“Hayat tatlı
tesadüflerle” dolu dedirtecek bu yazıda, otostopla Osmanlıca kursuna giderken tesadüfen
Vedat Günyol’un evine konuk olmamı ve bunun Londra’da yaşayan tiyatro sanatçısı
Günyol Bakoğlu’yla ilişkisini anlatıyorum… Dedim ya “hayat tatlı tesadüflerle dolu”
diye…
Tuncay Bilecen
Yıl 2002 olmalı, Kocaeli Üniversitesi’nde Siyasi Tarih bölümünde yüksek lisans yapıyorum. Zorlandığım derslerden biri de Osmanlıca… Derste gördüklerimiz kadarıyla bu işi kıvıramayacağımı anlayınca etrafta bana ders verecek birilerini veya bir kurs falan bakmaya başladım. Ne ki cebimde bunun için ayıracak beş kuruşum yok.
Sonradan öğrendim
ki Sultanahmet’te Basın Müzesi’nde, Başbakanlık Osmanlı Arşivi çalışanları
ücretsiz olarak Osmanlıca kursu veriyorlarmış. Kaçırır mıyım? Fakat bu sefer de
İstanbul’a gidip gelecek param yok.
Peki ne
yapacağız?
Tabii ki otostop
çekerek gideceğim…
İzmit’ten İstanbul’a
otostop çekmek çok kolay. Kuruçeşme Gişeleri’nin oraya kadar gidiyorum. Elimi kaldırdığımda
beş dakikada arabanın içindeyim. Başlı başına bu otostoplardan bile kocaman bir
yazısı dizisi olur.
Kimlere rastlamadım
ki? Mesela Kocaelispor’un meşhur yıldızı Dobrovski (Kağan Dobra) beni aracına alanlardan
biriydi… Tanıdık simaların yanı sıra bir yığın da hikâye dinledim. Bir defasında
bir adam denk geldi. Son model spor arabasıyla önümde durunca şaşırdım. Çünkü nedendir
bilmiyorum çok lüks arabalar pek otostopçu almazlar. Karısını aldattığını, ama zaten
ilişkilerinin çoktan bittiğini, mutsuz olduğunu, İzmit’teki sevgilisine de pek
güvenemediğini anlattı. Bir taraftan da 180 km hızla gidiyoruz. Acaba kaza mı
yapacağız diye endişe mi edeyim, adama evlilik terapisti gibi akıl mı vereyim
şaşırdım.
Bir defasında
da Balkan göçleri üzerine sözlü tarih çalışması yapacak birini arıyordum.
Aradığım kişiyi otostopta buldum, daha sonra evlerine gittim ve tam istediğim
gibi bir çalışma yaptım. Kırım’dan önce Balkanlar’a sonra da İzmit’e göç eden
bu aile, Giray Han’dan bu yana aile seceresini tutmuştu.
Gelelim bu
yazıyı yazmama vesile olan konuya… Bir gün bunca yıllık otostopçuyum bugüne kadar hiçbir kadın beni aracına almadı diye düşünürken bir kadın önümde durdu.
Hemen,
“Tebrik
ederim, beni aracına alan ilk kadın şoförsünüz” dedim.
“Aaa olur mu,
evladım” dedi. “Sen benim oğlum sayılırsın, tabii ki alacağım, öğrencisin
besbelli.”
Böylece Macide
Hanım’la aramızda güzel bir sohbet başladı. Konu konuyu açtı, edebiyatta karar
kıldık. Hangi yazarları sevip sevmediğimizi anlatmaya başladık.
“Denemecilerden
kimleri seviyorsun?” diye sordu.
O sıralar Nermi
Uygur’u okuyordum. Hatta çantamda kitabı vardı. Övünerek gösterdim,
“İşte Nermi Uygur
falan…” dedim.
“Peki, başka
başka?” dedi…
Biraz
düşündüm…
“Vedat Günyol’u
da severim mesela” dedim.
Ben bunu
deyince Macide Hanım’ın gözleri parladı.
“Şimdi sana
bir şey söyleyeceğim inanmayacaksın” dedi.
“Denerim”
dedim. Ne de olsa konumuz denemeydi…
“Ben şu anda
Vedat Günyol’u ziyarete gidiyorum!”
Bir yerde
okumuştum. Vedat Günyol, 25 bin kitabını Maltepe Üniversitesi’ne bağışlamıştı.
Üniversite de ona bir lojman tahsis etmişti. Ama ben yine de duyduklarıma pek
inanmadım.
“Gerçekten
mi?” dedim.
“Sen de
gelmek ister misin?” diye sorunca Osmanlıca kursunu falan hepten unuttum.
“Gelirim
tabii!” dedim.
Böylece bu
güzel tesadüfle Vedat Günyol’un lojmanının yolunu tuttuk. Macide Hanım, Vedat
Günyol’la tatlı anılarını anlattıkça benim heyecanım bir kat daha arttı. Hatta,
“Ben oğlumun
adını bile Günyol koydum” dedi. “Tanırsın belki, birçok reklâmın
seslendirmesini o yapıyor aslında.”
Yıllar sonra
sözünü ettiği kişinin şimdilerde Londra’da yaşayan, tiyatro sanatçısı Günyol
Bakoğlu olduğunu anlayacaktım…
Vedat Günyol’un evine gittiğimizde, çok sevdiğim şair ve yazar Şükran Kurdakul da oradaydı.
Vedat Günyol,
Osmanlıca bilgimi test etmek için “buraya nasıl geldin bakalım?” diye sorunca, “vasıtayı
beleşle” dedim.
“Eh” dedi. “Senin
Osmanlıca tamamdır.” Böylece benim adımı da “vasıtayı beleşçi” koydu…
O günün yarısını Vedat Günyol ve Şükran Kurdakul’un keyifli sohbetini dinleyerek geçirdim. Osmanlıca kursu falan artık umurumda değildi. Bundan böyle artık vasıtayı beleşçi idim ve sık sık bu isimle arayarak Vedat Günyol'un halini hatrını sordum.
Macide Hanım ve Günyol Bakoğlu
Hiç yorum yok
Yorum Gönder