Ulusal İstatistik Kurumu dini inanç istatistiklerini yayınladı

No comments

26 March 2023

  



Ulusal İstatistik Kurumu (ONS) geçtiğimiz günlerde 2021 nüfus sayımı verilerine dayanarak ülke genelindeki dini grupların istatistiklerini yayınladı. Buna göre, İngiltere ve Galler’de ilk defa nüfusun yarısından azı kendisini Hıristiyan olarak tanımlarken, ankete katılan 3.8 milyon kişi Müslüman, 26 bin kişi ise Alevi olduğunu beyan etti.

                   

                                                                         


               

İngiltere’de nüfus sayımı her on yılda bir gerçekleştiriliyor. En son 2021’de yapılan nüfus sayımının sonuçları geçtiğimiz Haziran ayının sonunda Ulusal İstatistik Kurumu (ONS) tarafından yayınlanmıştı. Buna göre İngiltere ve Galler'in nüfusu, 2011 nüfus sayımına kıyasla % 6,3'lük bir artışla 59,6 milyon olarak belirlenmişti.  Bu nüfusun 56,5 milyonu İngiltere, 3,1 milyonu Galler, 1.9 milyonu ise Kuzey İrlanda’da yaşıyor.

İLK KEZ NÜFUSUN YARISINDAN AZI HIRİSTİYON

ONS geçtiğimiz günlerde ise 2021 nüfus sayımında dini inanış sorusuna verilen yanıtların istatistiklerini yayınladı. Katılımcıların % 94’ünün cevapladığı bu bölümde, İngiltere ve Galler’de ilk kez nüfusun yarısından azı (% 46,2, 27,5 milyon kişi) kendilerini “Hristiyan” olarak tanımladı. On yıl önceki sayımda katılımcıların % 59,3'ü (33,3 milyon) bu soruya “Hıristiyan” yanıtını vermişti.

ATEİSTİM DİYENLERİN ORANI ARTTI

2021 nüfus sayımı sonuçlara göre “dini yok” ifadesi ikinci en yaygın cevap olarak katılımcılar tarafından işaretlendi. 2011 yılında, dini inanışı olmadığını belirtenlerin oranı % 25,2 iken (14,1 milyon) bu oran 2021’de 12,0 puan artışla %37,2’ye (22,2 milyon) yükseldi. Bu sonuçlardan hareketle İngiltere’de yaşayan nüfusun üçte birinden fazlasının herhangi bir dine inanmadığını söyleyebiliriz. Ankette tahmin edileceği üzere, Londra ise en fazla dinsel çeşitlilik gösteren şehir oldu.  

MÜSLÜMANLARIN SAYISI 3 MİLYON 860 KİŞİYE ULAŞTI

Ankette kendisini “Müslüman” olarak tanımlayanların sayısı ise % 6.5 oran ile 3.86 milyon kişiye ulaştı. 2021 sayımı sonuçlarına göre, yaklaşık 1 milyon kişi kendisini Hindu, 271 bin kişi Yahudi, 524 bin kişi Sih, 348 bin kişi ise “diğer dinlere” mensup olarak tanımladı.  



26 BİN KİŞİ DİN SORUSUNA "ALEVİ" ŞEKLİNDE CEVAP VERDİ

Din sorusuna “Alevi” şeklinde cevap verenlerin sayısı ise 26 bin olarak gerçekleşti. 2021 nüfus sayımı öncesinde Britanya Alevi Federasyonu bu konuda bir kampanya yürütmüş, Alevi toplumunun fertlerini nüfus sayımında din hanesine “Alevi” yazmaya davet etmişti.


KAYNAK: ONS

 

“Kadın Dayanışma Kermesi” pazar günü Round Chapel’de

No comments

24 March 2023

Istanbul Elsewhere, depremden etkilenen kadınlar için düzenlenecek olan “Dayanışma Kermesi”yle katılımcıları sokak yemekleri, craft ürünler ve müzik dolu bir günde yan yana olmaya davet ediyor.

