latest

Vedat Günyol, Günyol Bakoğlu ve “Vasıtayı Beleş”

29 Mart 2024

/ by Bisikletli Gazete

“Hayat tatlı tesadüflerle” dolu dedirtecek bu yazıda, otostopla Osmanlıca kursuna giderken tesadüfen Vedat Günyol’un evine konuk olmamı ve bunun Londra’da yaşayan tiyatro sanatçısı Günyol Bakoğlu’yla ilişkisini anlatıyorum… Dedim ya “hayat tatlı tesadüflerle dolu” diye…


Tuncay Bilecen





Yıl 2002 olmalı, Kocaeli Üniversitesi’nde Siyasi Tarih bölümünde yüksek lisans yapıyorum. Zorlandığım derslerden biri de Osmanlıca… Derste gördüklerimiz kadarıyla bu işi kıvıramayacağımı anlayınca etrafta bana ders verecek birilerini veya bir kurs falan bakmaya başladım. Ne ki cebimde bunun için ayıracak beş kuruşum yok.

Sonradan öğrendim ki Sultanahmet’te Basın Müzesi’nde, Başbakanlık Osmanlı Arşivi çalışanları ücretsiz olarak Osmanlıca kursu veriyorlarmış. Kaçırır mıyım? Fakat bu sefer de İstanbul’a gidip gelecek param yok.

Peki ne yapacağız?

Tabii ki otostop çekerek gideceğim…

İzmit’ten İstanbul’a otostop çekmek çok kolay. Kuruçeşme Gişeleri’nin oraya kadar gidiyorum. Elimi kaldırdığımda beş dakikada arabanın içindeyim. Başlı başına bu otostoplardan bile kocaman bir yazısı dizisi olur.

Kimlere rastlamadım ki? Mesela Kocaelispor’un meşhur yıldızı Dobrovski (Kağan Dobra) beni aracına alanlardan biriydi… Tanıdık simaların yanı sıra bir yığın da hikâye dinledim. Bir defasında bir adam denk geldi. Son model spor arabasıyla önümde durunca şaşırdım. Çünkü nedendir bilmiyorum çok lüks arabalar pek otostopçu almazlar. Karısını aldattığını, ama zaten ilişkilerinin çoktan bittiğini, mutsuz olduğunu, İzmit’teki sevgilisine de pek güvenemediğini anlattı. Bir taraftan da 180 km hızla gidiyoruz. Acaba kaza mı yapacağız diye endişe mi edeyim, adama evlilik terapisti gibi akıl mı vereyim şaşırdım.

Bir defasında da Balkan göçleri üzerine sözlü tarih çalışması yapacak birini arıyordum. Aradığım kişiyi otostopta buldum, daha sonra evlerine gittim ve tam istediğim gibi bir çalışma yaptım. Kırım’dan önce Balkanlar’a sonra da İzmit’e göç eden bu aile, Giray Han’dan bu yana aile seceresini tutmuştu.

Gelelim bu yazıyı yazmama vesile olan konuya… Bir gün bunca yıllık otostopçuyum bugüne kadar hiçbir kadın beni aracına almadı diye düşünürken bir kadın önümde durdu. 

Hemen,

“Tebrik ederim, beni aracına alan ilk kadın şoförsünüz” dedim.

“Aaa olur mu, evladım” dedi. “Sen benim oğlum sayılırsın, tabii ki alacağım, öğrencisin besbelli.”

Böylece Macide Hanım’la aramızda güzel bir sohbet başladı. Konu konuyu açtı, edebiyatta karar kıldık. Hangi yazarları sevip sevmediğimizi anlatmaya başladık.

“Denemecilerden kimleri seviyorsun?” diye sordu.

O sıralar Nermi Uygur’u okuyordum. Hatta çantamda kitabı vardı. Övünerek gösterdim,

“İşte Nermi Uygur falan…” dedim.

“Peki, başka başka?” dedi…

Biraz düşündüm…

“Vedat Günyol’u da severim mesela” dedim.

Ben bunu deyince Macide Hanım’ın gözleri parladı.

“Şimdi sana bir şey söyleyeceğim inanmayacaksın” dedi.

“Denerim” dedim. Ne de olsa konumuz denemeydi…

“Ben şu anda Vedat Günyol’u ziyarete gidiyorum!”

Bir yerde okumuştum. Vedat Günyol, 25 bin kitabını Maltepe Üniversitesi’ne bağışlamıştı. Üniversite de ona bir lojman tahsis etmişti. Ama ben yine de duyduklarıma pek inanmadım.

“Gerçekten mi?” dedim.

“Sen de gelmek ister misin?” diye sorunca Osmanlıca kursunu falan hepten unuttum.

“Gelirim tabii!” dedim.

Böylece bu güzel tesadüfle Vedat Günyol’un lojmanının yolunu tuttuk. Macide Hanım, Vedat Günyol’la tatlı anılarını anlattıkça benim heyecanım bir kat daha arttı. Hatta,

“Ben oğlumun adını bile Günyol koydum” dedi. “Tanırsın belki, birçok reklâmın seslendirmesini o yapıyor aslında.”

Yıllar sonra sözünü ettiği kişinin şimdilerde Londra’da yaşayan, tiyatro sanatçısı Günyol Bakoğlu olduğunu anlayacaktım…

Vedat Günyol’un evine gittiğimizde, çok sevdiğim şair ve yazar Şükran Kurdakul da oradaydı.



Vedat Günyol, Osmanlıca bilgimi test etmek için “buraya nasıl geldin bakalım?” diye sorunca, “vasıtayı beleşle” dedim.

“Eh” dedi. “Senin Osmanlıca tamamdır.” Böylece benim adımı da “vasıtayı beleşçi” koydu…

O günün yarısını Vedat Günyol ve Şükran Kurdakul’un keyifli sohbetini dinleyerek geçirdim. Osmanlıca kursu falan artık umurumda değildi. Bundan böyle artık vasıtayı beleşçi idim ve sık sık bu isimle arayarak Vedat Günyol'un halini hatrını sordum. 



                Macide Hanım ve Günyol Bakoğlu 







Hiç yorum yok

Yorum Gönder

© Tüm hakları saklıdır
Tasarım by Orbay Soydan