eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İngiltere uluslararası öğrenciler için cazibesini kaybediyor mu?

Hiç yorum yok

04 Mart 2025

Uluslararası öğrenciler için en popüler destinasyonlardan biri olarak bilinen İngiltere son yıllarda bu özelliğini kaybetmeye başladı. İçişleri Bakanlığı'nın rakamlarına göre, İngiltere'deki yabancı öğrenci vizesi sayısı 2023'te 600.024 iken, 2024'te %31 düşüşle 415.103'e geriledi. Bu düşüş, özellikle uluslararası öğrencilerin ekonomik katkısına bağımlı olan üniversite şehirlerini olumsuz etkiliyor.

 


İngiltere'nin göçmen öğrenciler için çekiciliği, hem politik hem de ekonomik nedenlerle azalıyor. Bu durum, hem üniversiteler hem de öğrenciler için belirsiz bir gelecek anlamına geliyor.

Uluslararası Öğrencilerin Yaşadığı Zorluklar

Coventry Üniversitesi, İngiltere'de Londra dışında en yüksek uluslararası öğrenci oranına sahip üniversitelerden biri. 2022-23 akademik yılında, üniversitenin 35.405 öğrencisinden 16.285'i yabancı uyrukluydu. Ancak, özellikle mezuniyet sonrası iş bulma ve vize kısıtlamaları, göçmen öğrenciler için büyük engeller oluşturuyor. Çinli öğrenci Jingwen Yuan, Coventry Üniversitesi'nde yüksek lisansını tamamladıktan sonra iş bulmak için 3.000 sterlin harcayarak mezun vizesi aldı ancak işsiz kaldı. Yuan, "Çin'deki sınıf arkadaşlarımın hepsi geri döndü. Eğer kalırsak İngiltere hükümetine para ödüyoruz, ama geri dönersek Çin hükümetinden destek alıyoruz" diyerek yaşadığı zorluğu dile getiriyor.

Vize Politikalarının Etkisi

2024 Ocak ayında yürürlüğe giren yeni vize kuralları, uluslararası öğrencilerin ailelerini yanlarında getirme hakkını kaldırdı ve öğrencilerin eğitimlerini tamamlamadan çalışma vizesine geçişini engelledi. Bu değişiklikler, bağımlılar için verilen öğrenci vizesi sayısında %85'lik bir düşüşe neden oldu. Hindistanlı öğrenci Mohammed Abdullah Sayyed, "Uluslararası öğrenciler İngiliz öğrencilerden daha fazla ödeme yapıyor. Bu da birçok öğrenci için İngiltere'yi daha az cazip hale getiriyor" diyor.

Brexit'in Etkileri

Brexit, İngiltere'nin AB öğrencilerini çekme yeteneğini de önemli ölçüde etkiledi. 2021-22 yılında vize ve finansman kurallarındaki değişiklikler, AB'den gelen öğrenci sayısında keskin bir düşüşe neden oldu. İspanyol öğrenci Laura Alonso, Coventry Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler okuyor ve şehirdeki çok kültürlü ortamın kendisini evinde hissettirdiğini söylüyor. Ancak, İngiltere'nin Erasmus+ programından çekilmesinin birçok İspanyol öğrenciyi caydırdığını belirtiyor.

Ekonomik Sonuçlar

Uluslararası öğrencilerin azalması, sadece üniversitelerin finansmanını değil, şehir ekonomilerini de olumsuz etkiliyor. Coventry Üniversitesi'nin analizine göre, uluslararası öğrenciler şehrin ekonomisine yılda yaklaşık 651 milyon sterlin katkı sağlıyor.



Geleceğe Dair Endişeler

Üniversiteler Birliği (Universities UK) CEO'su Vivienne Stern, uluslararası öğrencilerin azalmasının yerel ekonomileri ciddi şekilde etkilediğini vurguluyor. Stern, "Üniversitelerin öğrenci çekmesi, sadece eğitim sektörü için değil, yerel işletmeler, kafeler, berberler ve taksi şoförleri için de büyük bir ekonomik katkı sağlıyor" diyor. Ancak, mevcut politikalar ve vize kısıtlamaları, İngiltere'nin uluslararası öğrenciler için cazip bir destinasyon olma özelliğini koruyup koruyamayacağı konusunda endişelere neden oluyor.


