bisiklet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bisiklet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Londra Bisiklet Kulübü (LBK) bir hayalini daha gerçekleştirdi: “bisiklet kafe” açıldı

Hiç yorum yok

08 Ekim 2024

Kurulduğu günden bu yana hayata geçirdiği projelerle başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere toplumun bisikletle buluşmasına önemli katkılar sağlayan LBK, Enfield bölgesinde Oakwood Park’ın içinde açtığı ‘bisiklet kafe’de bisiklet severleri ve bölge sakinlerini ağırlıyor.

 


İlk olarak Mayıs 2019 yılında sosyal sürüşler organize ederek çalışmalarına başlayan kulüp, kısa bir zaman sonra faaliyetlerini Enfield’de bulunan Britanya Alevi Federasyonu (BAF) yerleşkesine taşıdı. Kulübün Kuzey Londra’da yaşayan toplumla buluşmasında, bisiklet eğitimleri, tamir kursları ve çeşitli etkinlikler organize ederek faaliyetlerini büyütmesinde BAF ile yaptığı işbirliği ve aldığı destek önemli bir rol oynadı.

Kulüp; çalışanlarının ve gönüllülerin özverili çalışmaları, zaman içerisinde yerel belediye ve London Cycling Campaign gibi kurumlarla geliştirdiği işbirlikleri ve hayata geçirdiği projeler sayesinde bisiklet çalışmalarını daha geniş kesimlerle buluşturup Londra’da faaliyet yürüten bisiklet toplulukları ve örgütlenmeleri arasında da tanınan, bilinen bir organizasyon olma başarısını sağlayarak çeşitli ödüller aldı.

BİR KAFEDEN FAZLASI

Yakın bir zaman önce açılan bisiklet kafe için, LBK’nin kurucularından Özgür Korkmaz şunları söyledi: “Beş yıl önce Londra Bisiklet Kulübü’nü kurarken ileride güzel bir parkın içerisinde bir bisiklet kafe açma hayalini de kurmuştuk. Nihayet yakın bir zaman önce bu hayali gerçekleştirebilmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Southgate tren istasyonuna 6-7 dk yürüme mesafesinde olan Oakwood Park’ın içinde açtığımız mekân aslında bizim için bir kafeden çok daha fazlası. İnsanların güzel bir manzara eşliğinde, doğanın içinde, trafik gürültüsü ve stresten uzak rahatça kahvelerini içip, bir şeyler yiyebileceği, kulübümüzün parkta organize ettiği yürüyüş, bisiklet ve çeşitli spor aktivitelerine dahil olabileceği, sosyalleşebileceği bir mekân oluşturduk. Çocukların aileleriyle birlikte gelip kafede kitap okuyup, ödünç kitap alabileceği, resim yapabileceği ya da satranç oynayabileceği özel bir bölüm de var. Ne iyi yapmışız da bir bisiklet kulübü kurmuşuz dediğimiz o kadar çok şey var ki. Hayata geçirdiğimiz başarılı çalışmaların arka mutfağında LBK’ye emek veren arkadaşlarımızın özverili çalışmaları olduğu kadar, kulübe 5 yıldır ev sahipliği yapan ve çalışmalarımıza en büyük desteği sunan dost kurum Britanya Alevi Federasyonu’nun da çok önemli katkıları bulunmaktadır.”


BIKE LIBRARY PROJESİ

Bu senenin başında Londra Bisiklet Kulübü, uzun süredir üzerinde çalıştığı “Pymmes Park Bike Library” projesini hayata geçirmeye başladı. Edmonton bölgesinde bulunan Pymmes Park’ın içine, 14 ay süren uzun uğraşlar sonucu, bölge meclis üyesi ve Enfield belediye lideri Ergin Erbil’in ve Londra belediyesi bisiklet bölümü şefi Will Norman’ın da desteği ile bir bisiklet konteynırı yerleştirdi ve çocuklara, kadınlara yönelik bisiklet eğitimlerini Pymmes Park’ta başlattı.

Bike Library (bisiklet kütüphanesi) uygulaması bir kütüphaneden kitap ödünç alır gibi bisiklet ödünç almayı kapsayan bir çalışma. Projenin hedefi, çocukların aileleriyle birlikte LBK’nin bisikletlerini günlük ya da haftalık ödünç alarak pratik yapmalarını ve kaliteli zaman geçirebilmelerini sağlamak. Ayrıca ailelere yönelik bisiklet sürüşleri ve tamir workshop’ları düzenleyerek bisiklet kullanımının önündeki bariyerleri kaldırarak, aktif ulaşımı teşvik etmek.

Kulüp, bisikletin dışında geçen yıl başlattığı kadınlara yönelik “wellbeing projesi” çerçevesinde her hafta düzenli olarak çeşitli spor aktiviteleri ve etkinlikler organize (doğa yürüyüşü, yoga, fitness, tenis, yüzme, bisiklet turu ve sağlık ile ilgili etkinlikler) ediyor.

 

📍 Pymmes Park Bike Library

Victoria Road, Edmonton N18 1SA

 

📍 Oakwood Park Cafe

Lakenheath, N14 4RT

 

Londra Bisiklet Kulübü ( LBK )

London Cycling Club

 

Bilgi ve iletişim : https://linktr.ee/londoncyclingclub?subscribe




“LTN uygulamasını destekliyorum”

Hiç yorum yok

12 Eylül 2024

Yerleşim alanlarındaki trafik yoğunluğunu azaltmak için başlatılan Low Traffic Neighbourhood (LTN) uygulaması özellikle araç sahibi toplum üyeleri tarafından tepkiyle karşılandı. “Trafiği daha da artırdı”, “hiçbir faydası yok” gibi argümanlarla karşı çıkılan LTN uygulamasını Londra Bisiklet Kulübü’nün kurucularından Özgür Korkmaz ile konuştuk.

  


LTN uygulaması nedir?

Low Traffic Neighbourhood (LTN) diye bilinen “Düşük Trafikli Bölgeler" diye çevirebileceğimiz bu uygulama, bazı geçiş yollarının motorlu taşıt trafiğine kapatılarak aktif ulaşımın desteklenmesi şeklinde özetlenebilir.  

İnsanların ekonomik ve sosyal nedenlerle büyük kentlere göç etmeleri, nüfusun gittikçe artması beraberinde ulaşım ve çevre konularında birtakım sorunlar ortaya çıkarıyor. Örneğin Britanya adasında 1950’lerde motorlu araç sayısı 2 buçuk milyon kadarken 2021 itibariyle 35 milyondan fazla trafiğe kayıtlı motorlu araç bulunuyor. İnsanlar, konforlu yaşama alışkanlıklarından kolayca vazgeçmemeleri nedeniyle artık yakınlarındaki bakkaldan ekmek almaya dahi arabalarıyla gider oldular.