 


                                                                                                 

Tan Morgül ve Memet Ali Alabora’nın kurucusu olduğu, bir kültür projesi olan İstanbul Elsewhere, Hackney’de Kadın Dayanışma Kermesi düzenliyor. Türkiye'de deprem felaketinden etkilenen kadınlarla yan yana durmak ve dayanışmanın gücünü paylaşmak için 26 Mart, Pazar günü düzenlenecek kermesin birbirinden renkli konukları bulunuyor.

Round Chapel’da gerçekleştirilecek olan etkinlikte; Celtic Session, Londra Uluslararası Rebetika Orkestrası, Çiğdem Aslan, Dunjo Botic, Rengin Kadın Korosu ve DJ Jamie Renton da sahne alacak.   

KERMESİN GELİRİ KADINLARA

Etkinlik boyunca Londra'da bulunan craft üreticiler ve işletme sahiplerinin ürünleri kurulan kollektif stantlarda sergilenecek. Kermesten elde edilen tüm gelir, ihtiyaç sahibi kadınları desteklemek için dayanışma ortağı Kadın Koalisyonu’nun işaret edeceği ihtiyaçların karşılanması amacıyla kullanılacak.

Rengin Kadın Korosu


Londra’da Olmayanlar Nasıl Destek Olabilir?

Londra’da yaşamayanlar ise kendi belirleyecekleri bir bütçeyle kermese “Dayanışma Bileti” alarak destek olabilirler.

Nasıl Bilet Alınır?

Etkinliğe katılmak veya destek olmak için biletler aşağıdaki linkten alınabilir.

https://www.eventbrite.co.uk/e/womens-solidarity-bazaar-tickets-574285923657

 

Kermes Programı:

14:00 - 15:00 Celtic Session

16:00 - 17:00 The London International Rebetiko Orchestra (LIRO) ft Ciğdem Aslan, Dunja Botic & more

18:00 - 19:00 Rengin Kadın Korosu

19:00 - 20:00 DJ Jamie Renton

 

Tarih: 26 Mart, Pazar

Saat: 14:00 - 20:00

Yer: Round Chapel

Adres: 1D Glenarm Road, E5 0LY


* Bu haber ilk defa 23 Mart 2023'te Olay gazetesinde yayınlanmıştır.

https://olaygazete.co.uk/kultur-sanat/kadin-dayanisma-kermesi-pazar-gunu-round-chapelde.html

Sanatçılar depremzedelerle dayanışmak için Royal Albert Hall'da bir araya geliyor

No comments

20 March 2023

 Marcus Mumford, Anna Calvi, Hozier ve daha pek çok ünlü sanatçı, Türkiye ve Suriye depreminden etkilenenlerle dayanışmak için 15 Nisan, Cumartesi akşamı Royal Albert Hall’da sahne alacak.

 

                                               


                                           

Türkiye ve Suriye’de yaşanan deprem felaketinden etkilenenlerin yaralarını sarmak için çeşitli yardım etkinlikleri düzenlenmeye devam ediyor. 15 Nisan, Cumartesi akşamı, Sounds of Solidarity ve Communion işbirliğiyle, Londra’nın en görkemli konser salonlarından biri olan Royal Albert Hall’da birçok sanatçının katılımıyla büyük bir konser etkinliği düzenleniyor.

UNHCR - Birleşmiş Milletler  Mülteciler Yüksek Komisyonu İyi Niyet Elçisi Gugu Mbatha-Raw’ın onur konuğu olarak katılacağı konseri; yayıncı, müzisyen ve aktör Jumoké Fashola ve Türkiye’li ünlü aktör Halit Ergenç sunacak. Korserde elde edilen gelir War Child ve Turkey Mozaic Foundation'na bağışlanacak ve bu kurumlar aracılığıyla Türkiye ve Suriye depremlerine ilişkin başlatılan yardım kampanyalarına ve yerel STK’lara ulaştırılacak.

