Adını küllerinden doğan ateş çiçeğinden alan, mağdur kadın ve çocuklara yönelik çalışmalar yürüten vakıf Fireweed, ilk etkinliğini 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesinde Tottenham’daki Fieldseat kafede düzenledi. Sohbet havasında gerçekleşen etkinlikte kadınlar birbirleriyle deneyimlerini paylaştılar.
Dicle Sevim Sertkaya’nın kurucusu olduğu Fireweed (Ateş Çiçeği) 7 Şubat 2020’den itibaren Birleşik Krallık’ta kayıtlı bir vakıf haline geldi ve 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesinde “8 Mart hediye verme günü müdür?” başlıklı ilginç başlıkla ilk etkinliğini Fieldseat kafede gerçekleştirdi.
Sohbet havasında geçen etkinliğin açılış konuşmasını vakfın kurucularından Dicle Sevim Sertkaya yaptı. Dicle, orman yangınlarından sonra bitkilerin yok olduğu bir ortamda ilk filiz veren bitkinin ateş çiçeği olduğunu hatırlatarak küllerinden doğan bu bitkinin ona direnen kadınları hatırlattığını belirtti. “Kadına baktığımızda da kadınlar da başlarına gelen onca olumsuzluklardan sonra adet küllerinden yeniden doğuyorlar, direnişin, umudun sembolüdür ateş çiçeği, tıpkı kadınlar gibi.”
Fireweed bir vakıf olarak sadece Birleşik Krallık’ta faaliyet göstermiyor. Danimarka’dan İsveç’e Türkiye’ye kadar kadın elçileri bulunuyor. Daha yeni kurulan bir vakıf olduğu için önümüzdeki dönemde dünyanın çeşitli ülkelerinde de örgütlenip projeler üretmeye hazırlanıyor.
Dicle, vakıflarının kadınların yaşadığı sorunlara sadece aile şiddet olarak bakmadıklarını, kadınların işyerlerinde, toplumda yaşadıkları her türlü sıkıntıyı da yoksulluğu da bir kadın sorunu olarak gördüklerini ifade etti.
8 Mart’ın anlamından koparılarak hediye verme günü olarak yaşanmaya başlamasına da değinilen söyleşide, bu günün gerçek anlamının tarihinde saklı olduğu vurgusu yapıldı.
Söyleşiye katılanların kendi deneyimlerini aktarmasıyla sohbet havasında devem eden etkinlikte Psikolog Gülnihal Avşaroğlu konuşulan konular üzerine yorumlar yaparak katkı verdi. Etkinlik Özgür Canyurt‘un şarkı söylemesiyle sona erdi.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder