Hüseyin
Mirza Karagöz
AB’nin gündeminde, 1 Ocak 2021’de Portekiz’in Almanya’dan alıp 1 Temmuz günü Slovenya’ya devrettiği başkanlık döneminde birçok önemli başlık yer aldı. Bunların başında demokrasi ve insan haklarına ilişkin konular geliyordu.
MACARİSTAN VE POLONYA ÜZERİNDEKİ ARTAN AB BASKISI
Macaristan ve Polonya’daki popülist yönetimler üzerindeki AB baskısı arttı. Çünkü bu iki ülkedeki yönetimler daha fazla otoriterliğe yöneldiler. Bu yüzdendir ki uzmanlar demokrasi sıralamasında en çok kaybedenin Macaristan ve Polonya olduğu görüşünde hemfikirler. Bu iki ülkenin AB Komisyonunda almaları gereken mali yardım donduruldu. Ayrıca mahkemede birçok cezai yaptırım ile de karşılaştılar.
Haziran ayındaki fırtınalı AB zirvesinde ilk kez Macar lider Viktor Orbán'dan birlikten ayrılması istendi. Dönem başkanı Hollanda Başbakanı Mark Rutte, "Bana göre Avrupa Birliği'nde yerleri yok yok" dedi. Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ise AB’nin tutumuna ilişkin "AB, Varşova'nın başına silah dayayarak taleplerini dayatıyor" ifadelerini kullandı. Macaristan ve Polonya’daki otoriterleşme eğilimlerinin bir başka sonucu da AB’nin bu iki ülkeyle uğraşmaktan Türkiye’de odaklanamaması oldu. Böylece AB Türkiye’ye insan hakları ihlalleri konusunda yeterli baskıyı yapamadı.
AB'DEN
RUSYA VE ÇİN'E YENİ YAPTIRIMLAR
AB ayrıca muhalefet
liderlerini hapse attığı için Rusya'ya, uçak kaçırma suçundan Beyaz Rusya'ya,
ülkedeki Müslüman azınlığa yönelik hak ihlallerinden dolayı Çin’e yaptırımlar
uyguladı.
Rusya, AB’nin
gündeminden bir türlü düşmüyor. Daha önce Çek Cumhuriyeti, 2014’te ülkedeki bir
mühimmat deposundaki patlamada parmakları olduğu nedeniyle 140 Rus diplomatı
sınır dışı etmişti. Bu yıl da Rus birliklerinin Ukrayna sınırında yoğunlaşması
ve Vladimir Putin'in tehditkâr açıklamaları yüzünden gerilim devam etti. Bu
konu 2022 yılının da en sıcak gündemlerinden biri olacağa benziyor.
Çin, AB üyesi
Litvanya'yı tehdit ederek ülke ile diplomatik ilişkilerini kopardı, İsveçli
politikacılar bile Çin rejiminin doğrudan baskısına maruz kaldı. Bu duruma Avrupa
Parlamentosu, AB-Çin yatırım anlaşmasının onayını dondurmak için Tayvan'a
yaklaşarak yanıt verdi.
ASGARİ ÜCRET KONUSUNDA BELİRSİZLİK
Bir diğer konu da İsveç için benzersiz olan ve sonuçları henüz net olmayan asgari ücret sorununu AB bünyesinde ele alınmasıydı. Bu konu, bir yandan İsveç’te ücretler ve çalışma koşulları üzerinde büyük bir etkiye sahip olan sendikaların ve işverenlerin gelecekteki konumunu diğer taraftan ise bu tartışmalar üzerinden AB üyeliğine ilişkin yurttaşlar ve politikacıların tutumlarını belirleyecek.
İKLİM
POLİTİKASI SIKILAŞTIRILDI
AB bakanları ve Avrupa Parlamentosu, AB'nin CO2 emisyonlarını 2030 yılına kadar %40'tan %55'e düşürme hedefi konusunda anlaştılar. Komisyon, iklim sorunlarıyla ilgili önemli bir yasal düzenleme hazırladı.
PANDEMİ
DEVAM ETTİ
2021 boyunca pandemi gündemin ilk sırasındaki yerini korudu. Korona virüs ve çeşitli mutasyonları nedeniyle yapılan kısıtlamalar Avrupa insanını rahatsız etmeye devam etti. Bu arada AB ülkelerinde aşılamanın aynı seviyede ilerlemediğini hatırlatalım. Bazı ülkelerde aşılama %80'in üzerindeyken, bazılarında ise bu orana ulaşılamadı bile.
AB İÇİN 2022’NİN
ÖNEMLİ BAŞLIKLARI
1 Ocak’tan itibaren Fransa AB dönem başkanlığını devraldı. Bakalım AB, Viktor Orbán'ı ve Mateusz Morawieck’yi demokrasi ve insan hakları ihlalleri konusunda izaha mı getirecek yoksa bu iki ülkedeki muhalefet birleşerek otoriter yönetimlerden kurtulacak mı? Gelen haberlere göre Macaristan muhalefeti birleşme yönünde adımlar atıyor.
Bunun yanı sıra, Vladimir Putin’in Ukrayna’ya saldırma planları ve Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yaptığı zulüm konusunda nasıl bir politika izlenecek, bunu zaman gösterecek. 2020 Dünya Raporu’nda, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Genel Direktörü Kenneth Roth, Çin hükümetinin, insan haklarının savunulması için kurulmuş küresel sisteme yönelik yoğun bir saldırı yürüttüğünü belirtti.
Bir sonraki yazıda
görüşmek üzere...
İyi pazarlar…
Hiç yorum yok
Yorum Gönder