niye? Çünkü illaki siz de onun kadar çile çekeceksiniz!

Göçmenlik hiyerarşinin değişmeyen kurallarından olan bu durum bazen acı yarıştırmaya da dönüşebiliyor. Örneğin bir Ankara Anlaşmalı “15 aydır ailemi göremiyorum. Home Office vize sonucumu bir türlü açıklamıyor” dediğinde yanındaki birinci göç akınıyla gelen göçmen “o da bir şey mi, biz yıllardır gidemedik. Biz gemileri yakıp geldik buraya!” diyor. Ve ekliyor, “siz hiç zahmet nedir görmediniz. Biz geldiğimizde burada bir tane Türk bakkalı yoktu!” Veya bu sohbeti tersine de çevirelim. Şimdi de bir Ankara Anlaşmalı konuşuyor: “Adam geldiğinin ertesi günü Job Center’a gidip maaş almaya başlamış. Ardından belediye evine yerleşmiş. Yetmemiş part time çalışıyorum göstermiş, bir sürü yardıma başvurmuş. Bana çektiği çileden söz ediyor. Biz burada beş sene boyunca bırakın yardım almayı istediğimiz işi bile yapamıyoruz.”

Kuşkusuz tüm göçmenlerin aynı tutum içinde olduklarını söylemiyoruz, ancak “göçmenlikte acı yarıştırma” mevzusu çoğu göçmenin başına gelmiş bir hadisedir. Esasında, birinden, onun başına gelmiş kötü bir şey dinlerken haz almak, iyi bir şey dinlerken ise için için kıskanıp bunu değersizleştirmeye çalışmak göçmenlere değil bencil, değerleri olmayan insanlara özgü bir davranıştır… 


* Sizin de böyle bir deyeniyimiz olduysa lütfen yorumlarda paylaşın... 

© Tüm hakları saklıdır
Tasarım by Orbay Soydan