Bu özel yardım konserinde; Marcus Mumford, Hozier ve Anna Calvi gibi birçok ünlü isim konser verecek. Oyuncu Olivia Colman ve komedyen Omid Djalili'nin konuk olarak yer alacağı etkinlikte; Çiğdem Aslan, Djanan Turan, Erdal Yapıcı, Maya Youssef, Suna Alan, Levent Canen, Tahir Palalı, Serkan Çakmak ve Suat Karakuş gibi müzisyenlerden oluşan Solidarity Ensemble da ilk kez sahne alacak. Türkiye ve Suriye'den Türk, Kürt, Arap ve Alevi müzisyenlerin oluşturduğu Solidarity Ensemble, Anadolu ezgilerini Anadolu’nun çeşitli dillerinde seslendirecek.

İrlandalı yıldız Dermot Kennedy, Nilüfer Yanya ve James Bay canlı performanslarıyla bu özel akşamın müzikal programını tamamlayacaklar.

Communion Music ve Sounds of Solidarity tarafından düzenlenen etkinliğin biletlerine, https://www.royalalberthall.com/tickets/events/2023/a-fundraiser-for/ veya https://www.communionmusic.co.uk/ adreslerinden ulaşılabilir.


 

Tarih: 15 Nisan 2023, Cumartesi

Saat: 18:30

Yer: Royal Albert Hall

Adres: Kensington Gore, South Kensington, SW7 2AP

Londra’da ırkçılığa ve faşizme karşı büyük yürüyüş

No comments

18 March 2023

18 Mart cumartesi günü BBC binası önünde Stand Up to Racism ve sendikalar koalisyonunun çağrısıyla binlerce kişi ırkçılığa karşı yürüyüşte birleşti.



BBC binası önünde kurulan sahneden konuşmaların yapıldığı eylemde hükümetin göçmenlik karşıtı yasaları ve göçmenleri Ruanda’ya gönderme politikası teşhir edildi.

Londra’da çalışmalarını sürdüren Göçmen İşçiler Kültür Derneği'nin de (GİK-DER) etkin bir şekilde katıldığı eylem BBC binası önünde başlayan yürüyüşle devam etti. Yürüyüş boyunca “hepimiz göçmeniz ve buradayız”, “sınırlar ve uluslar kaldırılsın geri göndermelere son”, “göçmenler günah keçisi değildir”, “bizi asla bölemiyeceksiniz” sloganları atıldı.

Yürüyüşün ve eylemin 18 Mart Uluslararası tutsaklarla dayanışma gününe denk gelmesi vesilesiyle tutsakların sesi platformu da eylemde “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” pankartıyla yerini aldı.

Young Struglle gençlik örgütü ise ırkçılığa ve baskılara karşı mücadele başlıklı bildirisini yaygın bir şekilde dağıtarak yürüyüşe katılanları 24 Mart günü Gik-Der’de  gerçekleşecek olan “günlük karşı karşıya kaldığımız ırkçılık, muhafazakar hükümetin ırkçı saldırıları ve buna karşı nasıl mücadele ederiz” konulu forum’a çağrıda bulundu. Yürüyüş parlamento binası önünde gerçekleştirilen mitingde son buldu. 





Fazıl Say Londra’ya geliyor

No comments

 Dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, 27-28 Mart 2023 tarihlerinde Barbican Centre’da klasik müzik severlerle buluşacak.

                             

                                                       




                                   

 

Piyanist ve besteci Fazıl Say, 27 Mart Pazartesi ve 28 Mart Salı günlerinde Barbican Centre’da iki önemli eserini seslendirmek üzere sahneye çıkıyor. Besteciye sahnede Serenad Bağcan’ın eşlik edeceği konserin biletlerin satışı üç aydır devam ediyor. 