LTN AKTİF ULAŞIMI TEŞVİK EDİYOR

Büyük kentlerde yerel belediyeler sürdürülebilir, güvenli kent yaşamı için yeni birtakım uygulamaları hayata geçiriyorlar. Toplu taşımanın desteklenmesi, yollarda şehir içi hız limitlerinin 20 mil sınırına düşürülmesi, okul sokaklarının belli saatlerde kapatılması ve LTN uygulamalarıyla insanlar aktif ulaşıma (yürüyüş, bisiklet, scooter) teşvik ediliyor. Bu uygulamalarla; yolların herkes için daha güvenli olması, orta ve uzun vadede trafiğin azaltılması, çevre ve gürültü kirliliğinin minimuma indirilmesi hedefleniyor.



LTN uygulamasına karşı özellikle bizim toplum üyelerinden tepkiler geldi. Bu tepkiler hakkında ne düşünüyorsunuz?

On beş yıldır Londra’da sürücü eğitmenliği yapıyorum bu nedenle neredeyse her gün yollardayım. Bizim toplumun çoğunluğu da taksicilik, catering, dağıtım ve benzeri işlerde çalışıyor dolayısıyla araba kullanım oranımız oldukça yüksek. Son olarak yoğunlukla bizim toplumun yolunun düştüğü Haringey bölgesinde yeni uygulamaya konan St. Ann’s LTN’i nedeniyle yedi ara sokak geçişlere kapatıldı, haliyle ana yollara yüklenme oldu. Sürücüler yarım saatlik yolu bir saatte gitmeye başlayınca tepkiler çoğaldı. Buna bir de uyarı işaretlerini okumayıp LTN caddesine girip para cezası ödemek zorunda kalanlar eklenince isyan etmeler, tepki göstermeler başladı. Bu tepkilerin bir diğer sebebi de belediyelere duyulan güvensizlik, anti-LTN gruplarının manipülatif argümanları ve belediyelerin LTN’nin uygulamalarının faydalarını halka uygun dille anlatamaması diye düşünüyorum.

HARINGEY’DEKİ YOĞUNLUĞUN NEDENİ

Örneğin Haringey belediye sınırlarında yaşayan insanların % 60’nın bir arabası yok ama buna rağmen diğer bölgeden gelen sürücülerin Haringey bölgesini bir geçiş noktası olarak kullanmasından dolayı yıllar içinde sürekli artan bir trafik çilesi yaşanıyor. Buna bağlı olarak da çevre ve gürültü kirliliği, park yeri gibi sorunlar çoğalıyor. Bu da bölge sakinlerinin yaşam kalitesini düşürmektedir. Teknolojinin de gelişmesiyle sürücüler artık bir noktadan diğerine hiç bilmedikleri bir yol dahi olsa navigasyonlar sayesinde gidebiliyor. Böylece bazı ara sokaklar ve geçiş yolları daha fazla kullanılıyor ki aslında sorun biraz da burada başlıyor.

LTN İLE SUÇ ORANI DÜŞÜYOR, BİSİKLET KULLANIMI ARTIYOR

Belediyeler LTN uygulaması yaparak bölgedeki stratejik geçiş noktalarını araba trafiğine kapatarak orada yaşayan bölge sakinlerine hayatı daha yaşanılır kılmayı amaçlıyorlar. İnsanların o bölgede daha fazla yolda yürümelerine, bisiklet kullanmalarına ve zamanla sosyalleşmelerine örneğin çocukların mahallede oynamalarına imkân tanıyacak güvenli yeni alanlar oluşturmayı hedefliyorlar. İstatistikler de bunu doğruluyor. Örneğin LTN’lerin ilk uygulandığı Waltham Forest bölgesindeki sokaklarda suç oranları % 18 oranında düşüyor. (Metropolitan Polis 2012-2018 datası) Bu bölgede bisiklet kullanımı % 51, yürüme ise % 29 seviyelerinde artarken araba kullanımı ciddi ölçüde azalıyor.

FAYDALARINI GÖRMEK İÇİN ZAMANA İHTİYAÇ VAR

LTN uygulamasını orta ve uzun vadede çok fazla kazanımları olan, çok doğru bir uygulama olarak görüyor ve destekliyorum. LTN’ler ilk uygulandığı dönemlerde ana caddelerde trafik yoğunluğu oluşturuyor. Dolayısıyla hava kirliliğinin artmasına yol açıyor, ama eldeki istatistikler bunun bir geçiş dönemi olduğunu zaman içerisinde sürücülerin bu durumu kabullenerek daha az araba kullanımına yöneldiğini, böylece yürüme ve bisiklet kullanma oranının arttığını ortaya koyuyor. Az araba kullanımı demek daha temiz bir çevre demek, daha az gürültü demek.

Belediyeler toplu ulaşımı daha fazla desteklemeli ve fiyatları düşürmelidir. Biz sürücüler de içinde yaşadığımız mahalleye, kente karşı kendimizi sorumlu hissederek yaşamalıyız. En azından kısa mesafeleri yürüyerek veya bisiklet kullanarak gidebiliriz.



Londra Bisiklet Kulübü’nün (LBK) kurucusu olarak toplumumuzun bisikletle ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? LBK olarak bu konuda duyarlılık oluşturmak için neler yapıyorsunuz?

Londra’da yaşayan bizim gibi göçmen toplumlarda bisiklet kültürü henüz çok geride. Bunun birçok nedenleri olmakla birlikte bir de sosyo-ekonomik nedeni var. Örneğin erkeklerde araba sahibi olmak toplumum gözünde prestijli bir durumken bisiklet kullanmak tersi bir algı oluşturmaktadır.

“LBK OLARAK KADINLAR VE ÇOCUKLAR ÖNCELİKLİ HEDEF GRUBUMUZ”

Mayıs 2019’da temelini attığımız Londra Bisiklet Kulübü sayesinde toplumumuza bisiklet kültürünü yayma konusunda önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Yaptığımız bisiklet eğitimleri ve projelerin hedef kitlesini kadınlar ve çocuklar olarak belirledik, çünkü toplumumuzda değişimin ve dönüşümün anahtarının bu iki kesimde olduğunu düşünüyoruz.

Eylül 2021’de dünyanın en büyük bisiklet şehir örgütlenmelerinden biri olan London Cycling Campaign’in (LCC) online konferansına konuşmacı olarak davet edildik. Burada Londra Bisiklet Kulübü’nün çalışmalarından söz ettik. Sonrasında işbirliğini geliştirerek “community partnership” olduk ve ortak çalışmalar yürüttük. Yaklaşık 20.000’e yakın üyesi ve Londra’nın 32 yerel belediyesinde örgütlülüğü bulunan LCC, yolların bisikletliler ve yayalar için daha güvenli olması için çalışmalar yapıyor. Biz de hem yerelde Enfield bölgesinde hem de London Cycling Campaign’in kadın örgütlenmesinde kilit roller alarak yolların herkes için güvenli olması konularında çalışmalar yapmayı sürdürüyoruz.

“LTN DOĞRU BİR UYGULAMA”

Son olarak şunu ifade etmek isterim; 15 yıldır sürücü eğitmenliği yapıyorum 4 yıldır da Londra Bisiklet Kulübü direktörüyüm. Trafik sorununun kolay bir çözüm yolu yok çünkü Londra’da trafikte gereğinden çok fazla araç var. İnsanlara bu yoğun trafikte hadi gidin bisiklet sürün demek hiç gerçekçi ve güvenli değil. O halde bu sorun ancak iki tarafın da haklarını gözeterek ve aynı zamanda da araba kullanımını azaltarak çözülebilir. Bir de trafikte hem araba sürücülerinin hem de bisikletlilerin birbirlerine karşı daha hoşgörülü olması gerekiyor.  