Kaynak: BBC

 

Akademi Samsara: Doğu’nun bilgeliğiyle Batı’nın bilimini buluşturan içsel bir yolculuk

Hiç yorum yok

03 Aralık 2024

Akademi Samsara, 7 Kasım 2024 tarihinde Londra'da yaşayan Klinik Psikolog ve Psikoterapist Toprak Ali Özkan ve editör/yazar Burak Albayrak tarafından kuruldu. Akademi, düzenleyeceği eğitim ve atölyelerde sanatın ve bilimin sınırlarını aşan bir anlayışla, bireylerin hem içsel huzurlarını hem de toplumsal farkındalıklarını artırmayı hedefliyor.




Sanskritçede “yeniden doğuş döngüsü” anlamına gelen Samsara kavramından ilham alan akademi, psikoterapi, ezoterizm, mistisizm, sanat, edebiyat ve dramayı bir araya getirerek bireylerin kendilerini derinlemesine keşfetmelerine olanak tanımayı hedefliyor.

Doğu’nun kadim bilgeliği ve Batı’nın bilimsel yaklaşımını harmanlayan Akademi Samsara, katılımcılarına anlam dolu bir içsel yolculuk sunmayı, ruhsal derinlik kazandırmayı ve yaşamlarını olumlu yönde dönüştürmelerine rehberlik etmeyi amaçlıyor.

Akademi, düzenlediği eğitim ve atölyelerde sanatın ve bilimin sınırlarını aşan bir anlayışla, bireylerin hem içsel huzurlarını hem de toplumsal farkındalıklarını artırmayı hedefliyor. Güvenli ve ilham veren bir öğrenme ortamı sunan çalışmalar, katılımcıların kendi potansiyellerini keşfetmesine ve kendileriyle daha güçlü bağlar kurmasına yardımcı oluyor.

24 Aralık 2024’te "Kendini Bulma Atlası" adlı ilk çalışmasıyla katılımcılarla buluşacak olan Akademi Samsara, üç bağımsız modül ile bu yolculuğu sürdürmeyi planlıyor. Ocak ve şubat aylarında devam edecek olan "Hakikat Çemberi" ve "Gölgenin İzinde" adlı online çalışmalar, bireyleri toplumsal maskelerin ötesine geçerek bilinç ve farkındalığın sınırsız doğasına doğru bir yolculuğa davet ediyor.

Akademi Samsara, Zoom üzerinden düzenleyeceği 90 dakikalık ilk online psikoterapötik çalışmasında, Hindu bilge Sri Ramana Maharshi’den ilhamla oluşturulan ve yoğunlaştırılmış farkındalık deneyimleri sunan bir yaklaşım benimsiyor. Katılımcılar, yalnızca kişisel keşif değil, aynı zamanda daha geniş bir bilinç alanına dahil olmanın derin anlamını deneyimleme fırsatı buluyor.

Bu etkileyici çalışmalara dair detaylı bilgi almak isteyenler, Akademi Samsara’nın Instagram hesabını ziyaret edebilir veya akademisamsara@gmail.com adresine e-posta gönderebilir.





LSE’de söyleşi: “Dijital Çağda Gençlik: Türkiye Odaklı Küresel Trendler"

Hiç yorum yok

28 Kasım 2024

 


Dijital teknolojilerin dünyanın dört bir yanındaki gençlerin yaşamlarını yeniden şekillendirdiği bir dönemde, Londra Ekonomi Okulu (LSE) Çağdaş Türk Çalışmaları programı New York Üniversitesi'nden Profesör Selçuk R. Şirin’in katılımıyla “Dijital Çağda Gençlik: Türkiye Odaklı Küresel Trendler” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirecek. Sosyal medya, yapay zeka ve daha geniş dijital ortamın gençlerin kimliklerini ve ruh sağlığını küresel olarak nasıl etkilediğini anlamak için kavramsal bir çerçeve çizecek olan Şirin, söyleşide özellikle Türkiye'ye odaklanacak.

Etkinlik Önemli Noktaları:

* Sosyal medya ve yapay zekanın gençlerin kimliği ve ruh sağlığındaki rollerinin incelenmesi
* Küresel araştırmalardaki kritik boşlukların vurgulanması, hizmetten mahrum bölgelerin öne çıkarılması
* Gençlerin dijital zorluklarla başa çıkmalarını desteklemek için stratejiler

Konuşmacı:
Gençlik gelişimi ve marjinalize topluluklar uzmanı olan Profesör Selçuk R. Şirin, bu güncel konulardaki kapsamlı araştırmalarından edindiği bilgilerini paylaşacak.