Fazıl Say Londra konserinde “Dört Şehir” adını taşıyan viyolonsel ve piyano sonatının yanı sıra salgın döneminde bestelediği ve “en iyi eserim” dediği “Yeni Hayat” adını taşıyan sonatını da seslendirecek.

Fazıl Say, “Dört Şehir” adını taşıyan eserini 2012’de BBC'nin siparişi üzerine bestelemiş ve ilk defa 26 Haziran 2012’de Londra, St Vedast Alias Foster, City of London Festivali’nde seslendirmişti. Besteci bu eserinde dinleyicileri Anadolu’da uzun bir yolculuğa çıkarıyor. Sivas, Hopa, Ankara ve Bodrum gibi birbirinden farklı kültürlere sahip olan dört şehri odağına alan bestede, seçilen yörelere ilişkin folklorik motifler yer alıyor.

Say’ın ilk defa 49. İstanbul Müzik Festivali'nde seslendirdiği “Yeni Hayat” ise yazıldığı pandemi döneminden izler taşıyor. Londra konserinde Fazıl Say’a vokalde Serenad Bağcan, çelloda Cemal Aliyev ve perküsyonda Aykut Köselerli eşlik edecek.

Konserin biletleri, salondaki yere göre 40-90 £ arasında değişen fiyatlarla satışa sunulmuş durumda.  

https://www.barbican.org.uk/search?search=Faz%C4%B1l+Say 

 

Tarih:           27 Mart 2023, Pazartesi, 28 Mart 2023, Salı 

Saat:            19:30

Yer:              Barbican Centre

Adres:         Silk Street, London, EC2Y 8DS

 

Elimde “Erotik Kapitalim" vardı onu verdim neyleyim!

No comments

 





Ramazan Yaylalı

 

Das Erotik Kapital - 1

2000’lerin başı…

Türkiye’de yine çok sert bir ekonomik krizin yaşandığı dönem…

Her ekonomik krizden sonra artan işsizlik ve yoksulluk genç nesli daha çok etkilediği için, nüfusun bir bölümü yurtdışına, yani refah seviyesi yüksek ülkelere göç eder.

Yine böyle bir dönemde, Avrupa’ya doğru (illegal ya da legal olsun) çoğunluğu vasıfsız gençlerden oluşan bir göç akını başlamıştı. Bunlardan bir bölümü, refah seviyesi yüksek, küçük bir Avrupa ülkesi olan Avusturya’ya göç etmişlerdi. Fakat Avusturya’ya göç etmekle işler öyle hemen bitmiyordu. Avusturya devletinin yeni gelen göçmenler için oturum ve çalışma izni vermesi birçok bürokratik düzenlemelere tabi idi. Çalışma izninin ancak belli şartlarda verilmesi göçmenlerin işlerini çok zorlaştırıyordu.[1]

Anadolu’nun bağrından kopup gelmiş, yaşları 20 ile 30 arasında değişen, çoğu ilkokul ve ortaokul mezunu olan bu gençlerin, normal bir Avusturya vatandaşının sahip olduğu hukuksal haklara sahip olmaları için önlerinde tek bir yol vardı!  O yol da Avusturya vatandaşlığına sahip bir kadının gönlüne girmekten başka bir şey değildi. Yani resmî anlamda yapılacak bir evlilik bütün meseleyi kökünden çözüyordu.

Bu evlilikler sayesinde vatandaşlık bile alınabiliyordu. Fakat Almanca bilmemek, uluslararası bir dil olan İngilizceye de hakim olmamak çok sorun yaratıyordu, çünkü sonuçta romantik ilişki “gönül-dili” dışında ortak konuşulan bir “iletişim-dili” gerektiriyordu. Fakat sorun şu ki; gençler yeni geldikleri için tek kelime Almanca bilmiyorlardı; bu da, romantik iletişimin oluşmasına büyük bir engeldi.

