Kemal Siyahhan’ın Mülteci adını taşıyan romanı Sel Yayınları tarafından 2016’da basıldı. Siyahhan bu romanda, Afganistan’daki iç savaş ortamından kaçıp bin bir güçlükle Türkiye’ye gelen Ezelhan’ın Zeytinburnu’ndaki zorlu yaşam mücadelesini konu ediyor.
Tuncay Bilecen
tuncaybilecen@gmail.com
YABANCI OLMAK
Yaşanılan
ayrımcılık deneyimi bir yere ait olamama duygusunu tetikliyor. Kitapta
göçmenlerin maruz kaldıkları ayrımcı muameleye ilişkin pek çok örnek bulmak
mümkün. Kaldıkları izbe apartmanda çıkan yangının komşular tarafından Afgan
göçmenlere bağlanması üzerine Ezelhan gözyaşlarını içine akıtıyor. “karabasan
gibi çöküyor bu sözler, cevap vermeye bile gerek duymuyorum, yüzüne bakarken
gözyaşlarım içime akıyor.” (s.43) Apartmanda yaşanan hırsızlık olayının
şüphelisi olarak kendilerinin gösterilmesini üzerine ise “lanet olsun, yabancı
olmak başkasının malına mülküne tehdit olarak mı algılanmalı diye sormak
isterdim onlara.” (s.142) diye içinden geçiriyor. Dikkat edilirse roman
kahramanı, her iki olayda da bu ithamlarda bulunanlarla diyaloğa girip kendini
savunmak yerine susmayı tercih ediyor. Bu da göçmenlerin ne denli kırılgan ve
içine kapanık bir ruh hali içerisinde olduklarını gösteriyor.
Roman
kahramanları yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide salınırken intihar düşüncesi
her daim kafalarını kurcalıyor. Ne ki yetiştirildikleri dini değerler intihar
etmelerine izin vermiyor. Ezelhan bu duyguya kapıldığında babasının “İntihar
edersen yerinin neresi olduğunu biliyorsun, öğretilenleri uygulamanın bizleri
cennete taşıyacağını da unutmamalısın” sözünü hatırlıyor. (s.10) Fakat içine
düştüğü çaresiz anlarda bu duygu ile baş etmekte zorluk çekiyor: “Allah’ım
yardım et, huzur ver, demekten başka ne gelir elimden. Yatak çarşafım uzun
zamandır yıkanmadığı için sararmış, kendimi kirli hissediyorum; her zamankinden
daha kirli ve mutsuz. Yatağa girdiğimde duvarlar, kapı, pencere, her şey
bağırarak konuşuyor, kulağımda büyük bir çınlama sesi, ölmek istiyorum.”
Romanın
iki kahramanını da yaşamın zorluklarından bir an olsun alıkoyan şey yaşadıkları
aşklardır. Lorin, çalıştığı dükkâna gelen Afgan kıza âşık olur. Bu aşk ona
kendisini ülkesinde hissettirmesine neden olur. “Yoksulluk ve yalnızlıktan
çaresizdim, onu aynı mezara girecek kadar kendime, yüreğime perçinlemiştim.
Vatanıma kavuşmuştum sanki; göçmen değildim, ben de insanım diyordum güçlü
durmalıydım, kucaklayacak sığınağı olacak kadar güçlü olmalıydım.” (s.57)
"KÖLE OLMAK MÜLTECİ OLMAKTAN İYİDİR"
Ezelhan da İngilizce dersi verdiği çocuğun İngilizce öğretmeni olan teyzesine âşık olur. Ancak burada da ağır bir değerler çatışması ile karşı karşıya kalır. Afganistan’da içinde büyüdüğü toplumun değerleri İstanbul’da bir kadınla ilişki kurmasını güçleştirmektedir. Örneğin kadının içki içmesi, onu evine davet etmesi veya şort giymesi ne kadar anlayışlı olursa olsun Ezelhan’ın kabul edebileceği şeyler değildir. Romanın genelinde bu türden çatışmalara sıkça rastlamak mümkün. Biz bir örnekle yetinelim: “Özgül hayranlık uyandırırken sonunda yorgun şekilde denizden çıkıp kumlara uzanıyor, bu yatış çileden çıkaracak gibi, yanı başımızdan geçen her insan alımlı vücuduna bakmadan edemiyor. Afganistan’da olsaydı her halde taşlanıp ya da yakılarak öldürülürdü diye düşünüyorum.” (s.180)
Nihayetinde Lorin de, Ezelhan da sevdiklerine kavuşamıyor. Yoksulluk, imkânsızlık bir yana ikisinin de aşamadığı temel mesele “değer çatışması”dır. Lorin, Katre’nin ailesinin geleneksel tutumunu değiştiremeyip suça karışıyor, Ezelhan ise Özgül ile başka dünyaların insanları olduklarını anlayarak gerçek anlamda “mülteci” olmaya karar veriyor ve Türkiye’den kaçıyor. Kitabın “beklenen” beklenmedik sonu da bu sırada yaşanıyor.
Yazıya başlığını veren sözü ise Zeytinburnu’ndaki Afgan toplumundan Abdülmelik Amca ediyor. “Dünyanın neresine giderseniz gidin iyi koşullar bulsanız bile en az beş on sene çekersiniz, koşullar kötü giderse inanın köle olmak mülteci olmaktan çok daha iyidir çocuklar.” (s.171)
[1] Türkiye 1951 Cenevre Sözleşmesini “coğrafi sınırlama” ile kabul ettiği
için Avrupa dışındaki ülkelerden gelenler mülteci statüsünde kabul
edilmemektedir.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder