Bugün “Dünya Göçmenler Günü.” Göç konusu son yıllarda gerek akademide gerekse medyada daha önce hiç olmadığı kadar ilgi görüyor. Kuşkusuz bunun en önemli sebeplerinden biri son yıllarda insan hareketliliğinde yaşanan büyük artış.
(2020)
Tuncay Bilecen
tuncaybilecen@gmail.com
İNSANİ
HAREKETLİLİK ARTARKEN DÜNYA KÜÇÜLÜYOR
Günümüzde insani hareketlilik; ekonomik, politik,
sosyal, kültürel, küresel, çevre, doğal afetler gibi sebeplerle ülkelerin kendi
sınırları içinde ve dışında sürekli artış gösteriyor. Bunda son yüzyılda ulaşım
ve iletişim teknolojisinde yaşanan gelişmelerin de etkisi var. Salgının
yarattığı etkiyi bir tarafa bırakırsak dünya artık eskisi kadar büyük değil.
Fransız kurgu yazarı Jules Verne, 1872’de
yayımlanan eseri “Seksen Günde Devri Alem”de, Phileas Fogg adlı İngiliz
asilzadesinin, üyesi olduğu “Londra Bilim Kulübü”nde dünyayı seksen
günde dolaşabileceğine dair girdiği bahsi konu alır. Fogg bu bahis uğruna tüm
servetini ortaya koyup büyük bir risk almıştır; çünkü 1800’lü yıllarda dünyayı
seksen günde dolaşmak gerçekten meseledir. Oysa günümüzün ulaşım teknolojisi dünyayı
alabildiğine küçültmüş, bu da insani hareketliliği arttırmıştır.
DÜNYANIN
YÜZDE 3.5’U GÖÇMEN
Göç her ne kadar günümüzün moda konularından
biri haline gelse de dünya nüfusuna kıyasla göç edenlerin oranı düşündüğümüz
kadar yüksek değildir. Birleşmiş Milletler 2019 verilerine göre dünya genelinde
272 milyon göçmen olduğu tahmin ediliyor ki bu da takriben dünya nüfusunun %
3.5’una tekabül etmektedir. Bir başka deyişle dünya nüfusunun % 96.5'u doğdukları
ülkede yaşamayı sürdürmektedir.
Günümüzde Avrupa’da ve ABD’de yükselen ve
enternasyonelleşen yeni sağ hareket gıdasını göçmen karşıtlığından alıyor.
Göçmenlerin olumsuz özneler olarak politikaya malzeme yapılması; Trump’ın seçim
kampanyasında, Brexit sürecinin politik tartışmalarında, aşırı sağ partilerin
ülkelerindeki seçimler öncesinde kullandıkları argümanlarda, Türkiye’de
Suriyeli sığınmacılara ilişkin kullanılan ayrımcı dilde olduğu gibi her
fırsatta karşımıza çıkıyor.
Göç kavramı günümüzde yeniden ve yeniden tanımlanmakta
ve anlamsal çerçevesini olumlu ve olumsuz çağrışımlarla genişletmektedir.
Göçmenler bir taraftan yarattıkları katma değerle bulundukları ülkenin
ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel hayatlarına katkı vermekte, bir taraftan
da artan mobilizasyonla köken ülkelerine daha fazla fayda sağlamaktadırlar. Bu
fayda, göçmen dövizi transferi, yatırım yapma, ortak iş ilişkisi geliştirme,
geri dönüş göçü şeklinde doğrudan olabileceği gibi söz konusu köken ülkeyi siyasî, kültürel veya sportif
alanlarda temsil ederek dolaylı yönden de olabilir.
Göç kavramına yüklenen olumsuz çağrışımlar ise göçün Batı dünyasında Soğuk
Savaşın sonrasında değişen karakterini yansıtmaktadır. Göçün siyasallaşması ya
da güvenlikleştirilmesi şeklinde ifade edebileceğimiz
bu süreç göçmenlerin ulusal ve küresel ölçekte olumsuz özneler olarak anılmalarına
yol açıyor. Göç/göçmen dediğimizde arkasından hemen “dramatik” bir hikâyenin
gelmesi bekleniyor veyahut göçmenler fayda/ maliyet analizine bir girdi olarak
konu olabiliyor.
GÖÇ VE "KİMLİKÇİLİK"
Akademik yazında bir grup ise meseleyi
derinlemesine ve farklı boyutlarıyla kavramak yerine “göçmen seviciliği”ne
vardırmış durumda. Çalışılan konuların “kimlikler” üzerinden konumlandırılmasının
kaçınılmaz bir sonucu bu. Böylece bu konuyu çalışan kişi de o kimliğin yılmaz bir savunucusu haline dönüşüyor. Oysa göçün güvenlikleştirilmesine karşı çıkmakla
veya insani hareketliliği her bakımdan savunmakla mağduriyet üzerinden bir
göçmen tarafgirliği yapmak apayrı başlıklar.
Yazıyı göçe dair güncel istatistiklerle
bitirirken biz yine de “sınırsız ve sürgünsüz dünya” umudumuzu diri tutalım…
Dünya Göçmenler Günü kutlu olsun!
DÜNYADA GÖÇE
İLİŞKİN GÜNCEL İSTATİSTİKLER
2019'da küresel olarak uluslararası göçmen
sayısı: 272 milyondur (dünya nüfusunun% 3,5'i)
• Uluslararası göçmenlerin yüzde 52'si erkek, yüzde
48'i kadındır.
• Tüm uluslararası göçmenlerin yüzde 74'ü
çalışma yaşındadır. (20-64 yaş).
* Hindistan, yurtdışında en büyük göçmen nüfusuna
sahip ülkedir. (17,5 milyon) Onu sırasıyla Meksika ve Çin (11,8 milyon ve 10,7
milyon) izlemektedir.
• En çok göç alan hedef ülke Amerika Birleşik
Devletleri'dir. (50,7 milyon uluslararası göçmen).
* Göçmenlerin ülkelerine gönderdiği göçmen dövizlerinin
miktarı 2018'de 689 milyar dolardır.
• En fazla göçmen dövizi alan ülke yine en
fazla göç veren ülkelerle aynıdır: Hindistan (78,6 milyar USD), Çin (67,4
milyar USD) ve Meksika (35,7 milyar USD) oldu.
• Amerika Birleşik Devletleri en çok göçmen
dövizi gönderen ülke (68,0 milyar ABD Doları) olmaya devam etti ve onu Birleşik
Arap Emirlikleri (44,4 milyar ABD Doları) ve Suudi Arabistan (36,1 milyar ABD
Doları) izledi.
* 2018 rakamlarına göre küresel mülteci nüfusu
25,9 milyondur. En çok mülteci barındıran ülke Türkiye’dir.
* Dünya mülteci nüfusunun yüzde 52’si 18
yaşının altındadır.
Kaynak: BM Dünya Göç Raporu, https://www.un.org/sites/un2.un.org/files/wmr_2020.pdf
Vildan Mahmutoğlu, Tuncay Bilecen, “Editörden:“Göç
bir sorun değil, yönetilmesi gereken bir durumdur”, Göç Dergisi, 2019.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder