latest

Deprem felaketi unutulmamalı

20 Şubat 2023

/ by Bisikletli Gazete

Yazı dizisinin ilkinde Hüseyin Mirza Karagöz, deprem coğrafyasında yer alan Türkiye'de bu konuda yapılan ihmalleri, deprem eğitiminin önemini ve depremin önümüzdeki dönemde sanat, edebiyat ürünlerinde de anlatılmasının gerekliliğine değiniyor. 

  

Yazı dizisi: I

                                                       


                                         

 

Değerli Bisikletli Gazete okuyucuları;

Sizlerle yazı paylaşmadığım süre boyunca İsveç’te, ülkemiz Türkiye’de ve dünyada çok önemli gelişmeler oldu. Ama en son yaşanan tarihin en yıkıcı ve can alıcı deprem felaketi doğum yerim olan Elbistan ve Maraş merkez olmak üzere 10 şehri neredeyse yerle bir etti.

“DEPREM ÖLDÜRMEZ, BİNA ÖLDÜRÜR”

Bugüne kadar depremle ilgili çok şey söylendi ve yayınlandı. Söylenenlerin hepsini ve bıraktığı ağır sonuçları, jeologların ve sismologların söylemi ile özetlersem, “Deprem öldürmez, bina öldürür.” Hatta “yanlış yer seçimi ve çürük zeminler üzerine inşa edilen binalar öldürür” dersek en doğru tanımı yapmış oluruz. Çünkü fay hattı üzerine kurulan çürük binalar (eski – yeni ayrım yapmadan) patır patır yıkıldılar. Hazırlıksız, tedbirsiz, beceriksiz ve en önemlisi de liyakatsiz görevlilerin iş başında olması nedeniyle maalesef 40 binden fazla insanımız hayatlarını kaybetti ve depremden yaklaşık 20 milyon insan etkilendi.

 


 FAY HATTI MI? ANADOLU TABAKASI MI?

Türkiye, kuzeyden ve güneyden geçen fay hattı üzerinde olduğu için deprem bölgesinde olan bir ülkedir.  

Ben ne sismolog ne de jeologum. Ülkemizin jeologların ve sismologların sık sık kullandıkları bu tanıma şerh düşüyorum ve yanlış bir tanımlama olduğu kanaatindeyim. Çünkü Uppsala Üniversitesi Sismoloji Enstitüsü uzmanların çizdikleri bu haritada da görüldüğü gibi Anadolu Tabakası, çevresindeki tabakalardan tamamen ayrı ve o “fay hattı” denilen kısımlar, Anadolu Tabakasını ortada boşlukta bırakıyor. Etrafındaki tabakalar ile bir bağlantısı olmadığı için, yer sarsıntısında etrafındaki tabakaların hareket etmesi ile gelen baskı sonucu sallanıyor ve sıkışan gazlar patlak veriyor. Yani deprem oluyor. Yani demem o ki, Anadolu Tabakası bağımsız olduğu için deprem bölgesidir.

Uppsala Üniversitesi Sismoloji Enstitüsü’nün, bilimsel çalışmalarıyla dünyada çok saygın bire yere sahip olduğunu, Türkiye’deki depremler konusunda da çok doğru tespit ve tahminler yaptıklarını hatırlatmakta yarar vardır.

RANT UĞRUNA SÖNEN OCAKLAR

Yıllardır (özellikle de 1950’den sonra) sürekli bu fay hatları üzerine verilen imar izinleriyle birileri sürekli korundu ve zenginleştirildi. Mesela devletin birçok kurumunun binası neden sırf iktidarı destekleyen arazi sahiplerinin arsalarının üzerine dikildi? Üstelik bu alanların “fay hattının” tam da üzerinde olduğu biliniyordu.

Bir diğer husus da iktidarların “imar affı” adı altında yönetmeliklere uygun olmayan yapılara kullanım ruhsatları vermesiydi. Bu durum birilerine rant sağlarken, bu konutlarda kalanlar veya satın alanlar da göz göre göre ölüme gönderildi.  

Ne demiştik:

“Deprem öldürmez, bina öldürür.”

“Yanlış yer seçimi ve çürük zeminler üzerine inşa edilen binalar öldürür.”

