ABD etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ABD etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Trump göçmenlerin üzerine Ulusal Muhafız Birimi'ni gönderdi

Hiç yorum yok

08 Haziran 2025

Cuma ve Cumartesi günü federal görevliler ile protestocular arasında yaşanan çatışmaların ardından, Ulusal Muhafız birlikleri Los Angeles’a ulaştı. Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, Trump’ın asker çağırma kararının yalnızca “gerilimi artıracağını” söyledi. Savunma yetkilileri CBS News’e, gerginlik tırmanırsa aktif görevdeki deniz piyadelerinin de çağrılabileceğini, yüzlercesinin konuşlanma hazırlığına başladığını söyledi.



Görsel: ChatGPT

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, dün gece Paramount'ta yaşanan çatışmaların ardından Ulusal Muhafızların Los Angeles’a "hukuk ve düzeni sağlamak" amacıyla gönderildiğini vurguladı.

BBC’nin ABD’deki ortağı CBS News’e konuşan Noem, Ulusal Muhafız birliklerinin şehirdeki bir federal binada araçlarıyla birlikte görülmesine rağmen, tam olarak nereye konuşlandırılacaklarını belirtmekten kaçındı.

“Onlar başkanın talimatıyla oradalar; amaçları barışı sağlamak ve insanların protesto edebilmesine olanak tanımak,” dedi. “Barışı sağlamak için özel becerilerini kullanabilirler.”

Donald Trump’ın, Kaliforniya Valisi Gavin Newsom’un yetkisini aşarak Ulusal Muhafızları göndermesine ilişkin olarak ise Noem, Trump’ın bunu Demokrat Valiyle süregelen anlaşmazlığı nedeniyle yaptığını ima ederek, “Newsom kötü kararlar aldığını defalarca kanıtladı,” dedi.

“Bu yüzden başkan, Vali Newsom’un aklı başına gelmesini beklemek yerine bu toplumun güvenliğini tercih etti,” ifadelerini kullandı.

Los Angeles’ta geçtiğimiz hafta sonu yapılan federal göçmen gözaltı operasyonları, kentte yoğun protestolara neden oldu. Göçmen hakları savunucuları, hukuki ikilemler yaşayan kişilerin haksız şekilde gözaltına alındığını ve bazılarının yasal statüye sahip olmasına rağmen zarar gördüğünü vurgulayarak, “İnsanlık onuruna saygı duyulmalı” çağrısı yaptı.

Göçmen hakları savunucuları, yasal yollarla ABD'de yaşayan ancak göçmenlik uygulamaları nedeniyle gözaltına alınan kişilerin durumunun derinlemesine incelenmesini talep etti. Los Angeles İlçe Göçmen Hakları Koalisyonu’ndan bir yetkili, bazı kişilerin temel haklardan mahrum bırakıldığını ve süreçte hukuki danışmanlık desteğine erişemediklerini belirterek, “Adil süreç ve hukuki savunma, göçmen haklarının merkezidir” dedi .

Kentteki bu gerilim, göçmen haklarının korunması, hukuki süreçlere erişim ve devletin zor kullanımının sınırlarının yeniden tartışılacağı bir dönemi başlattı. Ulusal Muhafız’ın yasal statüye sahip göçmenleri bile kapsayacak şekilde devreye sokulması, hukuk çevrelerinde “anayasal haklara müdahale” olarak değerlendiriliyor.



Trump Yönetiminden Çinli Öğrencilere Vize Kısıtlaması: Akademik Gelecek Tehlikede

Hiç yorum yok

06 Haziran 2025

ABD Başkanı Donald Trump'ın yürürlüğe koyduğu yeni göç politikaları, Çinli öğrencilerin eğitim hayallerini tehdit ediyor. Dışişleri Bakanlığı'nın geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, Çin ve Hong Kong'dan gelen öğrencilere yönelik vizelerin "agresif" bir şekilde iptal edileceği ve yeni başvuruların daha sıkı denetleneceği belirtildi. Bu karar, özellikle Harvard Üniversitesi gibi prestijli kurumları hedef alarak, Çin ile bağlantılı olduğu iddia edilen okullara uluslararası öğrenci alımını yasaklamayı amaçlıyor.




