Londra, pandemi koşullarına rağmen yepyeni bir koronun kurulmasına şahitlik ediyor. Londra Sosyalist Kadınlar Birliği’nin çağrısıyla kurulan “Rengin Kadın Korosu” ismi gibi rengarenk bir müzik topluluğu… Koronun şefi Zuhal Yıldırım Gök ile Rengin Kadın Korosu’nun kuruluş süreci ve çalışmaları hakkında sohbet ettik.
Öncelikle
bize biraz kendinizden söz eder misiniz? Müziğe olan ilginiz nasıl başladı?
Koro gibi kolektif çalışmalar yürüten biri
için; “beni” anlatmak biraz zor aslında. Çünkü koro demek artık “biz olmak”
demektir. Yine de elimden geldiğince bahsetmeye çalışayım. Adım Zuhal YILDIRIM GÖK. İstanbul Marmara
Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü mezunuyum. 1999-2007
yılları arasında BEKSAV’da (Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat
Araştırmaları Vakfı) çalıştım. Vardiya
Müzik Grubu’nun solistliğini ve BEKSAV Halk Korosu’nun şefliğini
yaptım. 2008 yılında müzik
öğretmenliğine başladım. Okullarda müzik derslerinin yanı sıra çok sayıda
öğrenci ve öğretmen korosu çalıştırıp yönettim. 2009-2019 yıllarında 10 yıl boyunca KDF Kadın Korosu’nun (Kangal Dernekler Federasyonu)
çalışmalarını yönettim ve şefliğini yaptım. Müzik bizim için bir aile hastalığı
gibi, ama altı çocuklu bir ailede yalnızca ben ve erkek kardeşim hayallerimizi
gerçekleştirip müziği meslek edindik. Yıllardır bu hayalin peşinden gidiyorum,
Eylül ayından beri de Londra’dayım.
Londra’da
bir kadın korosu kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Koronuzun adının anlamı
hakkında bilgi verir misiniz?
Londra
Sosyalist Kadınlar Birliği’nden
arkadaşlar, kadın dayanışmasını güçlendirmek ve pandeminin kadınlar üzerinde
yarattığı baskıyı azaltmak için bir kadın korosu oluşturmak istediklerinden
bahsettiler. SKB’nin çağrısı ve yoğun
emeğiyle yaklaşık yirmi kadın arkadaş Kasım ayından itibaren online koro
çalışmalarına başladık. Sonra yeni katılımlarla sayımız otuzu buldu. Rengin Kadın Korosu böyle oluştu.
İsim seçmek, bu kadar kalabalık bir ekipte
ortaklaşa bilmek, biraz zordu aslında. Tam üç haftamızı aldı. Çok güzel
öneriler vardı fakat bu kadar birbirinden farklı, özgür ruhlu kadına “Rengin”
ismini çok yakıştırdık biz. Tıpkı kır çiçekleri gibi rengârenk, biraz asi ve
inatçı…
Otuzun
üzerinde koristi bir arada tutmak ve bir ahenk yaratmanın zorlukları nelerdir?
Çok geniş bir profil aslında, işte bu yüzden
ismimiz “Rengin”. Farklı siyasî görüşlerden
fakat demokrat ve ilerici, kız kardeşliğin gücüne inanan, kahkahalarıyla
ortalığı çınlatan, gözyaşlarıyla kiri pası arındıran, dokunuşlarıyla yaraları
saran güzel bir ekip olduk. “Kadın kadının kurdu değil yurdudur” şiarıyla erkek
egemen toplumun üzerimizde bıraktığı gerici yanlarla mücadele etmek, düşeni
kaldırmak, yorulana omuz vermek fikri bizi birbirimize yakınlaştıran ortak
zemin oldu.
Covid
-19 salgını çalışmalarınızı nasıl etkiledi?
Online çalışmaların zorluklarını pek çok insan
deneyimledi bu süreçte. Yan yana olmadan bir koro çalışmasını sürdürebilmek ise
gerçekten büyük bir irade gerektiriyor aslında. Fakat; büyük bir mutlulukla
şunu söyleyebilirim ki bizler online çalışmalarda teknik olarak biraz zorlansak
da buluşmalar noktasında hiç zorlanmadık. Çok hızlı bir kaynaşma ve yakınlaşma
oldu aramızda. Hatta çalışma günlerini sabırsızlıkla bekledik, sayısını
arttırmak için yoğun bir taleple karşılaştık. Tabii aramızdan, pandemi
sürecinin yorgunluğu ve kadına yüklediği iş yükü gibi nedenlerle ayrılmak
zorunda kalan arkadaşlar oldu. Bunun üzüntüsünü yaşıyoruz ve hâlâ çözüm
yollarını tartışıyoruz. Bugün 30 kadın
arkadaşla severek, büyük bir keyifle ve daha başka neler yapabiliriz sorusunu
sormaya devam ederek sürdürüyoruz çalışmalarımızı.