LTN konusuna iki farklı açıdan bakabiliyorum ve bu uygulamanın doğru olduğunu, orta ve uzun vadede çok fazla kazanımlarının olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle uygulamayı destekliyorum.


* Bu yazı ilk defa 22 Kasım 2022, Salı günü Olay gazetesinde yayınlanmıştır.

Esra Kanat ile Süslü Kadınlar Bisiklet Turu'nu konuştuk...

Hiç yorum yok

06 Eylül 2024

Bisikletli Gazete söyleşilerinin bu bölümünde, bu Pazar düzenlenecek "Süslü Kadınlar Bisiklet Turu"nu, bu etkinliğin Londra etabını organize eden Esra Kanat'la konuştuk.


P‍rogramı Bisikletli Gazete'nin YouTube kanalından izlemek için 👇


Programı podcast olarak dinlemek için👇







Tolstoy’un bisikleti ve öğrenmenin yaşı

Hiç yorum yok

03 Eylül 2024

 


Velespit hikâyelerinin bu bölümünde, literatürde “öğrenmenin yaşı yoktur!” ifadesinin karşılığı olarak kullanılan “Tolstoy’un bisikleti” deyimi ve bu deyimin ortaya çıkış hikâyesinden söz ediyorum.







 Tuncay Bilecen 

tuncaybilecen@gmail.com

“Değiştirilmesi en zor şey nedir?” diye soracak olursanız, “alışkanlıklarımızdır” derim. Sevmediğimiz bir huyumuzu veya gündelik hayat rutinimizi değiştirmek için defalarca kararlar almış, kendi kendimize sözler vermiş; ama pek azımız verdiğimiz bu sözleri tutabilmişizdir. Ne de olsa sözleri yerine getirmek için güçlü bir irade, sabır ve gerçekçi bir plana ihtiyaç vardır. Gerçekçi diyorum, çünkü nesnel gerçeklerden bağımsız planlar her daim hayatımızın “bitirilemeyen başlangıçlar” çekmecesinde durmaya mahkûmdur. Eğer kişinin gerçeklikten kopuş düzeyi kendi gerçekliğini bile idrak edemeyecek seviyedeyse böyle durumlarda yerine getirilemeyen sözler için “dışsal bahanelere” sığınılır. Doğrusu hayatını değiştirecek iradesi olmayanlar için bahaneden bol bir şey de yoktur. Merak etmeyin yazının gidişatını “kişisel gelişim” masallarının istikametine sokmayacağım. Öyleyse mevzumuza doğru pedallayalım!

TOLSTOY’UN BİSİKLETİ

Bu yazının konusu “Tolstoy’un bisikleti”…

“Bu yaştan sonra kim uğraşacak?!” lafını bir bahane olarak çok duymuşuzdur. Bir vakitler niyet edilen ama bir türlü başlanmayan işler için kullanılır bu ifade. Örneğin mevzu gitar çalmak mı? Bizimki hemen lafa girer, “ben de bir vakitler heves ettim ama canım bu yaştan sonra kim uğraşacak?!” Oysa klişe gibi gelse de öğrenmenin, başlamanın ve bizi esaret altına alan alışkanlıklarımız terk etmenin yaşı yoktur.


  Çizim: Aydan Çelik

Rus edebiyatının dünyaya kazandırdığı en büyük miraslardan biri olan Tolstoy bisiklet sürmeye 67 yaşında başlar. Tolstoy, yedi yaşındaki oğlu Vanichka’yı kaybetmenin acısını yaşarken Moskova Bisiklet Sevenler Derneği tarafından kendisine bir bisiklet hediye edilir. Birkaç denemenin ardından bisiklet sürmeyi öğrenen Tolstoy bu yeni ulaşım aracını pek bir sever. Etrafındaki köylülerin şaşkın bakışları arasında ak sakalıyla, her gün bisiklet üstünde arzı endam etmeye başlar. Bisiklet, yetmişine merdiven dayayan Tolstoy’un vazgeçilmezlerinden biri olup çıkmıştır.

İşte literatüre “Tolstoy’un bisikleti” olarak geçen bu kavramsallaştırma “öğrenmenin yaşı yoktur sözünün” yerine kullanılır ve bize “başlamak” için hiçbir zaman geç kalmadığımızı hatırlatır.

 TOLSTOY’UN SON İSTASYONU

Toprak ağası olan Tolstoy’un hayatı bu tür girişimlerin örnekleriyle doludur. Örneğin yaşlanınca bütün malını mülkünü köylülere pay etmiş, onlarla birlikte sıradan bir hayat yaşamaya başlamıştır. 1894’te yazdığı Tanrı'nın Krallığı İçinizde başlıklı kitap yüzünden başı Ortodoks kilisesiyle derde girer. Aforoz edilir ve kitabı Rusya’da yasaklanınca ancak Almanya’da basılabilir.

Tolstoy’un kendisini ve insanı arayışı ömrü boyunca devam eder. Son günlerinde evini terk eder ve geri dönüşü olmayan uzun bir yolculuğa çıkar. 20 Kasım 1910’da zatürreden öldüğünde, 82 yaşındadır ve evini terk edeli 10 gün olmuştur. Bu süre boyunca Moskova’dan yaklaşık 400 km uzaklaşmış, sonradan onunla simgeleşecek olan Astapovo Tren İstasyonu’ndadır. 

                                              Tolstoy'un ölüm haberi


Hayatı boyunca mahiyetinde çalışan köylüler gibi sade bir hayat sürmek isteyen Tolstoy, aradığı huzuru belki de dünyaya gözlerini kapattığı Astapvo İstasyon şefinin mütevazı kulübesinde bulmuştur. Yönetmenliğini Michael Hoffman’ın yönettiği, 2009 yapımı dilimize “Aşkın Son Mevsimi” olarak çevrilen The Last Station, bu hazin yolculuğu çok güzel anlatır.



 BİZİM TOPLUM VE BİSİKLET

Bisiklet ve “öğrenmenin yaşı yoktur” mevzusuna geri dönecek olursak; dünyada bisiklet kültürünün en çok geliştiği kentlerden biri olan Londra’da bizim toplumun bisikletle barışık bir hayatının olduğunu söylemek maalesef pek mümkün değil. Elbette herkes bisiklet sürecek diye bir kaide yok ama bu konudaki bahaneler de muhtelif.

“Ben de çok istiyorum ama trafiğe çıkılmaz burada, çok tehlikeli.”

“İlk geldiğim yıllarda heves etmiş almıştım ama çalındı. Şimdi alsam yine çalınır. O yüzden gerek yok.”

“İsterim tabii ama bisiklet sürünce insan terliyor, terleyince de hasta oluyorsun.”

“Bizden geçti artık bu yaştan sonra bisiklete biniyor dedirtmem kendime.”