Bu politika, Çinli öğrenciler arasında büyük bir belirsizlik ve endişe yaratmış durumda. Örneğin, UCLA'da uygulamalı matematik eğitimi alan 22 yaşındaki Jerry, Harvard'da sağlık veri bilimi yüksek lisans programına kabul edilmişti. Ancak Trump yönetiminin Harvard'ın uluslararası öğrenci kabulünü durdurma girişimi, Jerry ve onun gibi birçok öğrencinin planlarını altüst etti. Her ne kadar bir federal yargıç bu yasağı geçici olarak durdurmuş olsa da, Trump yönetimi farklı yasal yollarla bu tür kısıtlamaları sürdürmeye kararlı görünüyor.

Trump yönetimi, bu kısıtlamaları ulusal güvenlik gerekçesiyle savunuyor. Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Çin Komünist Partisi ile bağlantılı olduğu düşünülen öğrencilerin ve kritik alanlarda eğitim görenlerin vizelerinin iptal edileceğini belirtti. Ancak eleştirmenler, bu adımların ırksal profilleme ve ayrımcılık içerdiğini, akademik özgürlüğü zedelediğini ve ABD'nin küresel rekabet gücünü olumsuz etkilediğini vurguluyor.

Çinli öğrenciler, ABD'deki uluslararası öğrencilerin yaklaşık dörtte birini oluşturuyor ve üniversiteler için önemli bir gelir kaynağı sağlıyor. Ancak 2020'den bu yana Çinli öğrenci sayısında %25'lik bir düşüş yaşandı. Bu durum, araştırma projeleri ve üniversite bütçeleri üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. Uzmanlar, bu tür politikaların uzun vadede ABD'nin bilimsel ve teknolojik ilerlemesini yavaşlatabileceği konusunda uyarıyor.

Trump'ın göçmenlik politikaları, sadece Çinli öğrencileri değil, genel olarak uluslararası akademik camiayı da etkiliyor. Öğrenciler ve akademisyenler, artan belirsizlik ve güvensizlik ortamında alternatif ülkelerde eğitim ve araştırma fırsatları aramaya başladı. Bu gelişmeler, ABD'nin uzun süredir sahip olduğu "bilim ve eğitimde lider ülke" imajını zedeleyebilir.


Kaynak: The Guardian

ABD’de göçmen öğrencilerin hakları tehlikede

Hiç yorum yok

28 Mayıs 2025

ABD yönetimi, uluslararası öğrencilere yönelik vize süreçlerinde sertleştirmeye gitti. Başkan Donald Trump’ın talimatıyla, ABD büyükelçiliklerinde öğrenci vizesi için yeni randevuların verilmesi durdurulurken, sosyal medya incelemelerinin kapsamı da genişletilecek. Bu gelişme, göçmen öğrencilerin haklarında ciddi bir gerilemeyi ve küresel eğitimde belirsizliği beraberinde getiriyor.



Amerikan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan resmi bir talimata göre, öğrenci ve değişim programı vizeleri için sosyal medya hesaplarının daha kapsamlı şekilde inceleneceği bildirildi. Vize görüşmesi için daha önce randevu alanlar işlemlerine devam edebilecek; ancak yeni randevular, ikinci bir talimata kadar askıya alındı. Bu uygulamanın, özellikle Çin’den ve diğer ülkelerden gelen yüzbinlerce öğrenciyi etkilemesi bekleniyor.

Çin hükümeti, ABD’yi uluslararası öğrencilerin meşru haklarını korumaya davet ederken, Amerikan üniversiteleri de bu karar karşısında kaygılarını dile getirdi. Çünkü birçok üniversite, uluslararası öğrencilerin ödediği yüksek öğrenim ücretleri sayesinde mali sürdürülebilirliğini sağlıyor. Harvard gibi önde gelen kurumlar, bu tür kısıtlamaların sadece akademiyi değil, ABD’nin bilimsel ve ekonomik geleceğini de tehdit ettiğini savunuyor.