Moderatör:
LSE Avrupa Politikaları Profesörü ve Çağdaş Türk Çalışmaları Başkanı Profesör Yaprak Gürsoy, etkinliği yönetecek.

Etkinlik Bilgileri:
Tarih: Cuma, 29 Kasım 2024
Saat: 18:00 - 19:00
Yer:  Old Theatre, Old Building, LSE
Katılım: Ücretsiz ve herkese açık - kayıt gerektirmez

Bu önemli ve ilham verici etkinliği kaçırmayın!



Doç Dr. Özgür Bolat’la “Mutlu ve Başarılı Çocuk Nasıl Yetiştirilir?" Semineri Londra'da Yapılacak

Hiç yorum yok

11 Eylül 2024

Eğitim bilimci ve yazar Doç. Dr. Özgür Bolat, 21 Eylül 2024 tarihinde Londra’daki Regent’s University London’da “Mutlu ve Başarılı Çocuk Nasıl Yetiştirilir?” başlıklı bir seminer verecek. 





Bu etkinlikte, çocuk yetiştirme konusunda ailelere ve eğitimcilere yönelik stratejiler sunacak olan Dr. Bolat, özellikle Londra’daki Türk topluluğu başta olmak üzere geniş bir dinleyici kitlesine hitap edecek.

Üniversitenin “Tuke Common Room” salonunda yapılacak seminere katılmak için Eventbrite üzerinden bilet alınması gerekiyor.

 

Doç.Dr. Özgür Bolat Kimdir?

Doç. Dr. Özgür BOLAT, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden mezun oldu. Fulbright ve Türk Eğitim Vakfı bursu ile Harvard Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı. Türkiye’ye dönüşünde Boğaziçi Üniversitesi’nde iki yıl öğretim görevliliği yaptı. Doktora derecesini Cambridge Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden aldı. 2007-2008 yılını MIT Sloan School of Management’ta liderlik alanında doktora dersleri alarak ve araştırma yaparak geçirdi. 2007 yılında Yeni Zelanda’da yapılan uluslararası bir konferansta ‘En İyi Genç Araştırmacı’ ödülünü aldı. Dr. Özgür BOLAT, Hürriyet Gazetesi’nde 12 yıl köşe yazarlığı yapmıştır.

Özgür Bolat, şu anda kurmuş olduğu Anne Baba Okulunda ve ÖğretmeM Akademisinde eğitimler vermektedir. Aynı zamanda Parentwiser mobil uygulaması ile de ülkemize kişiye özgü Çocuk Yetiştirme Rehberini kazandırmıştır. Geliştirmiş olduğu Yetenek Yönetimi Envanteri ile çocukların ve yetişkinlerin kişisel eğilimlerini keşfetmektedir. Envanteri bugüne kadar 25.000 kişi doldurmuştur.

Özgür Bolat, çok sayıda sosyal sorumluluk projeleri yapmaktadır. Dove Özgüven Projesini, Google Dijital Ebeveynlik Projesini, Youtube Kids Projesini, Banvit Akıllı Çocuk Sofrası Projesini, Sudakrem Güvenli Bağlanma Projesini ve Hepsiburada Mutlu Aile Akademisi Projesini yürütmektedir. Beni Ödülle Cezalandırma, Sorularla Büyüyoruz, Ters Yüz Öğrenme ve Eğitimin Özü adlı dört kitabı bulunmaktadır. Türk Eğitim Vakfında, TEMA’da, Boğaziçi Mezunlar Derneği’nde ve HelpZone Derneği’nde yönetim kurulu üyesidir.

Doç. Dr. Özgür Bolat ile “Mutlu ve Başarılı Çocuk Nasıl Yetiştirilir?”

Tarih: Cumartesi, 21 Eylül 2024
Saat: 14:30 – 15:30
Yer: Regent’s University London, Inner Circle, London NW1 4NS

Çocukların daha sağlıklı ve mutlu bir geleceğe sahip olmaları için atılabilecek adımlar hakkında bilgi edinmek isteyenleri, Doç. Dr. Özgür Bolat’ın seminerine katılmaya davet ediyoruz.