Örnekleri çoğaltmak mümkün. “Ne güzel her yere bisikletle gidiyorsun, ben de senin gibi bisikletçiyim” diyen fakat bir kere bile bisiklet üstünde görmediğim insanlar da yok değil.

Bisikletle olan ilişkileri bisikletlilere laf etmekten ibaret olan toplum üyelerimiz de var. Onlar da yanlış misali emsal yaparak “efendim bisikletliler arabalarımıza çok yakın geçiyorlar, kaç defa kaza atlattık bu yüzden” diye feryat figan edip inadına kötü örneği gözümüze sokuyorlar.  

Karamsar olmaya lüzum yok. Ne olursa olsun bisiklet yavaş yavaş bizim toplumun da gündelik hayatında yer etmeye başladı. Kısa sürede; çocuklara yönelik eğitimlerden, tamir bakım hizmetlerine kadar bisikletle ilgili birçok önemli çalışmaya imza atan Londra Bisiklet Kulübü bu işin öncülerinden biri.

 Yazıyı bu güzel örneklerin çoğalmasını dileğiyle Tolstoy’dan bir cümleyle bitirelim: En güçlü iki savaşçı; sabır ve zamandır.”   

Kaç yaşında olursak olalım yola çıkmaktan ve denemekten vaz geçmeyelim.


* Yazıyı bitirdikten sonra aklıma geldi, ilkokul mezunu, Trakyalı bir köylü kadını olan annem,  50'li yaşlarının sonunda ehliyet ve araba almaya heves etmişti. Hepimiz daha başta yazılı ehliyet sınavını geçemeyeceğini düşünürken, sınavdan 100, 100 ve 96 gibi puanlar alan annem nasıl oldu da motor sınavında bir soruyu kaçırdım diye hayıflanıyordu. Sonrasında ehliyetini de aldı, arabasını da... Şimdi ise iyi ve dikkatli bir şoför... 



                                             Tolstoy 1828 - 1910



Kaynakça:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Lev_Tolstoy

https://wannart.com/icerik/10990-aradigi-huzuru-olurken-buldu-tolstoyun-olumu

https://naferermis.wordpress.com/2012/04/15/tolstoyun-olumu/

https://ezgiaydn.medium.com/tolstoyun-bisikleti-hikayesi-nedir-ne-anlama-gelir-%C3%B6%C4%9Frenmenin-yeni-bir-tan%C4%B1m%C4%B1-bbd5c3ca5a93


İklim krizine dikkat çekmek için Paris'ten Bakü'ye pedal çeviren aktivistler İstanbul’a ulaştı

Hiç yorum yok

27 Ağustos 2024

İklim krizine dikkat çekmek için bisikletleriyle yola Paris’ten yola çıkan üç  aktivist dün İstanbul’a ulaştı. Barbaros Bulvarı'nda bisiklet severlerle buluşan aktivistler, Türkiye'den sonra Gürcistan'a geçecek ve ardından Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye ulaşacaklar.

 


İklim aktivistlerinin Paris'ten Bakü'ye gerçekleştirdiği bisiklet turu, iklim değişikliği konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Grup adına konuşan Önder Algedik, Türkiye'nin son 20 yılda 814 milyar dolarlık fosil yakıt ithalatı yaptığını ve bunun en önemli kaleminin akaryakıt olduğunu belirtti. Ayrıca, Türkiye'de sadece 2019-2023 yılları arasında 2 milyon 800 bin yeni arabanın piyasaya çıktığını vurgulayan Algedik, bu durumun karbon emisyonlarını artırdığına dikkat çekti.

Fransız iklim aktivisti Guillaume Outrage ise bisikletin doğayla barışık ve enerjinin en verimli kullanıldığı araçların başında geldiğini hatırlatarak ulaşımda karbon ayak izinin ortadan kalkması için bisiklet kullanımının önemine dikkat çekti. Bisiklet kullanımının yüzde 20 artması durumunda karbon emisyonlarının yüzde 8 gibi önemli bir oranda azalacağını söyleyen Outrage, bu sebeple bisiklet kullanımının teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı.

COP29 tarafından sunulan 10 öneri ise iklim koruma için bisiklet kullanımını artırmayı hedeflemekte. Öneriler, özel bisiklet altyapısının artırılması, okul ve iş yolculuklarında bisikletin teşvik edilmesi, bisiklet parkı/ depolama alanlarının artırılması gibi karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik adımları içeriyor. Bu önerilerin hayata geçirilmesiyle, arabalardan bisikletlere geçişin sağlanması ve ulaşım emisyonlarının azaltılması hedefleniyor.

Bisiklet kullanımını teşvik ederek, enerji verimliliğini artırmayı ve karbon emisyonlarını azaltmayı hedefleyen aktivistlere biz de bisikletli gazete olarak yolunuz açık olsun! diyoruz. 





https://cop29bikeride.org/cop29-tenproposals

https://www.instagram.com/cop29bikeride/?hl=tr

Londra Bisiklet Kulübü’nden ücretsiz bisiklet bakımı

Hiç yorum yok

23 Ağustos 2024

Londra Bisiklet Kulübü, “Dr Bike Session” programı altında 26 Ağustos, Pazartesi günü Oakwood Park Kafe’de Enfield Belediyesi’ne bağlı Journeys and Places sponsorluğunda ücretsiz bisiklet bakımı etkinliği gerçekleştirecek.

 






Londra’da toplum üyelerinin bisikletle buluşmasına ve uyguladığı “well-being” programlarıyla sağlıklı yaşamasına ön ayak olan Londra Bisiklet Kulübü, 21 Temmuz, Pazar günü 10:00 -14:00 tarihleri arasında geçtiğimiz aylarda hizmete giren Oakwood Park Kafe’nin yanında Dr Bike Session kapsamında ücretsiz bisiklet tamiri etkinliği düzenleyecek.  

Etkinlik kapsamında fren, vites gibi bisiklet güvenliği kontrolleri ve küçük onarım işlemleri gerçekleştirilecek. Etkinlikte bakım ve onarım işleri etkinliğe geliş sırasına göre yapılacak.

Londra Bisiklet Kulübü’nün bu etkinliği Enfield Belediyesi’ne bağlı Journeys and Places sponsorluğunda gerçekleştirilmektedir.  

 

Tarih: 26 Ağustos, Pazartesi

Saat: 10am- 2pm

Adres: Oakwood Park Cafe

Lakenheath, London N14 4RY

Ayrıntılı bilgi için: https://journeysandplaces.enfield.gov.uk

 

  Free Dr Bike Session at Oakwood Park Cafe

Get your bike ready for summer. Experience bike mechanics will be outside of Oakwood Park Cafe on this Sunday, offering free bike safety checks and minor repairs.

M-Check: Safety check to ensure your bike is safe to ride

Adjustments: Brakes, gears, and more

Free parts: Replacements for small items like cables and brake pads

This event is on a first come first served basis - to be sure of a slot arrive earlier.