Trump yönetimi ise bu adımları, antisemitizmle mücadele ve ulusal güvenlik gerekçesiyle savunuyor. Özellikle kampüslerdeki Filistin yanlısı protestoların antisemitik eylemlere dönüştüğünü öne süren Beyaz Saray, bazı üniversiteleri federal fonlardan mahrum bıraktı, bazı öğrencilere yönelik sınır dışı işlemleri başlattı. Ancak bu uygulamalardan bazıları mahkemeler tarafından geçici olarak durdurulmuş durumda.

Eleştirmenler, sosyal medya taramasının genişletilmesini ifade özgürlüğüne açık bir müdahale olarak değerlendiriyor. ABD Anayasası'nın Birinci Ek Maddesi ile güvence altına alınan bu özgürlüğün, göçmen öğrencilere uygulanacak dijital incelemelerle ihlal edileceği endişesi dile getiriliyor.

ABD’nin uluslararası öğrencilere kapılarını kısmen kapatması, yalnızca bireysel hak ihlallerine değil, aynı zamanda bilim, kültür ve ekonomik alanda geri dönüşü zor bir boşluğa yol açabilir. Eğitim yoluyla küresel işbirliği ve barışın teşviki hedeflenirken, bu tarz politikaların göçmen haklarını gölgelemesi uluslararası kamuoyunun da tepkisini çekmeye devam ediyor.

Kaynak: BBC


Trump, Ruanda’yla “göçmen anlaşması” yapmaya hazırlanıyor

Hiç yorum yok

06 Mayıs 2025

Doğu Afrika ülkesi Ruanda, ABD ile sınır dışı edilen göçmenleri kabul etme üzerine bir anlaşma için görüşmeler yürütüldüğünü doğruladı. Ruanda Dışişleri Bakanı Olivier Nduhungirehe, devlet medyasına yaptığı açıklamada müzakerelerin "erken aşamada" olduğunu belirtti.

 


Bu gelişme, daha önce benzer bir planı uygulamaya koymaya çalışan Birleşik Krallık’ın girişimlerini yeniden gündeme getirdi. İngiltere, 2024 yılında göçmenleri Ruanda’ya gönderme planını son aşamaya kadar getirmişti. Konaklama hazırlıkları dahi tamamlanan proje, İşçi Partisi'nin iktidara gelmesiyle iptal edilmişti. İngiltere’nin bu konuda geri adım atması Ruanda’nın insan hakları karnesi ve uluslararası tepkilerle bağlantılı olarak da değerlendirilmişti.

Ruanda’nın göçmen kabul etme geçmişi sadece İngiltere ile sınırlı değil. Ülke daha önce de Avustralya ile benzer bir plan üzerine çalışmış ancak bu girişim de hayata geçirilememişti. ABD Dışişleri Bakanlığı ise şu aşamada Ruanda ile yapılacak herhangi bir anlaşmaya dair yorum yapmaktan kaçındı.

 

Kaynak: The Guardian

 

Laken Riley Yasası ABD Temsilciler Meclisi’nden Geçti: Göçmenlere Yönelik Sert Önlemler Yolda

Hiç yorum yok

23 Ocak 2025

ABD Temsilciler Meclisi, göçmenlik yasalarının daha sıkı uygulanmasını öngören ve kaçak göçmenlerin hırsızlıkla ilgili suçlardan dolayı gözaltında tutulmasını zorunlu kılan Laken Riley Yasası’nı onayladı.



Yasa tasarısı, Başkan Donald Trump’ın imzasına sunularak, yeni başkanın katı göçmenlik politikaları doğrultusunda ilk yasal düzenleme oldu.

Yasa tasarısı, Temsilciler Meclisi’nde 263’e karşı 158 oyla kabul edildi. Oylamada 46 Demokrat, tüm Cumhuriyetçilerle birlikte tasarı lehine oy kullandı. Bu gelişme, yasanın Senato’da 64’e karşı 35 oyla onaylanmasının ardından geldi. Tasarı, adını geçtiğimiz yıl bir Venezuelalı göçmen tarafından öldürülen 22 yaşındaki hemşirelik öğrencisi Laken Riley’den alıyor.