Bilet almak için https://www.eventbrite.co.uk/e/doc-dr-ozgur-bolat-ile-mutlu-ve-basarl-cocuk-nasl-yetistirilir-tickets-1010820881467

Turkish Workers vizesiyle İngiltere’de yaşayanlar çocuklarının yüksek öğrenime girerken “home fee” ücreti ödemesi için imza kampanyası başlattı

1 yorum

07 Mart 2024

Daha önce Turkish Workers/ Businesspersons vizesiyle İngiltere’de bulunanların çocukları yüksek öğrenim ücreti öderken “home fee” hakkından yararlanıyordu. Ancak Brexit’in ardından bu haktan yararlanmak isteyenlere 31.12.2020’den önce İngiltere’de ikamet ediyor olma kuralı getirildi. Konuyla ilgili mağduriyet yaşayan aileler, çocuklarının eğitim ücreti olarak “home fee” ödemeleri için imza kampanyası başlattı.

 


Petition üzerinden başlatılan imza kampanyasının metni şöyle: “İçişleri Bakanlığı’nın pandemi uygulamaları nedeniyle 31 Aralık 2020’den sonra Birleşik Krallık’a gelmek zorunda kalan Türk işçilerin/iş insanlarının çocuklarının yüksek öğrenim için “home fee” statüsüne hak kazanmalarını istiyoruz.”

“‘Home fee’ ücreti statüsüne ilişkin mevcut kuralların, Birleşik Krallık'a gelmek için vize başvurusunda bulunmuş kişilerin çocuklarına geriye dönük olarak uygulanmasının adil bir uygulama olmadığına inanıyoruz. Çocuklarımızın ‘home fee’ ücreti statüsüne hak kazanmalarını hedefliyoruz. Aksi takdirde mevcut kural, Birleşik Krallık vatandaşı olma yolunda olan bu çocukların daha fazla eğitim almalarını engelleyebilecek, daha yüksek ödemelerle karşı karşıya kalmaları anlamına gelecektir ve bu durum,  Birleşik Krallık'ta ikamet ve eğitim kriterlerini karşılamalarına rağmen çocukların eğitimlerini tehlikeye atacaktır.”

Kampanyayı başlatanlar konuya ilişkin olarak "vizeye başvurduğumuz andaki haklarımızın korunmasını istiyoruz. Zira bu kuralı 2021'de yayınladılar ve bizim üniversitelere başvuruncaya kadar bundan haberimiz bile yoktu" diyorlar ve Home Office'in söz konusu eşitsiz uygulamadan geri dönmesini talep ediyorlar. 

Kampanya 10 bin imzaya ulaştığında Hükümet bu kampanya için bir cevap vermek zorunda. 100 bin imzaya ulaştığında ise konunun Parlamento’nun gündemine taşınması gerekiyor.

 

Kampanyayı imzalamak için tıklayın

https://petition.parliament.uk/petitions/656478

İngiltere’de tarihin en büyük üniversite grevleri yaşanıyor

Hiç yorum yok

03 Aralık 2022

İngiltere, tarihinin en büyük üniversite grevlerini yaşıyor. 150 üniversitedeki 70.000'den fazla üniversite çalışanı ücret, çalışma koşulları ve emekli maaşlarında iyileştirme talebiyle greve çıktı.

 

                             


                                                       

 İngiltere’de 150 üniversitedeki 70.000'den fazla üniversite çalışanı, ücret, çalışma koşulları ve emekli maaşlarında iyileştirme talebiyle greve çıktı. 24 – 25 Kasım tarihlerinde yapılan grev, 30 Kasım, Çarşamba günü de devam etti. Ulusal Öğrenci Birliği de (NUS), İngiltere genelinde devam eden ve 2,5 milyon öğrenciyi etkileyebilecek olan grevleri destekledi.

Üniversite ve Kolej Sendikası (UCU), işverenlerin üniversite personelinin taleplerini dikkate almaması durumunda grev ve boykotların yeni yıldan sonra da devam edeceği uyarısında bulundu. Greve katılan üniversite personeli, 23 Kasım Çarşamba gününden itibaren grev nedeniyle kaybedilen işleri telafi etmeyi reddederek endüstriyel eylem başlatacak.