Dr Bike is provided by Journeys and Places ( Enfield Council ) with partnership with London Cycling Club ( LBK )

Date: 21st July, Sunday

Time: 10am- 2pm

Adress : Oakwood Park Cafe

Lakenheath, London N14 4RY

More info: https://journeysandplaces.enfield.gov.uk

 


Dünya Bisiklet Günü nedeniyle “Turuncu Şimşek"i hatırlamak

Hiç yorum yok

03 Haziran 2024

 Bugüne kadar hiç arabam olmadı, hiç de heves etmedim. Kızanlığımdan beri hep iki tekerlek üzerindeyim. Eskiler velespit derler, babaannem de “şitan (şeytan) arabası” derdi. Bu yazıda  ilk bisikletim olan “Turuncu Şimşek”ten söz edeceğim.

Tuncay Bilecen




 İlk bisikletim; babamdan kalan Balkan marka, Bulgar malı, turuncu bir bisikletti. O dönemde izlediğim çizgi filmlerden etkilenmiş olacağım, “Turuncu Şimşek” adını verdiğim bisikletim aynı zamanda arkadaşımdı, onunla konuşur, dertleşirdim.

Gündüzleri sapsarı gündöndü tarlaları arasında, göl kenarlarında, salkımlıkta akşamları ise nasıl çalıştığını anlamadığım dinamonun verdiği ışıkla köyün etrafında turlamak büyülü bir dünyaya yapılan bir yolculuk gibiydi benim için.  

Köydeki çocuklar olarak bizi başka âlemlere götüren bisikletimizi “hoş kullanmaya” çalışır, bozulmasın diye adeta üzerlerine titrerdik.  Çünkü bizim köyde bisiklet tamirinden anlayan biri yoktu. Arada kamyonetli bir tamirci uğrardı köye, ama bekle ki gelsin! O geldiğinde adeta bayram gelir, köyün bütün bisikletli çocukları kamyonetin etrafında toplanırdık. Sadece tamir hizmeti vermez; bisikletlerimiz için rüzgârda dönen pırıldak, tekerlere takılan palet ve değişik süsler getirirdi bu tamirci.

Bisikleti bozulan bir çocuk ne zaman geleceği belli olmayan kamyonetli tamirciyi bekleyebilir mi? Bekleyemez elbette. O yüzden biz de kendimizi yollara vurur, o dönem bize çok uzak gelen dört kilometre mesafedeki Velimeşe kasabasına giderdik. Toz toprak yolda yanımızdan bir araba geçecek olsa boz bulanık bir toz bulutunun ortasında kalırdık. Asıl mesleği imamlık olan tamircinin camiden gelmesini sade gazoz içerek bekler, tıpkı hastane koridorlarında bekleyen hastalar gibi birbirimize bisikletlerimizin dertlerini anlatırdık.

Turuncu Şimşek, çok sık patlayan ve artık yama tutmayan tekerleri olmasa turp gibiydi aslında. İmam, artık beni tanıdığı için Turuncu Şimşek’in derdini sormazdı bile. Tekerini çıkarır, su dolu leğendeki iç lastiğin patlamış yerini anında bulurdu. Tamir olmuş bisikletimle Velimeşe’den köye dönerken sevincimden adeta kanatlanıp uçardım. Bir taraftan da tekerleri kontrol eder lastik hava kaçırıyor mu, diye bakardım.



Bir defasında o küçücük bisiklete üç kişi binmiş, kardeşimi ve dayımın oğlu Engin’i Velimeşe’den köye ter su içinde ama mutlu olarak getirmiştim. Güray ön tekeri, Engin de arka tekeri arada kontrol ediyor, lastiklerin hava kaçırmadığından emin olduktan sonra birkaç dakika arayla “bombaaaa!”, “bombaaaa!” diye bağırıyorlardı.  

Turuncu Şimşek nasıl emekliye ayrıldı, akıbeti ne oldu hatırlamıyorum. Artık tekerleri yama tutmaz olunca yan kasabaya gitmekten bitap düştüm, ben büyüdükçe o küçüldü sanırım. İlginçtir sürekli patlayan tekerlerinin kerametini de daha sonra öğrendim. Meğer benim Turuncu Şimşek’i kıskanan tanıdığımız bir arkadaş, ben yaptırdıkça toplu iğne sokup tekrar patlatıyormuş "Turuncu Şimşek'in tekerlerini. Sağlık olsun, ne diyelim günahı boynuna.

Sherlock Holmes’un yazarı, Sir Arthur Conan Doyle şöyle bir kelam etmiş: “daha iyiye ulaşmak için her zaman mücadele ettim. Bisiklete binmekten çıkardığım ders, mücadele etmeden elde edilen başarının tatmininin de olmayacağıdır.” Tekerimize çomak (iğne) sokmak isteyenler çıksa da biz yine de iyiye, güzele doğru pedallamaya devam edelim.

Bu vesileyle Dünya Bisiklet Günümüz kutlu olsun!






Neden bisiklet kullanmalıyız?

Hiç yorum yok

29 Nisan 2024

Dünyanın salgın hastalık, iklim ve ekonomi gibi krizlerle boğuştuğu şu dönemde çevreci, hesaplı ve sağlıklı bir ulaşım aracı olan bisiklete duyulan ihtiyaç da artıyor. Eğer bisikletiniz yoksa heves ettiniz ama bir türlü alıp sürmeye başlayamadıysanız bu yazı sizi bu konuda cesaretlendirecektir.

 


                                                                                          Tuncay Bilecen

 

Bisiklet, 1700’lü yılların sonunda icat edilmiş olsa da bir ulaşım aracı olarak 19. ve 20. yüzyılda yaygın biçimde kullanılmaya başlanıyor. Günümüzde yüzlerce çeşidi bulunan bisiklet en çevreci ve en sağlıklı ulaşım aracı konumunda.

Biz de bu yazıda “Neden bisiklet kullanmalıyız?” sorusuna kısaca yanıt vermeye çalışalım.

TASARRUF ETMEK İÇİN

Londra, dünyada ulaşım ücretinin en yüksek olduğu kentlerden biri… Metro ile bir duraktan diğerine gitmek için bile yaklaşık 3 pound ödemek gerekiyor. Oysa bisikletle her yere bedava gidebilirsiniz. Ayrıca bisiklet sürmek için benzin almanıza, sigorta, park ve “congestion charge” ücreti ödemenize gerek yok. Tek yapmanız gereken iyi bir bisiklet ve onu hırsızlardan koruyacak iyi bir kilit almak. Birkaç aylık toplu taşıma ücretiyle veya aracınızın yakıtı için yapacağınız harcamayla böyle bir bisiklet edinmeniz mümkün. Üstelik bisiklet kullanırsanız demiryolu, tube, toplu taşıma vs. hiçbir grevden etkilenmez, emekçi dostu olursunuz.

ÇEVREYİ KORUMAK İÇİN

Bisiklet en çevreci ulaşım aracıdır. Bisiklet sürerek doğaya zararlı gaz salınımını azaltmış olursunuz. Bilim insanları fosil yakıtlı araçların sera gazı salınımı nedeniyle küresel ısınma ve iklim değişikliğinden en az % 20 oranında sorumlu olduklarını söylüyor. Kentlerdeki sera gazı salınımının ise yaklaşık olarak % 40'ı fosil yakıtlı araçlardan kaynaklanıyor. Bu araçlar çevreye zarar vermekle kalmıyor, insan sağlığını da olumsuz yönde etkiliyor.