Neyse uzun zaman sonra gençler, Almancalarını belli bir seviyeye getirmeyi başardılar (B2 Seviyesi); en azından gündelik sohbetleri yerine getirecek kadar ya da “short-talking” dediğimiz düzeyde konuşabiliyorlardı. Geriye kalan tek şey, gelecekleri için ellerinde “Eros’un-okuyla” ortamlara dalıp sarışın kadınların gönüllerini fethetmekti.



Fakat ortada üç temel sorun daha vardı:

1)    Eksik Modern Flört Deniyimi  (modern-flirting-experience)

2)    Ötekinin farklı “Habitus”u ve farklı kültürel kodlara sahip olmak

3)    Etno-Seksizm ve “Rassenschaende”[1]

 

1)    Eksik Modern-Flört-Deneyimi – bir pre-modern taşra şoku!

   Genellikle bütün hayatlarını, Anadolu’da kırsal bölgede geçirmiş bu insanlar, modern-flört ilişki türüne benzer bir ilişki tercübe edememişti. Klasik anlamda Yeşilçam filmlerinden gördükleri aşk sahneleri dışında kafalarında pek fazla fikir ve imge yoktu. En fazla  düğünde beğendikleri bir kızı, uzaktan bakışlarla etkiledikten sonra ikinci bir aşama olarak araya bazı aracıları sokup, kızın ailesi tarafından onayını alıp, ellerinde bir paket lokumla ertesi gün kızı istemeye gitme cinsinden  pre-modern flört bilgisine sahiptiler bu “taşralı” çocuklar.


Örneğin, İstanbul ya da İzmir gibi modern şehirlerde, üniversite ya da başka  sosyalleşme ortamlarında karşı cins ile tanışma, flört etme benzeri modern ilişki deneyimlerine (modern-flirting-experience) sahip olsalardı, Avrupa gibi son derece özgür ve modern bir dünyada bu tecrübelerini pozitif bir şekilde karşı cinsi etkileyerek kullanma şansına sahip olabilirlerdi. Hoşlandığı kıza,  Kahtalı Mıçe’den  türkü söyleyerek duygularını belirten taşralı Memo ile çekici bulduğu kadina Elvis Presleyl’den “Love You “diye seslenerek göz kırpan cihangirli Kaan aynı ülkenin vatandaşları olsalar bile aynı habitusu kesinlikle paylaşmıyorlardı. 
 


  






2) Ötekinin “habitus”u ve  kültürel kodları

 Farklı habituslara sahip olma meselesi sadece Türkiye’ye özgü bir unsur değil tabi ki. Her toplumda olduğu gibi Avusturya toplumu da ekonomik ve eğitim seviyesi olarak çeşitli sınıflara ayrılan bir ulus[2]. Alt/üst sınıf kültürü, şehir ve taşra kültürü gibi. Dolasıyla, gençlerimizin hangi sınıftan (potansiyel) partnerlerle ilişkiye girmeyi istediklerini bilmeleri de çok önemliydi.


Çünkü belli bir habitus içinde yapılanmış (costructed) kimlikler, davranış biçimleri, estetik anlayış, aksan... sosyal bir grup veya toplum tarafından içselleştirilmiş kodlardır. Kısacası, bir ülkenin kültürel sermayesini tanımak (erkennen)-Bourdieu’nun kavramlarıyla söylersek; ötekinin “Linguistic Capital[3] veya “Cultural-Capital”[4]ına sahip olmak- o topluma yeni yeni entegre olmaya çalışan bir  göçmen için oldukça önemli bir avantajdır. Bu kodları hızlıca öğrenen ve okuyan biri öteki ile (örneğin karşı cinsle) ilişki kurmakta asla zorlanamayacaktır, çünkü artık bütün algoritmaları ezbere bilmektedir. Fakat bu tür kültürel sermayeye ve  o kodları okuyacak bilgiye sahip değillerdi bizim gençler; deneyim ve birikim, çok hızlı bir şekilde elde edilecek (erwerben) bir şey değildi. Uzun yıllar alan bir süreç...