Grev kararı, UCU üyelerinin geçtiğimiz ay, maaş ve çalışma koşullarına yönelik saldırıların yanı sıra emekli maaşlarında yapılan kesintiler üzerine yapılan oylamada ezici çoğunlukla endüstriyel eyleme “evet” oyu vermesinin ardından alındı.

Üniversitelerde enflasyona rağmen ücretlerdeki artış sadece % 3’te kaldı ve çalışanların üçte birinin geçici sözleşmeyle çalışıyor. Bu yüzden sendikanın talepleri arasında, yaşam maliyeti kriziyle başa çıkmak için anlamlı bir ücret artışı ve güvensiz sözleşme uygulamasının sona erdirilmesi yer alıyor. Sendika ayrıca emeklilerin gelirlerinde yaşanan yaklaşık % 35’lik kaybından da telafisini istiyor.

İngiltere’de üniversiteler geçen yıl 41.1 milyar sterlinlik rekor gelir elde etti ve rektör yardımcıları toplu olarak tahmini 45 milyon sterlin kazandı. Sendika, elde edilen bu gelirler karşısında üniversite çalışanlarının taleplerinin karşılanmamasını anlamsız bulduğunu belirtiyor.

UCU Genel Sekreteri Jo Grady grevlere ilişkin şunları söyledi: “İngiltere'deki kampüsler daha önce hiç görülmemiş bir ölçekte grev eylemi yaşıyor. 70.000 personel düşük ücret, emekli maaşlarındaki kesintileri ve güvencesiz istihdam koşullarını reddettiğini açıkça ortaya koyuyor. Üniversite yönetimleri bizi ciddiye almazsa bu grevler sadece bir başlangıç olacaktır.”

 

Artan maliyetler ve otobüs şoförü kıtlığı okul gezilerini vurdu

Hiç yorum yok

02 Ağustos 2022

İngiltere’de okulların yılın belli döneminde öğrenciler için düzenledikleri geziler artan yaşam maliyetleri ve ülke çapındaki otobüs şoförü kıtlığı nedeniyle sekteye uğramış durumda.

                                         


                                             

 

İngiltere’de bulunan okullar, yılın belirli dönemlerinde kültürel birikimlerini artırmak amacıyla öğrenciler için müze ziyaretleri düzenliyorlardı; ancak artan yaşam maliyetleri ve ülke çapında yaşanan otobüs şoförü kıtlığı nedeniyle bu ziyaretlerin sayısı bir hayli azaldı.

Konuya ilişkin olarak BBC’nin görüşüne başvurduğu Dorset’teki müze yetkileri kendilerine bağlık müze ve açık hava eğitim merkezlerine yapılan ziyaret sayılarında son dönemde büyük bir düşüş yaşandığını belirtiyorlar.

Doğu Dorset Müzesi'nden Lara Longford, okul gezilerinin sayısında yaşanan bu düşüşün öğrencilerin birçok değerli deneyimi kaçırmasına yol açtığını düşünüyor. Longford konuya ilişkin olarak: "Burada öğrencilerin derste elde edemeyecekleri bilgileri uygulamalı olarak sunuyoruz. Bu gerçekten üzücü, yaşanan bu sıkıntı öğrencilerin tüm bu deneyimlerden mahrum olmaları anlamına geliyor” dedi.

Dorset merkezli Heathside Seyahat şirketinin yetkililerinden Tim Southby ise son zamanlarda yaşadıkları sürücü ve araç sıkıntısı nedeniyle 100'den fazla okul gezisi işini reddettiklerini belirtiyor. Southby bu konuda hükümetin devreye girmesi ve firmalara yakıt sübvansiyonu getirmesi gerektiğini söylüyor.

Swanage İlköğretim Okulu Müdürü Martin Godfrey ise bu sorunun üstesinden gelmek için kendince bir çözüm geliştirerek kısa yolculuklar için otobüs kiralamak yerine kendi minibüsünü kullanmaya başlamış.

Ekonomik krizin eğitime etkisi daha önce de okul yemekleri konusuyla gündeme gelmişti. Anlaşılan önümüzdeki günlerde de krizin eğitime farklı yöndeki etkilerine ilişkin haberler duymaya devam edeceğiz.

 

 * Bu haber ilk defa 14 Temmuz 2022 tarihinde Olay gazetesinde yayınlanmıştır. 

