latest

Fransa'da göçmen karşıtlığı bazı sol politikacıların da gündeminde

20 Aralık 2021

/ by Bisikletli Gazete

Fransa'da tek argümanları yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı olan sağcı-partilerin yanı sıra ne yazık ki yer yer sol partilerde görev yapmış olan kimi oportünist politikacılar da göçmenleri kötü emellerine alet etmektedir.



 Mustafa Z. DOĞAN

azaddogan@live.fr

Merhaba sevgili okuyucular. Geçen hafta Fransa'da yaşayan yabancıları, göçleri ve göçmenleri konu alan özet bir yazı sunmuştum size. Bisikletli Gazete'yi izleyen okuyucular için, belli aralıklarla bu ve benzeri konuları işleyeceğimi de not etmiştim.

ÖZGÜRLÜĞÜN BEŞİĞİ FRANSA

Fransa, aydın ve ihtilalci yapısıyla bilinir dünyaca. 17. 18. ve 19'uncu yüzyılda Fransa’da yaşanan birçok toplumsal, siyasal gelişme Batı dünyasında köklü değişimlere yol açmıştır.

Fransa, yeniden doğuş anlamına gelen Rönesans dönemine de damgasını vurmuş ardından özellikle de 1781 Burjuva Devrimi ile monarşiyi alaşağı edip toleranslar ve eşitlikler ülkesi olarak evrensel aydınlanma düşünesine öncülük etmiştir.

Marx’ın “Nedir proletarya diktatörlüğü? Dönün Paris Komün'üne bakın” dediği, 1871 Paris Komünü; işçilerin, küçük esnafların ve hatta işsizlerin içerisinde bulunduğu eşitliğe dayalı radikal bir devrim hareketidir. Sözün kısası Fransa, yüzyıllar boyunca kendi toprağının millerce kilometre uzağındaki sömürge politikalarına rağmen dünyada özgür düşüncenin doğduğu yerlerden biridir. İçerisinde yaşadığımız çağda, "ulus-devlet yapılanması" olarak pratik edilen sistemin teorisi de yine Fransa’da ortaya çıkmıştır.  

Günümüzde hâlâ, "düşünce ve ifade özgürlüğünün" tavizsiz savunucusu konumunda görünen Fransa; edebiyat, müzik, tiyatro, sanat gibi akla gelebilecek olan her türlü kültürel konularda yine özgürlükler ülkesi olarak bilinmektedir.

Bütün bu tespitleri yaptıktan sonra üzülerek belirtmeliyim ki, Fransa'da, bütün belediye binalarının girişlerine yüzyıllardır kazınmış olan köklü slogan: "Liberté, Égalité, Fraternité" (Özgürlük - Eşitlik - Kardeşlik) ilkesi bugün aşınmakta ve tartışmaya açık hale gelmektedir.



GÖÇMENLER SÖZ KONUSU OLUNCA ÖZGÜRLÜKLER BİTİYOR MU?

Bitirirken, geçen yazımda ırkçılığın göçmenler üzerinden geliştiğini vurgulamaya çalışmıştım. Irkçılık ve göçmen düşmanlığı hemen her ülkede, sağ partilerin olmasa olmazı haline gelmektedir. Tek argümanları yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı olan sağcı-partilerin yanı sıra ne yazık ki yer yer sol partilerde görev yapmış olan kimi oportünist politikacılar da göçmenleri kötü emellerine alet etmektedir. Bir önceki yazıda Bayan Le Pen'in politikalarını (Marine Le Pen) ve yine gazeteci-yazar Eric Zemour'un yabancılara yönelik düşüncelerini özetlemiştim.

Şimdi, bu koroya sol-görüşlü olarak bilinen (F. Hollande döneminde başbakanlık yapmış olan, sosyalist parti yöneticisi) Manuel Valls da katıldı.  Valls, "Göçmenlerin ülkeye girişlerini derhal durdurmalı, sınırları tamamen kapatmalıyız!" gibi bir çıkışla sağ-görüşlü politikacıların ekmeğine yağ sürerken, bir parantez açarak, güya sol cenahta olduğunu ima eden kimi öneriler getiriyor. Valls, bir taraftan göçmenlerde "aile birleşiminin önüne geçilmesini!" vurgularken, "ülkemizde bulunan öğrenciler, ülkelerinde can güvenliği olmayan yazarlar, sanatçılar, politikacıların iltica etme haklarını koruyacağız... Zira Fransa, düşünce ve ifade özgürlüğüne daima ev sahipliği yapmış bir ülkedir..." şeklinde açıklamalar da yapmaktadır. Valls’in bu söylemleri, seçimlerden sonra yeni kurulacak kabinede bir bakanlık koltuğu kapma manevraları olarak değerlendirilebilir. Bu yüzden bu vb. yaklaşımlar oportünizm, yani fırsatçılık olarak değerlendirilmektedir. Fransa'da seçimler Nisan, 2022'de olacak. Bakalım köprülerin altından daha ne sular akacak…

Birlikte göreceğiz. 







 

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

© Tüm hakları saklıdır
Tasarım by Orbay Soydan