 3)    Etno-Seksizm

Diğer bir  sorun olan “ethno sexismus”a gelirsek; Alman bir kadınla başarılı bir romantik ilişki kurmak, müslüman orta-doğu erkeği için düşük bir olasılık olabilirdi çünkü “Rassenschande[5] (racial shame) ve “ethnoseximsus” [6] itiraf edilmese de, Avrupa toplumunun bilinçdışında tarihsel bir olgu olarak yerini almıştı.




“Etnoseksizm” Avrupa’da 11 Eylül 2001 saldırısının ardından giderek artmaya başladı. ”Orta-Doğulu-Erkek” kimliği Batı Avrupa’da radikal islam ve kadına dönük şiddetin bir simgesi haline geliyordu. Bu önyargılar aslında çok daha önce; Türklerin Almanya’ya göç etmesiyle ortaya çıkmaya başlamıştı. “Macho-erkek” ve geleneksel feodal değerlere sahip olan ilk nesil Türk göçmenlerin Almanların kafasında yarattığı “imge” çok olumsuzdu. Bu düşük-prestijli imaj (“symbolic-capital”) gençler için oyuna bir-sıfır yenik başlamak anlamına geliyordu. 

  Orient-Erotik-Kapital

 Yukarda bahsi geçen engelleri aşıp karsı cinsle flört ya da romantik ilişki kurmak, her ne kadar aşılması zor bir durum olarak görünse de, genç delikanlılarımız bu sorunu kendi stratejileriyle aşmaya kararlıydılar. Bunun için ellerinde tek bir silahları vardı; genç erotik kapital; Ahmet Kaya’nın da bir şarkısında söylediği gibi "Elimde gençliğim vardı onu verdim neyleyim.[7]" Doğru hedef kitlesini seçerek, rasyonel bir stratejiyle hedeflerine erotik[8] sermayeleri sayesinde ulaşabilirlerdi pekala.  Çünkü sahip oldukları tek sermaye olan bu “erotik kapital[9] sayesinde orta yaş üstü dul ve yalnız Avusturyalı kadınların gönlünü çalıp, bir evlilik prosedürü içinde hukuksal anlamda vatandaşlık statüsünün verdiği haklara sahip olabilirlerdi. Önemli bir diğer husus da, bu kadınların “yerli-aşk-pazarında” (domastic-love market) çok talep gören (arzu edilen) kadınlar olmamasıydı.

 

 

 Schiwago Dans Lokali: Şehvetli gecelerin cenneti!

Peki, nasıl ve nerede hedef seçilen kadınlarla tanışacaklardı? Malum, genç üniversitelilerin takıldığı ortamlar olmazdı, kim 18 yaşında gençliğinin baharında evlenmek ister ki?  Yahut soruyu şöyle soralım; kariyer yapmış, ekonomik durumu iyi, toplum içinde statüsü yüksek, kendine güveni tam, güzel bir Alman kadınla,  orta sınıf üstü, beyaz yakalıların takıldığı ortamlarda “A2 seviyesinde” Almancayla flört etmek ne kadar rasyonel bir strateji olabilirdi? Cinsel beraberlik olsa bile neden evlensin ki? Vardır belki istisnalar ama biliyoruz ki istisnalar kaideyi bozmuyor.

 Geriye yaşları 40’ı aşmış çocuklu ya da çocuksuz dul veya bekar, alt sınıf işlerde çalışan, şehrin biraz kenarında yaşayan, eğitim düzeyleriyle birlikte erotik kapitalleri son derece düşük ama kapı gibi AB pasaportuna (symbolic capital) sahip taşra kadınları kalıyordu. Peki, nerelerde takılırdı bu kadınlar, nasıl tanışılırdı bu kadınlarla? Bu tür ilişkiler için en uygun “Love Market” nerde olabilir? İşte burada devreye Schiwago Dans Lokali giriyor.

Yazının devamını okumak için tıklayın:

👉Bisikletli Gazete: Taşraseksüel erkeklerin cenneti: Schiwago Tanz-Bar! 


