latest

Londra Kürt Filmleri Festivali başlıyor

22 Eylül 2022

/ by Bisikletli Gazete

Londra Kürt Filmleri Festivali bu yıl 23-30 Eylül tarihleri arasında düzenleniyor. Bu yıl 13. kez düzenlenen festival, Wood Green Vue, Dalston Rio ve Prince Charles sinema salonlarında dünyanın farklı yerlerinden Kürtlerin hikayelerini Londra’ya getiriyor. 

Seray Genç



Festival, 23 Eylül’de daha önce Arıcı (Beekeeper, 2013), die Schwalbe (2016) filmleriyle tanıdığımız Mano Khalil’in Komşular (Neighbours, 2021) filmi ve Elêonore Fourniau’nın dinletisiyle Wood Green Vue Sinema Salonu’nda açılışını yapacak.*

 Çabuk Büyüyen Çocuklar

Komşular filminin çocuk karakteri Sero, Ferit Karahan’ın yönetmenliğini yaptığı Okul Traşı’nın (Brother’s Keeper, 2021) Yusuf ile Memo’su, Zahavi Sanjavi’nin Imad’ı farklı tarihsel kesitlerde farklı coğrafyalarda geçen bir çocukluğun izini sürüyor. Zorlukların, yokluğun, savaşın ve belki yersiz yurtsuzluğun kampında, yurdunda, okullarında geçen bir çocukluk bu… Çabuk büyümek zorunda bırakılan bir çocukluk. Çocuk yalnızlığını kimi zaman çoğaltan kimi zaman büyüklere bulaştıran suçluluğuyla baş eden ya da baş etmeye çalışan bu filmler kurmaca ya da belgesel bir kuşağı anlatıyorken, yönetmenlerin geçmişlerine, geldikleri topraklara bakışını da içeriyor. Bugün artık çocuk olmayan o yönetmenler ellerinde kameraları, perdede filmleri dünyanın pek çok yerindeki film festivallerini dolaşıyorken; artık ne o okul, ne o kamp ne de o yurt ücra bir köşe değil. Anlattıkları kendi hikayeleri, anlattıkları evrensel hikayeler. Artık o ücra köşeye herkesi ulaştırıyor, hikayelerini bilinir, görünür kılıyorlar.


Kürdistan’ın çocukları kadar savaşanları, yeni bir hayat kurmaya çalışan kadınları, IŞID gibi bir büyük tehditten kaçışları, bu tehdide karşı birlikte mücadeleleri ve kendilerini sağaltmalarının hikayeleri de anlatılıyor filmlerde. Dünyanın farklı ülkelerinden kadınlar, örneğin İspanya’dan Anna M. Bofarull Sinjar (2021) filmiyle Barcelona’dan ve Sinjar’dan iki kadının hikayesini anlatıyor. Almanya’dan Antonia Kilian Nehrin Öte Yakası (The Other Side of the River, 2021) belgeselinde 19 yaşında Fırat’ın öte yakasına geçen Hala’yı takip ediyor; öfkesini, yaşadıklarını, kız kardeşiyle kurmaya çalıştığı ilişkiyi paylaşıyor. Yönetmen Derya Deniz Hêza ile tanıştırıyor bizi. Kadın yönetmenler Kürt kadınlarının ve bölge halklarından kadınların hep birlikte mücadelelerine, gündelik yaşamlarına ve yeni bir hayata başlamalarına tanıklık ediyor.** Usta yönetmen Shawkat Amin Korki’nin son filmi Sınav’da da (Exam, 2021) başrol iki kadının. Güncel gerçekliği iç içe geçen ve heyecan verici bir hikayeyle anlatan ülkedeki sınav sistemini ve kadının rolünü sorgulayan Sınav konusunu gerçek hayattan alıyor.

Nehrin Öte Yakası

 Hêvîn’in Şarkısı

 Peki o toprakları özleyenler, ayrılmak  zorunda kalanlar, başka türlü hayal edenler. Duvarlarında asılı o cansız fotoğrafa canlarını kaybedip geri dönenler. Bir köy var uzakta diyenler ve o köyü kendi hayalleriyle, ütopyalarıyla düşleyen, düşünenler, diasporadaki kadınlar… Almanya’dan üç kuşaktan farklı kadının dokunaklı ve insani hikayelerini yine diasporadan, oyunculuk geçmişi de olan Serpil Turhan anlatıyor. Aidiyet, kimlik, ev ve “kendin olmak”. Aynı köyden ya da farklı köylerden, geldikleri köyün üç kuşak üzerinde etkisi, köyle kurdukları bağ, eski ve yeni bir memlekette kurdukları, kuracakları yaşama dair içten bir şarkı, Köy filmi… Hêvîn, Saniye ve Neno film boyunca birbirleriyle karşılaşmayan, “köye” ya da “o eve” zamansal ve tarihsel olarak farklı mesafede ve algıdalar. Sadece bu da değil, bir dil olarak Kürtçe ile ya da geldikleri topraklarla kurdukları ilişki de, hikayeleri de birbirinden farklı. Oysa film onları ortaklaştıran, o havada gezinen yoğun duygunun ne olduğunu paylaşıyor.  Yargılamadan, yargılatmadan paylaşıyor kadınların hikayelerini bizimle yönetmen. Almanya’da yaşayan ve oyunculuk eğitimi alan Hêvîn’in şarkısına eşlik etmeye çağırıyor bizi.