Maalesef ...

DEPREM EĞİTİMİ

Bugüne kadar yapılan bilimsel araştırmalar gösterdi ki Türkiye bir deprem ülkesidir. Yani Anadolu Tabakası ayrık olduğu için bu coğrafyada her zaman depreme hazırlıklı olmak gerekir.

1999 depreminden sonra “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu deprem bir milattır” mealinde konuşuldu, yazıldı ve çizildi. Böyle bir gerçek ortada iken, üniversitelerde ilgili programlarda (sismoloji ve jeoloji dışında) yetişen mühendislere deprem eğitimi dersi verilmiyor. Mesela inşaat mühendisliği bölümünde, yani inşaattan sorumlu en önemli mühendislik dalında okuyan bir öğrenci deprem dersi almıyor!

Neden?

Yine ilk-orta ve lise sınıflarında deprem diye bir ders yok, verilmiyor. Halbuki müfredatta deprem dersi olmalıydı, olmalı. Hatta bir deprem coğrafyasında yer alan Türkiye'de her konuda bir bakanlık varken muhakkak bir "Deprem ve Afet Bakanlığı" kurulmalı. 

Mesela ben ortaokulda okurken tarım diye bir dersimiz vardı. Madem ülkemiz bir “tarım” ülkesi idi, okullarda tarım dersin olması gayet normaldi. Maalesef o da kaldırılmış. Bu dersi kaldıranlar, Türkiye’nin artık bir tarım ülkesi değil de ağır sanayi üreten bir ülke olduğunu düşünerek kaldırmış olabilirler.

DEPREM FELAKETİNİ UNUTMAYALIM

Depremle ilgili yazı dizimin ilki olduğu için asıl anlatmak istediğim konu en sona kaldı.

Evet, deprem unutulmamalı, bundan sonra (Japonya ve ABD’deki gibi) tedbirler alınarak can kaybı en aza indirilmeli. Ama biz kalem tutanlar olarak bu acıların, bu kayıpların, bu sönen ocakların dramı edebiyat eserlerine de aktarmalıyız. Yani depremin dramı, hikâyesi, romanı mutlaka yazılmalı. Tiyatrosu ve sineması yapılmalı.

Mesela ben o enkaz altında kalan kızının kolunu bırakmayan baba ile bir gün geçirmek ve o an yaşadıklarını hikâyeleştirmek isterim. Bütün ailesini kaybetmiş ve enkazda kendisi ve köpeğiyle kurtulan, sokakta yanan sobanın kenarında köpeği ile diz dize oturan adamla konuşmayı çok isterim. O an neler hissettiğini yazıya dökmek isterim.

Ya enkaz altında günlerce kalanlar, 200-300 saat sonra hayata tekrar merhaba diyenler…

Günlerce enkaz altında iken onların nasıl bir ruh hali yaşadıklarını, neler hissettiklerini, günlerce içinde kaldıkları o daracık alanlarda neler yaptıklarını, neler düşündüklerini, dışarıdan gelen sesleri nasıl algıladıklarını, neler yiyip içtiklerini tek tek dinlemek ve kaleme almak isterim.

Buna benzer binlerce dram yaşandı. Bütün bu yaşananlar mutlaka kaleme alınmalı.

Şu ana kadar herkes görevini yaptı.

Bugünden itibaren de biz kalem tutanlara (edebiyatçılara) görev düşüyor

Bu hikâyeler yazılmalı.

Bu romanlar basılmalı.

Depremin ağıtı, destanı ve şiiri yazılmalı.

Bu trajedinin tiyatrosu ve filmleri çekilmeli.

ÇÜNKÜ BU FELAKET UNUTULMAMALI.

Selam, sevgi ve saygı ile,  

Bir sonraki yazıda buluşmak üzere,

Hoşça kalın, dostça kalın.

 

 

 Hüseyin Mirza Karagöz

 

 

( Hide )
  1. Güzel bir yazı olmuş. Salt yaşanan dramla sınırlı kalmayıp, gelecekleilgili önerileri de içermektedir.

    YanıtlaSil

© Tüm hakları saklıdır
Tasarım by Orbay Soydan