ABD'de yargı kararıyla sekiz göçmenin Güney Sudan’a sınır dışı edilmesinin önü açıldı. Vietnam, Güney Kore, Meksika, Laos, Küba ve Myanmar gibi ülkelerden gelen hüküm giymiş göçmenlerden oluşan sekiz kişinin hukuk mücadelesi sonuç vermedi. Mahkeme, avukatlarının savunmalarını yeterli görmeyerek göçmenlerin son umutlarını da tüketti.
Göçmenlerin avukatları, Güney Sudan’daki iç savaş
ve istikrarsızlık nedeniyle müvekkillerinin hayati tehlike ile karşı karşıya
kalacaklarını vurguladı. Amerikan hükümetinin kendi vatandaşlarına bile seyahat
etmemelerini önerdiği bir ülkeye, sekiz kişinin gönderilmesi, uluslararası
insan hakları normlarına aykırı olduğu yönünde eleştirileri beraberinde
getirdi.
Seattle Clemency Project’ten avukat Jennie
Pasquarella, mahkemenin bu kararını “trajik” olarak nitelendirdi. “Her iki
mahkeme de bu insanların iddialarını duyma ve hayatlarını koruma şansını
ellerinden aldı. Bu karar, onları potansiyel bir ölüm riskiyle baş başa
bırakıyor,” diyen Pasquarella, kararın insani boyutunun göz ardı edildiğini
söyledi.
Trump yönetiminin uzun süredir sürdürdüğü yüksek
profilli sınır dışı politikaları, özellikle ciddi suç geçmişi olan göçmenler
üzerinden kamuoyuna "sert göç politikası" mesajı vermeyi hedefliyor.
Ancak insan hakları savunucuları, bu tür uygulamaların göçmenleri cezalandırma
amacı taşıdığını ve hukukun temel ilkeleriyle bağdaşmadığını savunuyor.
Bu olay, göçmen hakları konusunda ABD yargısının
sınırlı inisiyatif alanını ve hükümet politikalarının bireylerin yaşam hakkı
üzerindeki etkisini bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle savaş ve şiddet
ortamlarına gönderilen bireylerin durumlarında, uluslararası hukukun
gözetilmesi gerektiği yönündeki çağrılar giderek daha yüksek sesle
dillendiriliyor. Göçmenlerin birer "yasal sorun" değil,
"insan" olduğu gerçeği yeniden hatırlatılıyor.
Kaynak: The Guardian