 



[1] https://en.wikipedia.org/wiki/Rassenschande

[1]https://ec.europa.eu/home-affairs/sites/homeaffairs/files/what-we-do/networks/european_migration_network/reports/docs/emn-studies/migration-policies/organisation_of_policies_at_en.pdf

[2] https://www.sinus-institut.de/sinus-loesungen/sinus-milieus-oesterreich/

[3] Sabine Lehner ; Sprachliches Kapital und ›Integration‹ Bourdieus sprachlicher Markt revisited am Beispiel der österreichischen ›Integrationsbotschafter_innen‹;Wiener Linguistische Gazette (WLG) 80 (2017): 81–107; Universität Wien · Institut für Sprachwissenschaft · 2017

[4] Pierre Bourdieu; „Die feine Unterschiede“, Suhrkamp (1987)

[5] https:/ https://movements-journal.org/issues/03.rassismus/10.dietze--ethnosexismus.html /

[6] de.wiktionary.org/wiki/Rassenschande

[7] Ahmet Kaya „Neyleyim“; Albüm „An gelir“ 1987 

[8] Catherine Hakim; Erotic Capital: The Power of Attraction in the Boardroom and the Bedroom

[9] A. Mohammed Abubakar et al; Physical attractiveness and managerial favoritism in the hotel industry: The light and dark side of erotic capital; Journal of Hospitality and Tourism Management; Volume 38, March 2019, Pages 16-26

Göçmen Kadınlar Öykü Yarışması’nda son katılım tarihi 30 Nisan’a uzatıldı

No comments

11 March 2023

Rengin Kadın Korosu, Türkiye ve Suriye’de yaşanan deprem nedeniyle, göçmen kadınlar öykü yarışmasına son katılım tarihini 30 Nisan’a kadar uzattığını duyurdu.  

                                                 

                                                        


                                 

 

Türkiye ve Suriye’de meydana gelen yıkıcı depremin ardından birçok kurum önceliği yardım çalışmalarına verdi. Deprem sonrası sokaklara çıkarak şarkılarıyla, depremzedeler için bağış kampanyası yürüten Rengin Kadın Korosu, düzenlediği öykü yarışmasına son katılım tarihini uzattığını açıkladı. Hafta başında bir araya gelen koro ve edebiyatçılardan oluşan jüri üyelerinin ortak talebiyle yarışmaya katılım tarihinin ertelenmesine karar verildi.

Kadın yazarlara ve yazar adaylarına yarışmaya katılım çağrısında bulunan Rengin Basın Sorumlusu Gülseren Daş, “Deprem yaralarını hep beraber saracağız, yazmak da müzik gibi, iyileşmenin bir aracı olacak” dedi.

Londra’da Sosyalist Kadınlar Birliği tarafından oluşturulan ve Göçmen İşçiler Kültür Derneği’nde 2020 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren Rengin Kadın Korosu’nun düzenlediği yarışmaya Birleşik Krallık ve Avrupa’da yaşayan göçmen kadınlar katılabilecek. Yarışma için herhangi bir tema sınırlaması yok.

Kadın yazarlardan oluşan seçici kurulun kararlaştırdığı ilk üç öykü ödüllendirilirken, öykülerden yapılacak seçki kitap halinde yayımlanacak.

Katılımcılar öykülerini en geç 30 Nisan 2023 tarihine kadar Rengin Kadın Korosu e-mail adresine (renginkadin@gmail.com) gönderebilir. Yarışma sonuçları ise 31 Mayıs 2023 tarihinde açıklanacak.

 



Yarışmaya katılma koşulları ve Rengin Kadın Korosu’nun yarışma çağrısı şu şekilde:

‘’Evrende küçücük bir noktayım.

Ama bütün evren göğüs kafesimde.

Bazen deli bir rüzgâr kırar körpe dallarımı;

bazen şiddetli fırtınalara direnirim.

