“Hepimiz göçmeniz” 12 Temmuz Cumartesi günü Londra’daki Goldsmiths Üniversitesi’nde düzenlenen etkinliğin açılış cümlesiydi. Migrant Futures Institute ile New Vic Tiyatrosu’nun ilham verici Borderlines ekibi iş birliğinde gerçekleştirilen bu etkinlik, Migration Stories (Göç Hikâyeleri) projesinin başlangıç lansmanıydı.
Yaratıcı ve Katılımcı Bir Atölye Çalışması
Saat 13.00-16.00 arasında Richard Hoggart
Binası’nda her yaştan katılımcıya açık olan atölye, Aida, Rachel ve Rory’nin
rehberliğinde gerçekleşti. Katılımcılar, tiyatro, hareket, kolaj çalışmaları ve
sohbetlerle, göç olgusunu hem kişisel bir deneyim hem de küresel bir gerçeklik
olarak keşfettiler.
İsimlerimiz Hikâyelerimizin Kapısıdır
Etkinlik, tiyatro geleneğinden alınmış sade ama
güçlü bir “isim oyunu” ile başladı. Bosna, Türkiye, Bulgaristan, İrlanda ve
başka ülkelerden gelen katılımcılar, isimlerinin aileleri, kültürleri ve
kendileri için ne ifade ettiğini paylaştı. İsmini söylemek ve duyulmak,
atölyeye saygı, merak ve ortak insanlık duygularıyla başlayan bir ton
kazandırdı.
Tiyatro, Yerinden Edilmenin Gerçekliğini
Hissettirdi
“Çocuk, Sığınak, Fırtına” adı verilen etkileyici
bir drama oyununda katılımcılar, hayali bir çocuğu şiddetli bir fırtınadan
koruyacak fiziksel “sığınaklar” oluşturdu. Oyun, evini kaybetmenin ya da
köklerinden koparılmanın ne anlama geldiğini bedensel olarak deneyimlemeyi
sağladı. Koruma, sorumluluk ve savunmasızlık gibi zorlayıcı sorular gündeme
geldi. Duygusal yoğunluğu yüksek ve derinlemesine etkileyici bu etkinlik, göç
anlatılarına empatiyle yaklaşmayı teşvik etti.
Dışlanmayı Konuşmakla Kalmayıp Hissettik
Sandalyelerle oynanan bir başka oyunda, bir kişi
boş bir sandalyeye ulaşmaya çalışırken diğerleri bu hareketi engellemeye
çalıştı. Hızlı ve basit görünen bu oyun, dışlanma ve hareketin engellenmesi
üzerine çarpıcı bir metafora dönüştü. Oyunun ardından kimin erişim sağladığı,
kimin engellendiği ve kuralların adaletsiz biçimlerde nasıl uygulanabildiği
üzerine anlamlı bir sohbet gerçekleştirildi.
Sanat, Düşünmeye ve Yeniden Kurmaya Alan Açtı
Katılımcılar, ev ve göç temalarına bireysel
yanıtlar vermek üzere kolaj çalışması yaptı. Kesilmiş yazılar, görseller ve
çizimlerle yapılan bu yaratıcı süreç, yavaşlamaya ve derin düşünmeye olanak
tanıdı. “Ev”in ne anlama geldiği; çocukluk anıları, kültürel öğeler ve güven ya
da kayıp gibi soyut hislerle birlikte görsel olarak keşfedildi. Bu üretim
süreci, sanatın farklı deneyimleri bir araya getirme ve ifade etme gücünü
gözler önüne serdi.
Bir Şiirle Her Şey Bir Araya Geldi
Atölyenin son etkinliğinde, savaştan dolayı okulu
yıkılan ve başka bir okul tarafından “yabancı” olduğu gerekçesiyle reddedilen
bir çocuğun hikâyesini anlatan bir şiir hep birlikte okunup canlandırıldı. Bu
toplu performans, gün boyunca işlenen kayıp, direnç, dışlanma ve umut
temalarını yaratıcı ve kolektif bir ifade biçimiyle bir araya getirdi.
Göç Hikâyeleri: Kişisel, Politik, Yaşayan
Gerçeklikler
Bu atölye yalnızca bir etkinlik değil, aynı zamanda
bir yolculuktu. Tiyatro oyunları, grup sohbetleri, görsel sanatlar ve
performans aracılığıyla göçün duygusal ve politik katmanları, bedensel ve
insani bir yaklaşımla keşfedildi.
Migration Stories projesi, “Hayatlarımız ve
işlerimiz farklı olsa da, hepimiz göç deneyimlerine sahibiz – ister kendi
yolculuklarımızdan, ister ailelerimizin geçmişinden gelsin,” düşüncesini temel
alıyor. Bu yaratıcı ve katılımcı atölye, göç hikâyelerinin sadece tarihsel ya
da politik değil; aynı zamanda duygusal, canlı ve bugüne ait olduğunu
hatırlattı.
Aida, Rachel ve Rory’nin duyarlı kolaylaştırıcılığı
sayesinde, kişisel deneyimlerimize ses verirken aynı zamanda bu hikâyeleri daha
geniş tarihsel ve toplumsal bağlamlarla ilişkilendirebildik. Göçün yalnızca bir
“mesele” değil, aile, hafıza ve hayal gücüyle şekillenen bir yaşam gerçeği
olduğu bir kez daha ortaya kondu.
Migration Stories projesi hakkında daha fazla bilgi
almak için Goldsmiths etkinlik takvimine göz atabilir, Migrant Futures
Institute'u keşfedebilir ve New Vic Theatre’ın Borderlines programını
inceleyebilirsiniz.
Aynı akşam, George Wood Tiyatrosu’nda 16 yaş üstü
izleyicilere yönelik "Londoner" adlı tek kişilik bir oyun sahnelendi.
Fatma’nın Türkiye’deki bir Kürt köyünden Kıbrıs’a ve oradan Londra’ya uzanan
göç hikâyesini anlatan bu etkileyici performans, göçün hem sıradan hem
olağanüstü yönlerine dair güçlü bir tanıklık sundu.
No comments
Post a Comment