Yasa, “hırsızlık, ev soygunu, dükkan hırsızlığı” gibi suçlarla suçlanan göçmenlerin ABD Göç ve Gümrük Muhafaza (ICE) tarafından zorunlu olarak gözaltında tutulmasını öngörüyor. Ayrıca eyalet başsavcılarına, federal hükümetin göçmenlik yasalarını uygulamaması durumunda dava açma yetkisi veriyor.

Yasa tasarısı üzerine yapılan tartışmalar oldukça hararetli geçti. Demokratlar, bu düzenlemenin ABD’nin göçmenlik krizini çözmeyeceğini, aksine ırk temelli ayrımcılığı ve korku kültürünü artıracağını savundu. Cumhuriyetçiler ise bu yasanın hayat kurtaracağını ve kamu güvenliğini artıracağını iddia etti.

Alabama Senatörü ve yasanın önde gelen destekçilerinden Katie Britt, bu düzenlemeyi “on yıllardır Kongre’den geçen en önemli göçmenlik uygulama yasası” olarak nitelendirdi. Britt, bunun Trump’ın başkan olarak imzalayacağı ilk yasa olacağını vurguladı. Ancak yasa, ICE’ın yeterli kaynaklara sahip olmaması nedeniyle uygulamada büyük zorluklarla karşılaşma riski taşıyor.

Demokrat Parti içerisindeki bazı üyelerin bu yasa için destek vermesi, ilerici grupların sert eleştirilerine neden oldu. İlerici bir grup olan Indivisible’ın yöneticisi Mari Urbina, Demokratların Trump’ın göçmen karşıtı gündemine boyun eğdiğini belirterek, bu tutumu “politik bir yenilgi” olarak tanımladı.

Sivil haklar örgütleri ve göçmen hakları savunucuları, bu yasanın federal otoriteyi zayıflatabileceği ve masumiyet karinesini göz ardı ederek toplu sınır dışı uygulamalarına kapı aralayabileceği uyarısında bulundu. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği’nden (ACLU) Sarah Mehta, düzenlemenin, çocuklar ve aileler dahil olmak üzere çok sayıda göçmeni kapsayan zorunlu gözaltı politikalarını genişleteceğini söyledi.

Yasa tasarısının yarattığı tartışmalar sürerken, Trump’ın tasarıyı hızlı bir şekilde imzalayarak yasalaştırması bekleniyor. Bu durum, önümüzdeki yıllarda Trump’ın göçmenlik politikaları etrafında daha birçok hukuki mücadelenin yaşanacağının sinyalini veriyor.

 Kaynak: The Guardian

Başpiskopos Budde’den Trump’a “Merhamet” Çağrısı

Hiç yorum yok

22 Ocak 2025

Washington Piskoposu Right Rev Mariann Budde, ABD Başkanı Donald Trump’a göçmenler ve LGBTQ+ bireylere yönelik politikalarında “merhamet göstermesi” için açık bir çağrıda bulundu.

 


Budde yaptığı konuşmada “Demokrat, Cumhuriyetçi ve bağımsız ailelerde yaşayan eşcinsel, lezbiyen ve trans çocuklar var. Bazıları yaşamlarından kaygı duyuyor” dedi.

Budde, Trump’ın Tanrı’nın inayetiyle korunduğu yönündeki konuşmasına göndermede bulunarak, “Tanrı’nın sevgi dolu elini hissettiniz. Ülkemizde şu an korku içinde olan insanlara merhamet etmenizi rica ediyorum,” diye ekledi. Budde’nin bu eleştirisi, Trump’ın yüzünde taş gibi bir ifade bırakırken, tören sonrası gazetecilere konuşan Trump, vaazı “heyecansız” ve “kötü bir servis” olarak nitelendirdi.

Trump, eleştirilerini sosyal medyaya taşıyarak, Budde’yi “Radikal Solcu bir Trump düşmanı” olarak tanımladı ve Budde’nin “kamuoyundan özür dilemesi gerektiğini” söyledi.