Artan maliyetler ve otobüs şoförü kıtlığı şimdi de okul gezilerini vurdu | Olay Gazetesi Turkish Newspaper in London

“Aileler çocuklarının eğitimine yatırım yapmalı”

Hiç yorum yok

15 Ağustos 2020

Çocuklarının daha iyi bir eğitim alması Londra’da yaşayan Türkiyeli toplum üyelerinin ortak dileklerinden biri. Ant Education’ın direktörü Rafet Dugencili ile eğitimle ilgili çalışmaları ve Türkiyeli toplumun eğitim konusundaki durumu üzerine sohbet ettik. 




Tuncay Bilecen

Çocuklarının daha iyi bir eğitim alması Londra’da yaşayan Türkiyeli toplum üyelerinin ortak dileklerinden biri. Ant Education’ın direktörü Rafet Dugencili ile eğitimle ilgili çalışmaları ve Türkiyeli toplumun eğitim konusundaki durumu üzerine sohbet ettik. 


İngiltere’ye göç etme fikri nasıl ortaya çıktı?


Bunun nedeni aslında Türkiye’nin değişen iklimiydi. Bunun politik yönlerini çok uzun uzun konuşmaya gerek yok, ama Türkiye’de bir iklim değişikliği yaşanmaya başladı. Bu iklim değişikliği nedeniyle bizim de kaygılarımız arttı. Biz bir alternatif olarak ‘yurtdışında yeniden bir hayat kurabilir miyiz?’ diye düşünmeye başladık. Aslında 2014 Ekim ayında bu kararı aldık, ben o zaman bir özel okulda müdür yardımcısı olarak çalışmaktaydım. Sözleşmem vardı, devam eden bir eğitim süreci vardı. Tabii ki okulu yarıda bırakmam mümkün değildi. O eğitim öğretim yılının bitmesinin ardından 2015’in 4 Ağustos günü, Londra’ya ayak bastık. 


Bu tarihler hiç unutulmaz değil mi? 


Tabii. Hatta biz o gün köfte ve makarna yedik. Eşime, aradan yıllar geçse de torunlarımız 4 Ağustos’ta köfte ve makarna yiyip atalarının bu ülkeye gelişini kutlasınlar, dedim. 


Peki, ne umdunuz ne buldunuz? 


Pek çok alanda pozitif şeyler söyleyebilirim, pek çok alanda negatif şeyler de söyleyebiliriz. İngiltere’ye geldiğim için pişman mıyım? Değilim. Ülkemi özlüyor muyum? Çok özlüyorum. Özellikle bir Türkçe öğretmeni olarak, işini ana diliyle yapan birisi olarak elbette, dilimi çok özlüyorum. Oradaki öğrencilerimi çok özlüyorum. Velilerim, ülkemin sokaklarını, Kadıköy’ü, Sarıyer’i, Fenerbahçe maçlarını özlüyorum. Geldikten altı ay sonra birlikte maçlara gittiğimiz Kerem diye bir arkadaşımla konuştuk, “En çok neyi özledin?” dedi. “Annemden sonra Fenerbahçe Stadı’nı özledim.” dedim. 

Genel olarak fotoğrafa baktığımızda bu ülkede olmaktan dolayı çok mutluyum. 

Şu yayını yaptığımız yer bile yemyeşil. Yeşil olması bizim İngiltere’yi tercih etmemizdeki önemli nedenlerden biriydi. 2014’te nereye gideceğiz sorusuna verdiğimiz yanıtın İngiltere olmasının en önemli nedenlerinden biri yeşil olması diğeri de Ankara Anlaşması. Burada Ant Education adıyla bir eğitim şirketi kurdum. Eğitim, öğretim ve denetimi konusunda yüksek lisansım var, aynı zamanda öğrenci koçuyum. Branşım Türkçe öğretmenliği ancak ben sadece Türkçe eğitimi yapmıyorum. 


Burada eğitimle ilgili hangi işleri yapıyorsunuz? 


Ben geldikten bir müddet sonra Türkiye’de Türkçe öğretmeni olmakla İngiltere’de Türkçe öğretmeni olmak arasındaki açı farkını anladıktan sonra online bir programa katıldım ve yabancılar için Türkçe öğretmenliği sertifikası aldım. Şimdi dünyanın dört bir yanında yetişkinlere ve çocuklara Orhan Veli Online Türkçe Okulu olarak Türkçe öğretiyorum. 