SAĞLIKLI OLMAK İÇİN

Öncelikle zinde ve sağlıklı olmamız için fiziksel olarak aktif olmamız gerekir. Düzenli fiziksel aktivite ise; obezite, kalp hastalığı, kanser, akıl hastalığı, diyabet gibi birçok ciddi hastalıktan korunmamıza yardımcı olur. Bisiklet sürmek kalp kaslarını güçlendirir, kandaki yağ seviyelerini azaltır ve dolaşım sistemini düzenler. Araştırmalar düzenli bisiklet kullanmanın kanser ve diyabet riskini de azalttığını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bisiklete binmek, sağlıklı bir bedene sahip olmanın en iyi yollarından biridir.

KENDİMİZLE BAŞ BAŞA KALMAK İÇİN

Bisikletin en güzel yanlarından biri de kişinin bisiklet sürerken kendisiyle baş başa kalmasıdır. Bu bakımdan bisiklet sürmek meditasyon yapmak gibidir. Einstein’ın izafiyet teorisini bisiklet üzerindeyken düşündüğü söylenir. Çünkü düşüncelerimizin en berrak haliyle bisiklet sürerken buluşabiliriz.

Günümüzün en büyük sorunlarından biri de odaklanmak. Çoğu kişinin ekran bağımlısı olduğu, yerli yersiz telefonunu kurcaladığı bu dönemde, bisiklet üzerinde olmak düşüncemizi bir konu üzerine odaklamamıza yardımcı olacaktır. Bu yüzden bisiklet sürmek kendi içimizde de bir yolculuk yapmaktır.

BAHANELERİMİZDEN KURTULMAK İÇİN

Dünyada bisiklet kültürünün en çok geliştiği kentlerden biri olan Londra’da Türkiye’den göç eden toplumun bisikletle barışık bir hayatının olduğunu söylemek maalesef pek mümkün değil. Elbette herkes bisiklet sürecek diye bir kaide yok ama bu konudaki bahaneler de muhtelif. “Ben de çok istiyorum ama trafiğe çıkılmaz burada, çok tehlikeli.” “İlk geldiğim yıllarda heves etmiş almıştım ama çalındı. Şimdi alsam yine çalınır. O yüzden gerek yok.”  “İsterim tabii ama bisiklet sürünce insan terliyor, terleyince de hasta oluyorsun.” “Bizden geçti artık bu yaştan sonra bisiklete biniyor dedirtmem kendime.”

Karamsar olmaya lüzum yok. Ne olursa olsun bisiklet yavaş yavaş bizim toplumun da gündelik hayatında yer etmeye başladı. Kısa sürede; çocuklara yönelik eğitimlerden, tamir bakım hizmetlerine kadar bisikletle ilgili birçok önemli çalışmaya imza atan Londra Bisiklet Kulübü bu işin öncülerinden biri. Eğer bisikletle ilgili temel bir eğitime ihtiyacınız varsa hiç düşünmeden Londra Bisiklet Kulübü’nün kapısını çalabilirsiniz.

Öyleyse artık bahaneleri bir kenara bırakıp vakit kaybetmeden bisikletle tanışma zamanı…

Londra Bisiklet Kulübü

07917343007

 

* Bu yazı ilk defa 5 Temmuz 2022 tarihinde Olay gazetesinde yayınlanmıştır. 



kaynak: https://www.betterhealth.vic.gov.au/health/healthyliving/cycling-health-benefits

Bisikletten toplum sağlığına: Londra Bisiklet Kulübü'nün kurucularından Özgür Korkmaz'la söyleşi

Hiç yorum yok

03 Mart 2024

Londra Bisiklet Kulübü (LBK), düzenlediği etkinlikler ve gerçekleştirdiği projelerle Londra’da yaşayan Türkiyeli toplumun bisikletle buluşmasına önemli katkılar sağlıyor. LBK’nin kurucularından Özgür Korkmaz ile yürüttükleri projeler ve çalışmaları hakkında sohbet ettik.

 

                                                                                                    Tuncay Bilecen

 

 


Yaklaşık dört yıl önce kurulan ve yürüttüğü projelerle başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere toplumun bisikletle buluşmasında önemli katkılar sağlayan LBK, yeni dönem bisiklet eğitimlerine başladı.

LBK, toplumdan gelen yoğun talep üzerine pazar sabahları da Edmonton’da bulunan Pymmes Park’ta yeni sınıflar açarak bisiklet eğitimlerine devam edecek. Ücretsiz olarak verilen bisiklet eğitimlerinde LBK ayrıca derslerde kullanılan bisikletleri ve kaskları da ücretsiz olarak sağlıyor.

LBK’nin kurucularından Özgür Korkmaz ile kulübün çalışmaları hakkında sohbet ettik.

Londra Bisiklet Kulübü ne zaman kuruldu?

LBK, 2019 Mayıs'ta kuruldu. İlk 3 ay sosyal sürüşler yaptık. Bu üç ayın sonunda toplumumuzda başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere bisiklet kullanımının yaygın olmadığını fark ettik. Ondan sonra da hiçbir yerden destek almadan bisiklet eğitimi projesini başlattık. Britanya Alevi Federasyonu (BAF) sağ olsun bize yerleşkesini açtı. Burada eğitimlere başladık. Ardından bisikletle ilgili projelere başvurduk.

Aslında önce sosyalleşmek için kurulan Kulüp, amacını aşarak çocuklara, kadınlara, bizim toplum üyelerine ve diğer toplum üyelerine yönelik bisiklet eğitimlerinin verildiği bir platforma dönüşmüş gibi.

Evet, aynen öyle oldu. Önce sosyal sürüşler yaparız diye başladık. Ama bir baktık ki toplumda böyle bir ihtiyaç var. O ihtiyaca göre kendimizi şekillendirmek, yeniden dizayn etmek zorunda kaldık. Kadınlara ve çocuklara yönelik ayrı projeler yazdık, TFL’le, Enfield Belediyesi ile iletişime geçtik ve şunu anladık ki biz bunu kendi başımıza yapamayacağız. Bunu yapabilmemiz için yerel belediyelerle, yerel toplum merkezleriyle işbirliği yapmamız gerekiyor. Bu işbirliklerini gerçekleştirdiğimizde de yaptığımız iş bir anlam kazandı.

 


Bunun yanı sıra bisiklet workshopları ve tamir atölyeleri de düzenlediniz diye hatırlıyorum.

Evet, tamir kursları vermeye başlamıştık. İlk 6-7 aylık dönemden sonra 2020'nin başında pandemi başladı. Biz de Alevi Federasyonu bünyesinde bisikletlerimizle acil gıda yardımlarının taşınmasına katkı sağladık. Bunların tabi ki çoğu arabalarla yapıldı. Bizim de 10 kişilik bir bisikletli ekibimiz vardı. Dönüşümlü olarak gıda paketi teslimatı yaptık.

