5-12 Eylül tarihleri arasında Londra’da gerçekleşen metro ve toplu taşıma grevleri, bisiklet kullanımında tarihi bir artışa yol açtı. Çoğu metro hattının kapalı kalması ve otobüslerin yoğun trafikte ilerleyememesi nedeniyle binlerce Londralı çareyi bisiklete binmekte buldu. Şehirdeki güvenli bisiklet yollarının son yıllarda artması ve elektrikli bisiklet kiralama hizmetlerinin yaygınlaşması da bu geçişi kolaylaştırdı.
Bisiklet kiralama şirketi Lime, grevin ilk iki gününde
kiralamaların yüzde 50, hafta sonunda ise yüzde 70 arttığını açıkladı.
YouGov’un yaptığı bir ankete göre, Londralıların yüzde 21’i grev sırasında
bisiklete bindi, yüzde 28’i ise bu deneyimden sonra bisikleti daha fazla kullanmaya
istekli olduğunu belirtti. London Cycling Campaign, grev sürecinde günlük
bisiklet yolculuklarının iki milyona ulaştığını, bunun da normalin yaklaşık
yarı yarıya üzerinde olduğunu belirtti.
Ancak bu büyük artış altyapı sorunlarını da gün yüzüne
çıkardı. Özellikle güvenli bisiklet yollarının bulunmadığı bölgelerde
sürücülerle bisikletliler arasında sıkışmalar yaşandı. Bazı güzergâhlarda
bisiklet trafiği adeta kuyruk oluşturdu. London Cycling Campaign yetkilileri,
mevcut bisiklet yollarının kapasitesinin çoktan dolduğunu, daha fazla yol,
köprü ve güvenli geçiş noktalarına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Uzmanlara göre, bu grev dönemi Londra’nın gelecekte ulaşımda
bisikletin rolünü gösteren bir “işaret” oldu. Eğer şehir, karbon salımını
azaltma ve sürdürülebilir ulaşımı artırma hedeflerine ulaşmak istiyorsa,
bisiklet yollarını genişletmek ve bisikleti her kesim için güvenli bir seçenek
haline getirmek zorunda. Grev, Londralılara bisikletin sadece bir alternatif
değil, kent yaşamının vazgeçilmez bir parçası olabileceğini hatırlattı.
No comments
Post a Comment