Koro
çalışmasının kadınları nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz? Koro çalışmaları
kadınlar üzerinde nasıl bir değişim yarattı?
Biz bu deneyimi çok önemsiyoruz. Rengin Kadın Koro’su yalnızca türküler
öğrendiğimiz, söylediğimiz bir alan değil, bir okul olsun istiyoruz. Kendi
aramızda ilgi ve yeteneklerimizi geliştirmek için küçük komisyonlar oluşturduk;
“Yazı”, “Sosyal Medya”, “Basın ve Yayın” Komisyonları gibi… Her arkadaşımız
istediği komisyonlarda yer alarak “bizi” ve kendini geliştirebilir. Bu daha bir
başlangıç, hayallerimiz ve isteklerimiz ise bir derya. Zamanı geldikçe bunları da
konuşacağız.
Repertuarınızda
ne tür şarkılar var? Hangi dilde eserler seslendiriyorsunuz?
Başlangıç olarak söyleme alışkanlıklarımızı
değiştirecek bir repertuarla yola çıktık. Çünkü hiçbir arkadaşımızın bu konuda
bir deneyimi yoktu. Koro ya da solo söyleme deneyimleri olan az sayıda
arkadaşımız ise, bu işin bilimsel yönleri konusunda pek bilgi sahibi
değillerdi. “Ruhi Su Dostlar Korosu”
deneyimi yolumuzu aydınlattı diyebiliriz.
Farklı dillerde eserler repertuarımızda şu an için çok az. Kürtçe eserler çalışıyoruz, Ermenice, Rumca
ve Arapça başta olmak üzere farklı dillerde de adımlar attık. Ama bunu
geliştirmek yeni dönem önceliklerimiz arasında.
Rengin’in
önümüzdeki yıllara ilişkin hedefleri nedir?
Koro konusundaki mevcut yaklaşımlar ne yazık
ki biraz sıkıntılı. Bir yanda çok popülist, bilimsellikten uzak, emekten
yoksun, takvimsel eylem ve etkinliklerde eğlenelim tarzında oluşturulmuş
korolar, öte yanda elitist, halkın sanat yapma yollarını kapatan, kibirli,
seçkinci yaklaşımlar. “Ruhi Su Dostlar
Korosu” ve “Boğaziçi Korosu” gibi
çok güzel örnekler de var tabii. Fakat “Rengin
Kadın Korosu” çok farklı bir deneyim. Hiçbir seçme ve elemeye tabii
tutmadan kendini geliştirmek ve yetiştirmek isteyen tüm kadın arkadaşlara
kapımız açık. Ama emek vermek, disiplinli, özverili ve kendini katarak çalışmak
temel koşulumuz. Önümüzde Londra’nın en büyük Birleşik Kadın Korosu’nu kurma
gibi bir hedefimiz var. “Rengin”
olarak başka ülkeleri kapsayacak bir turneye çıkmayı arzuluyoruz. İlerleyen
dönemlerde bir müzikal yapmak istiyoruz.
Bu
ölçüde büyük bir koronun; kıyafet, konser, tanıtım gibi birçok harcama kalemi
olmalı, herhangi bir yerden mali destek görüyor musunuz? Önümüzdeki dönemde
sponsorluk desteği almak gibi bir düşünceniz var mı?
Ekonomi konusu çok önemli fakat bu bizim biraz
çekingen ve tutuk davrandığımız bir konu. Sanatla uğraşan insanlar bu konuda
biraz kırılgan ve utangaç oluyor galiba. Bugüne kadar kendi imkânlarımız ve SKB
ve GİK-DER’in mütevazi katkıları ile ilerledik. Fakat büyük projelerimiz için
daha fazla desteğe ihtiyacımız olacak. Konusunu siz açmışken buradan bizleri
desteklemek isteyen duyarlı dostlarımıza çağrıda bulunalım o halde. “Rengin Kadın Korosu”nun sizin değerli
katkılarınıza ihtiyacı var.
Son
olarak yakın zamanda gerçekleşecek etkinlikleriniz neler olacak? Koronuza
katılmak isteyenler size nasıl ulaşabilir? Çalışmalarınızı sosyal medya ve
YouTube üzerinden takip edebilir miyiz?
4
Temmuz’da Millfield Theatre’da heyecanla beklediğimiz ilk konserimizi
yapacağız. 11 Temmuz’da ise geleneksel, ‘Irkçılığa
Karşı GİK-DER Kültür ve Sanat Festivali’nde sahne alacağız. Tüm
dostlarımızın ve aramıza katılmak isteyen kadın arkadaşların ‘Rengin Kadın Korosu’ Facebook ve Instagram
hesaplarını takip etmelerini öneriyorum. Yüksek ihtimalle Eylül ayında
kayıtlarımız, Ekim ayında ise yeni dönem çalışmalarımız başlayacaktır.
Facebook: https://www.facebook.com/rengin.kadinkorosu
Instagram: https://www.instagram.com/renginkadinkorosu/?hl=tr
Hiç yorum yok
Yorum Gönder