 

Peki, genel olarak Londra'da yaşayan bizim toplumun bisikletle olan ilişkisini nasıl değerlendiriyorsun ve Londra Bisiklet Kulübü bu noktada nerede duruyor, nasıl bir katkı sağlıyor?

Aslında buradaki toplumu ikiye ayırıyorum. Birincisi, son 7-8 yılda başta Ankara Anlaşması'yla Türkiye'nin daha çok şehirlerinden gelen eğitimli arkadaşlarımız var. Onların zaten bir kısmı bisiklet kullanmayı biliyor, bir kısmının ise özgüveni yok. Ama buraya 20-30 yıl önce gelmiş göçmen toplumu düşünürsen bu toplumun büyük çoğunluğu kırsaldan gelmiş. Ondan dolayı özellikle kadınların bisiklet kullanmak gibi bir fırsatları hiçbir zaman olmamış. Bir kısım erkek arkadaşlar ise biraz utandıkları için uzak duruyorlar. Aslında bilmiyorlar. Bilmiyorum dememek için uzak duruyorlar. O yaştan sonra öğrenmekten utanıyorlar falan.

Tabii bir de şu da var; göçmen olarak buraya geldiğimiz için bisiklet sürmek sanki daha gelir düzeyi düşük insanların yaptığı bir şey gibi algılanıyor. Genelde göçmen toplumlar statülerini belli etmek için pahalı lüks arabalara binmeyi tercih ediyorlar.

 


Sanki bisiklete binerse statüsünü kaybedecek gibi bir izlenim oluyor değil mi?

Tabii, tabii. Bir Mercedes'le gezmek varken bisiklete binerse etrafında sanki böyle parası yokmuş gibi algılanacağını düşünüyor.

 

Peki çocukları?

Burada doğan, büyüyen çocuklar anne babaları gibi düşünmüyorlar. Ama şunu fark ettik. Özellikle babalar burada çoğunlukla işte mini kamp yapıyorlar. Ne bileyim, restoranlarda çalışıyorlar. Daha çok uzun süreli çalışıyorlar. Şunu anladık, birçok baba çocuğuyla zaman geçirmeyi bilmiyor. Belki kimisinin ekonomik şartları uygun olmadığı için bunu sağlayamıyor. O açığı da gördük.

 

Bu çalışma koşullarıyla çok ilintili, güzel yakalamışsınız onu.

Evet, haftada günde 12 saat, haftada 6 gün minikap yapan biri izin gününde kendi işlerini mi halletsin, çocuklarıyla mı ilgilensin, bu biraz da şartlarla ilgili bir durum.

 

Özgür Korkmaz

Şimdi burada biraz önce bir eğitim vardı ve onlarca çocuğun katıldığını gördük. Veliler de, anneleri, babaları da kenarda bekliyorlar çocuklarının eğitimleri sırasında. Bisiklet Kulübü bu anlamda yıllar içerisinde nasıl bir değişim dönüşüm yarattı? Neler gözlemlediniz? Velilerden nasıl geri dönüşler aldınız?

Çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Biz tam dört yıl oldu bu çalışmalara başlayalı… Bir defa ailelerle ilişkilerimiz çok iyi. Onları anlıyoruz. Onlar da bizim bu işi gönülden yaptığımızı görüyorlar zaten. Bisiklet Kulübü kâr amacı gütmeyen bir yapılanma. Ondan dolayı da zaten yaptığımız çalışmalardan elimizden geldiğince ya ücret almamaya çalışıyoruz ya da çok cüzi bir ücret alıyoruz. Çünkü istiyoruz ki herkes gelebilsin. Yani ekonomik durumu ne olursa olsun, şartlar ne olursa olsun eğitimlere gelebilsinler.

Ailelerle kurduğumuz iletişimde annelerin de mesela birçoğunun bisiklete binmeyi bilmediğini görüyoruz. Onları da yavaştan teşvik etmeye çalışıyoruz. Sadece bisiklet  de değil, çünkü herkes illa ki bisikletle ilgilenecek diye bir kaide yok. Örneğin dokuz aydır yaptığımız kadınlara yönelik wellbeing programımız var. İçerisinde yoga, plates, step aerobik, fitness ve bir de bir walking grubumuz var. Londra'nın 5-6 bölgesinde aynı anda bu şekilde gruplar oluşturmak istiyoruz.

 

Aslında amaç biraz bisikleti aşıp toplum sağlığına ve farklı alanlara doğru kaymış.

Kesinlikle, insanları aktivite yapmaya teşvik ediyoruz. İstiyoruz ki bisiklet sadece spor olarak değil aynı zamanda bir ulaşım aracı olarak da kullanılsın. Tabii ki gönlümüzden geçen daha çok insanın en azından kısa yolculuklarını bisikletle yapmaları… Annelerin, babaların çocuklarını okula bisikletle götürüp getirmeleri. Bizim en büyük hedefimiz bu zaten, yani idealimiz bu. Onun dışında da bir babanın, bir annenin kendi çocuğuyla beraber parkta ya da herhangi bir yerde bisikletle gezmesi ve kaliteli zaman geçirmesi. Bizim hedeflediğimiz aslında bu açıkçası.

 

Sohbetin başında projelerden bahsetmiştin, birtakım desteklerden bahsetmiştin ve partnerlerden bahsetmiştin. Tabi belediye burada önemli bir partner, Enfield Belediyesi… Britanya Alevi Federasyonu zaten buraya bir imkân sağlayarak büyük bir destek sağlıyor. Kesinlikle. Biraz bu desteklerden, projelerden bahsedebilir miyiz?

Biz bu işe 7-8 arkadaş başladık. Bize ilk desteği BAF verdi, buranın kullanılmasını, bisikletler için depo yapabileceğimiz yerin kullanılmasını hiçbir ücret talep etmeden sağladılar. Bu çok kıymetliydi. Ondan sonra Enfield Belediyesi'nde dedik ki bakın biz bunları yapmak istiyoruz, bir grup gönüllüyüz ama imkanlarımız yok. Onlar da bize bir konteyner desteği sağladılar ilk etapta. Ondan sonra destekler oluşmaya başladı. Ve zaman içerisinde biz yerel kampanya grupları ile ilişkiye geçtik. Sonrasında London Cycling Campaign gibi dünyanın sayılı büyük bisiklet organizasyonundan birisiyle community partnership olduk.

 

Hatta yanılmıyorsam bir de ödül aldınız.

Evet, 2021’de bisikleti geliştirenler ödülünü aldık. Kurulduğumuzdan daha bir buçuk yıl sonra böyle bir ödül almak bizim için sevindiriciydi. Ondan sonra da diğer işbirlikleri için proje yazmaya başladık.

Son dönemde iki tane çok heyecanlı projemiz var. Birincisi, BAF dışında Edmonton'da bulunan Pimms Park'ta da bir yerimiz olacak çok kısa bir zaman içinde. Ve orada da çok yeni bir uygulama yapacağız; bisiklet kütüphanesi.

 

Nasıl? Biraz açar mısın?

Adını Family Bike Library koyduk. Buradaki özel hedef kitlemiz aileler, düşük gelirli aileler. Ailelerin bisiklete ulaşımını ve özgüveni geliştirmeyi hedefliyoruz. Bir kütüphaneye nasıl gidip orada kayıt oluşturup bir kitabı ödünç alıyorsan, burada da kütüphaneden ücretsiz kitap alır gibi bizden 3-4 saatliğine, 1 günlüğüne, 2 haftalığına, maksimum 4 haftalığına bisiklet alabilecekler. Burada amaç düşük gelirli aileleri desteklemek. Düşünün, bir babanın çocuğuna ve kendisine bisiklet alması, kask alması, malzeme alması, gidip bir parkta onu denemesi bir maliyeti gerektiriyor. Bunu yapabilen de olabilir ama çocuğunun bundan hoşlanıp hoşlanmayacağını da bilmiyor. Bir denemek istiyor, kendini görmek istiyor, çocuğunu görmek istiyor. O yüzden biz o bisiklete ulaşımı sağlıyoruz.

Bisikletle tanışma sürecinde kolaylaştırıcı bir rol oynuyorsunuz.

Yani çünkü biz yaptığımız araştırmalarda, okuduğumuz raporlarda en büyük iki engel gördük bisiklete erişimde; bir bisiklete ulaşımın o anda olmayışı, ikincisi de özgüven eksikliği, yani yolda sürememe. Şimdi biz birinci bariyeri ortadan kaldırıyoruz. Diyoruz ki buyurun arkadaşlar bizim bisikletimizi kullanabilirsiniz. İkinci bariyer de eğer özgüven eksikliği varsa bu ailelerde ya da çocuklarında. Gelin diyoruz, biz size eğitim vereceğiz. Her yaş grubuna uygun programlar yaparak o çocuklara temel bisiklet eğitimlerini vereceğiz. Ondan sonra da çocuklar özgüven sağlayacaklar.

Aslında temel hedef, ailelerin çocuklarıyla beraber okula bisikletle gidip gelmelerini, kısa yolculuklarını bisikletle yapmalarını sağlayabilmek. Bu 10 yıl önce, hatta 5 yıl önce bile Enfield'ta mümkün çok değildi çünkü bisiklet yolu yoktu.

 

Ama Enfield Belediyesi bu konuda en hızlı gelişme kaydeden belediyelerden biri oldu.

Kesinlikle. Özellikle son 5 yılda diyebilirim çok fazla bisiklet yolu yaptılar, altyapıyı kurdular, şu ana kadar yapılması gereken birçok şeyi yaptılar. O anlamda sıkıntı yok. Ama bakıyoruz bisiklet süren yeterince insan hâlâ yok. Londra'nın belli bölgelerinde işte Walton Forest gibi bölgelerde bisiklet kullanımı yaygınlaştı. Ama burada yaygınlaşamadı yeterince. Şimdi burada da bize rol düşüyor. Bizim ciddi bir misyonumuz var, çünkü biliyoruz ki Enfield'taki en aktif grup biziz. O nedenle biz de öyle bir misyon kendimize edindik. Dedik ki biz çocukları ve aileleri eğitelim. Ondan sonra onlar okula gitmeye başlasınlar. Yani değişim dönüşüm biraz zaman alıyor. Belediye işini yaptı, altyapıyı kurdu. Bizim gibi organizasyonlar işin içerisine girip insanların özgüvenini geliştirip, belediyenin desteğiyle insanları teşvik etmeli. Eğitim başında geliyor.

 

Eğitimler demişken son olarak Britanya Alevi Federasyonu’nun yerleşkesindeki eğitimlerden biraz bahsedelim. Ne zaman oluyor? Katılmak isteyenler nasıl size ulaşabilirler? Verilen eğitim seviyesi ve niteliği nedir?

Evet, şimdilik cumartesi günlerini belirledik. Her cumartesi sabah 10.00-12.00 arasında eğitimler yapıyoruz. Dediğim gibi önce temel eğitimler veriyoruz. Öğrencilere sıfırdan başlayarak aşama aşama bisiklet öğretiyoruz. ve zaman içerisinde özgüvenleri geliştiği zaman da yakınlardaki bisiklet yollarında ve arka sokaklarda trafikte sürüş eğitimi vermeye devam ediyoruz. Buradaki hedef kitle çocuklar. Zaten bu proje sadece çocukları kapsıyor. Önümüzdeki cumadan itibaren de kadınlar için eğitimlerimiz başlayacak. Bu eğitimi, cuma günleri 10-12 arasında yapmayı planlıyoruz.

Bunun dışında bir de Wellbeing programımız var. O da haftada ortalama iki defa oluyor. Bir gün yürüyüş yapılıyor, bir gün yoga, fitness ya da diğer sportif aktiviteler yapılıyor.

 


Son olarak bundan sonrası için neler düşünüyorsunuz?

Şu anda Family Bike Library bizim için en önemli proje. Daha önce benzeri projeler yapılmış ama çok küçük çapta yapılmış. Bizim şu andaki hedefimiz ilk defa bunu büyük çapta yapmak. Hatta istiyoruz ki Londra Bisiklet Kulübü bu projeyle hatırlansın. Sadece Türkiyeli kamuoyu değil, İngiltere toplumu da bizi böyle tanısın istiyoruz.

Geçtiğimiz sene biz 100'den fazla bisiklet bağışı yaptık. Birçok toplum merkezine, ilkokula, sanat merkezlerine bisiklet bağışlarımız oldu. Hatta 10 tane de NHS hastanesine verdik. Orada da istedik ki insanların bisiklete ulaşımları kolay olsun. Bu da aslında onun bir parça devamı niteliğinde.

Bir plan daha var. Fonları sağladık başlangıç anlamında ama bunu ilerletebilmemiz için daha büyük fonlara başvurmak istiyoruz ve özellikle de toplumu da işin içine katmak istiyoruz. Örneğin, insanlardan bize bisiklet bağışı yapmasını isteyeceğiz. Evinde kullanmadıkları bisikletleri. Ama bunun için öncelikle bir hazırlık yapmamız gerekiyor. Storage sorununu halletmemiz lazım. Tamircilerimizi bulmamız lazım. Ve bunun için de bir para gerekiyor. Hatta Metropolitan Polis’iyle de iletişim içine gireceğiz. Daha önce de girmiştik zaten. Onların topladığı çalıntı bisikletler için talepte bulunacağız. Sonra da bu bisikletleri gidip başka yerlere bağışlayacağız. Bisiklet geri dönüşüm kampanyası gibi bir şey. Biz bu yaptığımız işin ne kadar çevreci, sağlıklı ve toplumu birleştiren bir iş olduğunu biliyoruz.

 

Aşağıdaki formu online olarak doldurarak çocuğunuz için ücretsiz bisiklet eğitimi kaydı yaptırabilirsiniz.

https://forms.gle/7eVpqmNhDzJE3RRo8

Tel: 07917343007

E-posta: londoncyclingclubcic@gmail.com


🎧Söyleşiyi Spotify'dan dinlemek için tıklayın!

© Tüm hakları saklıdır
Tasarım by Orbay Soydan