Budde’nin sözleri, Trump’ın görevinin ilk günlerinde aldığı tartışmalı kararlar bağlamında yankı uyandırdı. Trump göreve gelir gelmez transgender Amerikalılara yönelik korumaları geri çeken, doğumla vatandaşlık hakkını kaldırmaya yönelik adımlar atan ve mülteci kabul programını askıya alan yürütme emirlerini imzalamıştı. Budde, konuşmasında göçmenlerin çoğunun suçlu olmadığını, vergi ödeyen ve komşuluk ilişkileri güçlü bireyler olduklarını belirterek, “Tanrımız bize yabancıya merhamet etmemiz gerektiğini öğütlüyor,” ifadelerini kullandı.

Bu, Budde’nin Trump ile ilk karşı karşıya gelişi değil. 2020 yılında George Floyd protestoları sırasında Trump’ın St. John Episkopal Kilisesi önünde İncil tutarak poz vermesine tepki göstermişti. Budde’nin son eleştirileri, Trump müttefiklerinden sert tepkiler aldı. Georgia Milletvekili Mike Collins, Budde’nin vatandaşlığına rağmen “sınır dışı edilmesi gerekenler listesine eklenmesini” talep etti.

Törende yaşananlar, hem dini hem siyasi tartışmaları alevlendirdi ve Budde’nin cesur duruşu kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.


Kaynak: The Guardian

 

Trump, başkanlık görevine göçmenlerle ilgili sert önlemler alarak başladı

Hiç yorum yok

21 Ocak 2025

Oval Ofis’te yeni başkanlık döneminin ilk günlerinde Donald Trump, göç politikalarını sıkılaştırmaya yönelik bir dizi başkanlık kararnamesini imzaladı. Trump, ABD-Meksika sınırındaki yasa dışı göçü ulusal acil durum ilan etti ve sınır güvenliğini artırma sözünü yineledi




Başkan Trump, doğuştan vatandaşlık tanımını değiştirmeyi hedefleyen bir kararname de dahil olmak üzere birçok düzenlemeyi hayata geçiriyor. Ancak, anayasal bir hak olan bu tanımı değiştirme girişimi, güçlü hukuki itirazlarla karşılaşabilir. Trump, Biden yönetiminin "yıkıcı" olarak tanımladığı politikalarını kısa sürede ortadan kaldıracağını yineledi.

Trump yönetimi ayrıca, CBP One adlı göçmenlerin sınırda randevu almasını sağlayan bir aplikasyonu da iptal etti. Biden döneminde kullanılan bu uygulama, sınırdaki tutuklamaları azaltmada etkili bir araç olarak öne çıkmıştı. Şimdi ise uygulamanın kapatılması, sınırda bekleyen binlerce göçmeni belirsizlik içinde bıraktı.

Yeni yönetim, yasa dışı göçü durdurmayı ve milyonlarca "suçlu yabancıyı" sınır dışı etmeyi planladığını duyurdu. Ayrıca Meksika’daki uyuşturucu kartellerini terör örgütü ilan eden bir kararname imzalandı. Bu adımlar, Trump’ın göçmenlik konusundaki sert duruşunun bir göstergesi olarak yorumlandı.

Göçmenlik savunucuları ve insan hakları örgütleri, Trump’ın kararlarına sert tepki gösterdi. Ulusal Göç Forumu Başkanı Jennie Murray, alınan kararların "hayal kırıklığı olduğunu ama şaşırtıcı olmadığını" söyledi. Murray, bu politikaların aileleri ayıracağını ve Amerikan ekonomisini zayıflatacağını dile getirdi.

Tijuana gibi sınır şehirlerinde bekleyen göçmenler ise büyük bir belirsizlikle karşı karşıya. Anlaşılan o ki Trump yönetiminin göçmen karşıtı politikaları önümüzdeki dönemde göçmenlerin sorunlarını daha da yakıcı hale getirecek.


Kaynak: BBC

 

© Tüm hakları saklıdır
Tasarım by Orbay Soydan