Bazen bir deniz kıyısında suya değer çıplak ayaklarım;

üşür bileklerim.

Bazen yakar kızgın çöller;

yeniden iyileşirim.

Bazen ürpertir tenimi rüzgar;

bazen güneş ısıtır tüm bedenimi.

Bir kuş kanatlanır göğsümde;

yeniden dirilirim.

Bazen gözyaşlarımla yıkanır evren;

bazen kahkaham çınlar dört bir yanda değer arşa…

ve biz bütün noktalar duyarız birbirimizin feryadını, kahkahasını.

Koskoca evrende bahçesinde bir sandalyede oturmuş elinde mavi kalemiyle yazı yazan bir kadın görüyorum. Koskoca evrende küçücük bir nokta… Görünmeyecek kadar küçük… Ama kalbi aşkla dolu. Tıpkı küçük diğer noktalar gibi…’’

Rengin kadınları olarak yazma serüvenimiz bir üyemizin yıllardır yazıp kimseye okutmadığı metinlerden biri olan bu şiir ile başladı. Yazdıklarını yüreğinde saklayan, bin bir çeşit endişe ve gönül kırgınlığıyla kimseye okumadan zulaya kaldıran kız kardeşlerimizin dertlerini ve hayallerini dinleyerek başladı herşey. Yargılamadan anlamaya, dostça eleştirilerle geliştirmeye çalışarak…

Şimdi istiyoruz ki o gizli sandıklardan çıkartalım tüm hikayelerimizi. Fısıldayalım kız kardeşlerimizin yüreklerine ki güç olsun, ışık olsun, umut olsun en karanlık zamanlarda. Sen de sesini sesimize kat. Al eline kalemi, harf harf, hece hece, öykü öykü özgürce savur rüzgarlara. ‘Adı kadın’ olanın kadim dayanışmasına bir soluk da sen kat. 

 

Yarışmaya Katılım Koşulları

•         Yarışmamız Birleşik Britanya ve Avrupa’da yaşayan bütün göçmen kadınlara açıktır.

•         Yarışmaya sadece bir öyküyle başvurulur.

•         Öyküler göçmen kadınlar tarafından kaleme alınan herhangi bir temadan oluşabilir.

•         Öyküler elektronik ortamda renginkadin@gmail.com adresine 30 Nisan 2023 tarihine kadar gönderilecektir.

•         Başvuru için gönderilen e-postada; öykünün altında yazarın kısa özgeçmişi yer almalıdır. 

•         Yarışmacılar mahlas -takma isim- kullanabilirler.

•         Öykülerin hukukî sorumluluğu yazarına aittir. İntihal veya üçüncü kişilerin telif hakkı gibi durumlarda, sorumluluk yazara aittir.

•         Yarışmaya Düzenleme Kurulu Üyeleri ve Seçici Kurul Üyeleri ile birinci derece yakınları katılamaz.

•         Seçilen öyküler, Rengin Kadın Korosu Göçmen Hikayeler Öykü Seçkisi kitabında yayımlanacaktır.

•         Yayımlanan öyküler için yazarlarına telif bedeli ödenmeyecektir.

•         Seçkiye katılan eserler üzerinde yayınevi editörü dil bilgisine ilişkin düzenleme yapabilir.

 


Yarışma Jürisi

Gazeteci -Yazar Dursaliye Şahan

Yazar-Heykeltraş Fergül Yücel

Yazar Gülderen Arık

Öykü’nün Kitaplığı Kurucusu Derya Tuncel

Eğitimci-Yazar Aydın Mehmet Ali

Çevirmen-Yazar Sultan Karataş

Gazeteci- Fotoğrafçı Gülseren Daş

 

Son Başvuru Tarihi: 30 Nisan 2023 Saat: 18.00

Sonuç Açıklanma Tarihi: 31 Mayıs 2023 Saat: 18.00 

 


© Tüm hakları saklıdır
Tasarım by Orbay Soydan