Şu anda ABD, İsviçre, Almanya, Fransa, Katar, Kuveyt, Meksika gibi ülkelerde online Türkçe dersi verdiğim öğrencilerim var. GCSE ve A Level sınavlarına öğrenci hazırlıyorum. Özellikle bu sene A Level’ın müfredatı biraz ağırlaştı. Çocuklar üç kitap okuyor, üç film izliyorlar. Edebiyat öğretmenine olan ihtiyaç da çok arttı. Bu sene çok sayıda öğrenciyi A Level’a hazırladım. Sınavlar iptal oldu, çocuklar sınava giremedi. Bir öğrencim B aldı, ben A * verdiğim halde notunu düşürmüşler, nedenini bilmiyorum. Bütün öğrencilerim A* aldı. 


Bunun dışında eğitimle ilgili neler yapıyorsunuz? 


Eğitim yöneticisi sıfatımla 2. sınıftan 11. sınıfa kadar hem okula destek hem de SATs, GCSe ve A Level sınavlarına hazırlamak anlamında kurslar yapıyorum. Bu kursları uzun yıllar burada bir hizmet olarak Bozca-Der çatısı altında yaptık. Şimdi salgın nedeniyle fiziksel olarak kullanamıyoruz, Mart’ta lockdown başladı, ben 21 Mart’ta online derslere başladım. Fiziksel olarak Bozcader’i pandemi döneminde kullanamayacağımız için şimdilik oradaki çalışmalara ara verdik. Ama Ant Education olarak kendi online sistemimizle 2021 eğitim yılında 4 kişilik sınıflarda derslere devam edeceğiz. Pandemi dönemi biz online yeni sınıflar açtık ve öğrenci sayımızı da o süreçte ikiye katladık. 




Nasıl bu kadar çabuk organize oldunuz?


Daha önceden bir tecrübemiz vardı. 2019’un Ekim ayında ben bir proje ile Bozca-Der yönetim kuruluna başvurdum, bunu kabul ettiler. Derneğin Ankara, İstanbul şubeleriyle organize bir şekilde, Türkiye’deki 18 gence online İngilizce kursu yaptık. Burada yaşayan bir toplumun Türkiye’de yaşayan uzantılarına dönük yaptığı ilk eğitim projesiydi bu. Ayrıca 2014 yılında eğitim  teknolojileri ile ilgili bir eğitim almam önümüzü açtı. Daha Çin’de salgın başladığında ben işin bu boyutunu düşünmeye başladım. Hatta sosyal medya hesaplarımızda da görülebilir, lockdown öncesinde çocuklarımıza nasıl online eğitim yapılabilir, diye eğitimler yaptık. 


Londra’da birçok kurum bu anlamda sınıfta kaldı, çünkü hazırlıklı değillerdi. 


Evet. Bazı öğretmen arkadaşlarımız bize açık yüreklilikle, bu işi nasıl yapabiliriz diye geldiler. Onlara yardımcı olmaya çalıştık. Yine bu tür kişilere ve kurumlara online eğitimin nasıl yapılabileceği konusunda yardımcı olabiliriz.


Genel olarak Londra’da yaşayan Türkiyeli toplumu eğitim açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? 


Her gün üzerine koyan bir toplumumuz var. Eğitim konusunda özellikle burada ikinci ve üçüncü kuşak diye nitelendirebileceğimiz insanlar anne, baba olmalarıyla birlikte çocuklarının eğitimine çok fazla yatırım yapıyorlar. Çocukların eğitimine yatırım yapma meselesinin altını çizmek istiyorum. Bu konuda şöyle bir gözlemim var. Eğitimin kendisi çok ideolojik ve sınıfsal bir hikâye. İngiltere’de eğitime baktığınızda, ideolojik ve sınıfsal yanına ek olarak bir de göçmenlikle ilgili kategoriyi eklememiz lazım. Göçmen ailelerin çok yoğun olduğu mahallelerdeki eğitimin kalitesiyle diğer mahallelerdeki eğitimin kalitesi arasında uçurum olduğunu düşünüyorum. İngiliz yönetici sınıfı, göçmen ailelerinin çocuklarının uzun vadede beyaz İngilizlere hizmet edecek personel hale gelmesini istiyor. 