 


Çiyayê me berfê lêkir

Spî bûye, spî bûye

 

Ez ji te dûr im, tu ji min dûr î

Tim zivistan, spî bûye

 

Bihar hatiye gundê me

Sor û zer bûye çiyayê me

 

Ez ji te dûr im, tu ji min dûr î

Tim zivistan, spî bûye

 

Birîndar im ez vên nakim

Ez vê jînê qebûl nakim

 

Ez ji te dûr im, tu ji min dûr î

Tim zivistan, spî bûye

 

Dağlarımıza karlar yağmış

Her taraf kış, bembeyaz olmuş

 

Senden uzağım, benden uzaksın

Her taraf kış, bembeyaz olmuş

 

Bahar gelmiş köyümüze

Kırmızı sarı olmuş dağlarımız

 

Senden uzağım, benden uzaksın

Her taraf kış, bembeyaz olmuş

 

Yaralıyım, yapamıyorum

Bu yaşamı kabul etmiyorum

 

Senden uzağım, sen benden uzaksın

Her taraf kış, bembeyaz olmuş

 

Bir Metafor Olarak Memleket ve Memo’yu Anmak

Bu yılki programın bir başka dikkat çeken özelliği Kürt Sineması’nda gerçeklikten referans alsa da fantastik, sürreel ya da epik bir anlatıyı baz alan filmlerin ustalık içeren bir sinematografik yaklaşımla gerçekleştirildiğini görmek. Bunda coğrafyanın verdiği kültürel baz olduğu kadar yönetmenlerin sinemasal hayal güçlerinin ve alternatif bir anlatı arayışlarının payı olduğu da bir gerçek. Arsalan Amiri’nin Venedik Film Festivali’nde gösterilen Zalava filmi her ne kadar 1970’li yılların sonundan, İran’ın bir Kürt köyünden gelse de bugünün İran’ına, kadın-erkek ilişkilerine ve İran taşrasına dair bir metafora dönüşebiliyor. Doğrudan görünmeyen, kendisini göstermeyen ve tüm yaşamları baskılayan bir rejimle karşı karşıya kalanlar, savaşanlar… Tıpkı Türkiye’nin baskıcı, soluk aldırmayan rejiminin metaforuna dönüşen bir gece olsun baş başa geçiremeyen, birbirini seven genç öğrenci çiftin kaldığı otel odası gibi, Serhat Karaaslan’ın Suçlular (Criminals) filminde. Ve tıpkı kaybettiği oğlu için rejim dahil herkese ve her şeye rağmen bir düğün dernek kurmak isteyen Zin’in imkansızı gerçek, gerçeği çatışmalı ve absürt kılması gibi Mehmet Ali Konar’ın Ali ve Zîn’in Dansı (The Dance of Ali and Zîn) filminde.

Dana Karim’in bir güzel aşk ve bir acı kayıp hikayesini anlatan The Wind Girl filmi, Semiha Yıldız’ın çocukluğunun anılarından yola çıkarak Cudi dağının ekolojik habitatını ve tahribatını ele alan filmi Cudiyê Miradan’ı (Cudi of the Wishes) ve benim kişisel olarak da hayatımın önemli bir dönemine denk  gelen Batman’da sevgili Mehmet Aksoy birlikte katıldığımız, izlediğimiz filmler üzerine düşündüğümüz, tartıştığımız Yılmaz Güney Kürt Filmleri Festivali’nin yapıldığı salondan geri kalanlar üzerine bize bir tarihi, salonu, filmleri, film festivalini ve elbette sinemayı, Kürt Sineması’nın “burada”, tam da orada, o toprakları sıyırdığımızda altında kalanı gösteren Sibel Öge’nin Li Vir filmi de politik olduğu kadar estetik bir arayışın kısa ve öne çıkan filmlerinden. Festival kapsamında arkadaşlarının yaptığı bir kısa filmle anacağımız Mehmet Aksoy’u, Memo’yu ben bir de Li Vir’le Batman günlerimizle, izlediğimiz filmler ve o gün Bingöl Elmas’ın okuduğu birlikte yazdığımız metinle anacağım.

Son Olarak

Yazının başında Zarê’den Heza’ya demiştik. Zarê, Yezidi bir Kürt kadının karakteri olduğu 1926’da Sovyetler Birliği Ermenistan’ında yönetmen Hamo Beknazarian tarafından çekilen ilk Kürt filmi olarak kayıtlara geçiyor. Hêza ise Derya Deniz’in 2022 yılında IŞID’ın elinden kurtulan bir başka Yezidi kadından adını alan, Kürtçe’de güçlü anlamına da gelen son dönem Kürt filmlerinden biri. 

1926’dan 2022’ye kadının özgürlüğünden, bağımsızlığından vazgeçmeyen bir sinemanın son dönem yönetmenleriyle, karakterleriyle tanışmak için ve Hêvîn’in sesinden Koma Amed’den bildiğimiz şarkıyı dinlemek için bir fırsat, bir davet; sansürsüz ve özgürce birlikte film izleyebilmek için Londra Kürt Filmleri Festivali.

 

*LKFF 2022 program, etkinlik ve filmlere dair https://www.lkff.co.uk

** 2022 yapımı iki filmi daha burada analım isterim. Kurdwin Ayub’un Berlin Film Festivali’nden ödülle dönen filmi Sonne ve Hirokazu Kore-eda ile çalışmış Japonya’da bir Kürt göçmen, genç bir kadın olmaya dair, iki kez vatansız kalmaya dair duru bir dille hikayesini anlatan Emma Kawawada’nın My Small Land filmleri. İki film de geleneksel ailelerden gelen genç kuşakların göçmen bir ülkede eve ve kimliklerine dair sorular soran eleştirel filmlerdi.

 

 

Zarê



 


 

 



 


 

 


Hiç yorum yok

Yorum Gönder

© Tüm hakları saklıdır
Tasarım by Orbay Soydan