Eğitimde sınıfsal ayrım çok net çizgilerle mi ayrılıyor?


Evet, eğitimde sınıfsal ayrım çok net. Bu noktada bizim toplumumuzdan gelen aileler çocuklarının eğitimine daha fazla yatırım yapmak zorunda. Ben pek çok ailenin de bunun farkında olduğunu düşünüyorum. 

Geçen bir toplantıya katıldım, ulusal müfredatlarını 1963’de kabul ettiklerini öğrendim. Dolayısıyla İngiltere’de eğitim anlamında güçlü bir gelenek yok. Öğretmen yetiştirme politikası çok iyi değil. Özellikle göçmen ailelerin çocuklarının gittiği okullardaki öğretmen kalitesinin düşük olduğunu düşünüyorum. 


İşçisin sen, işçi kal vaziyeti mi var? 


Kesinlikle işçisin sen, işçi kal, göçmensin sen, göçmen kal politikası var. Mavi tulumlarını giymesen bile garson önlüğünü giy. Ara eleman olarak çalış. Bunu yapmaya çalışıyorlar. Ama tabii ki bizim toplumumuzun bunu kıracak hamleleri var. Ben iki gündür Facebook’ta bir öğretmen olarak bakarken gözlerim doluyor, çünkü çok iyi üniversiteler kazanan öğrenciler var. Sadece benim ders verdiğim öğrenciler anlamında bahsetmiyorum. Burada çok saygın eğitim kurumları var, Türkiyeli öğretmen arkadaşlarımın yönettiği. Bir kısmını tanıyorum, bir kısmını uzaktan takip ediyorum. Oradan çıkan çok sayıda öğrenci, çok iyi yerler kazanmış. Mesela buraya gelirken baktım, bir anne “Çocuğum Oxford kazandı!” yazmış. Sanki benim çocuğum kazanmış gibi sevindim. Umarım biz de görürüz o günleri. 

Dinamik, annenin babanın eğitime bakışının değiştiği, eğitimi daha fazla hayatın merkezine aldığı, çocukları için emek verdiği, çaba harcadığı bir potansiyelimiz var. Toplumumuzun eğitim anlamında her gün üzerine koyarak gittiğini düşünüyorum. 



Çocukların eğitimi konusunda ailelere nasıl görevler düşüyor. Çünkü bizim toplumumuzun üyeleri genellikle uzun süreli çalıştıkları için çocuklarına çok fazla zaman ayıramıyorlar gibi geliyor bana.

Bu nokta çok önemli. Zaman açısından gerçekten ailelerin çocuklarla çok fazla zaman geçiremedikleri ortada; ama aileler şöyle bir planlama yapabilirler. Elbette para kazanmak durumundalar, işe harcadıkları belli bir vakit var. O zaman çocuklarla geçirilen vaktin kalitesini artırmak lazım. Nitelikli zaman geçirmek gerekiyor. 


Çocuğu hayata anne getirir; ama çocuğu hayata baba hazırlar. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Annelerin pozisyonunu yadsıyan bir yerden yaklaşmıyorum. Tam aksine annelere güç verecek bir pozisyondan yaklaşıyorum. Burada babalar çok fazla çalıştıkları için evde annenin yanında çok fazla olmuyorlar. Bu çok ciddi bir sıkıntı. Oysa çocuğun bir rol model olarak babasını görmesi gerekiyor. Babaların evin içinde daha fazla olmaları için kendi zamanlarını planlamaları gerektiğini düşünüyorum. İkinci nokta da şu; ergenlik süreciyle birlikte çocuk biz olma sürecinden yani, aileyle kurduğu bağdan kurtularak ben olma sürecine gidiyor. Bizim dönemimizde rol model mahalledeki abiler ya da ablalar olurdu, bir de bir iki yaş büyük arkadaşlar olurdu. Arkadaşlık işin içine girince burada ailelerin çok dikkat etmesi gereken süreçler yaşanıyor. Arkadaşlık ilişkilerine çok dikkat etmeleri gerekiyor. Rol model konusunda da ben her şeye rağmen çocukların öğretmenlerinden çok etkilendiklerini düşünüyorum. O yüzden aileler nitelikli eğitimcilerle ilişki kurarak çocuklarının onlarla fazla zaman geçirmesine özen göstermeli.



 






© Tüm hakları saklıdır
Tasarım by Orbay Soydan