Travma
psikoterapisti İlknur Şahin, afet bölgesinde gönüllü çalışanlar için “Psikolojik İlk Yardım” ilkelerini esas alan
bir rehber hazırladı.
Ben
travma odaklı psikoterapist İlknur Şahin. Aşağıdaki yazıda, afet bölgesine
gidecek veya gitmiş olan, gönüllü çalışanlar için psikolojik ilk yardım nasıl
verilir konusunda bir bilgilendirme yapacağım. Bu bilgiler, Dünya Sağlık
Örgütü (WHO) tarafından bizlere sunulmuştur.
PSİKOLOJİK
İLK YARDIM (PİY) NEDİR?
Psikolojik
İlk Yardım (PİY), afet bölgesinde acı çeken ve yardıma ihtiyacı olan
insanlarımıza insani destek ve müdahale etme durumudur.
PİY,
psikolojik danışmanlık yapmak olmadığı için herkes PİY müdahalesinde
bulunabilir.
PİY’in
temel amacı; afetten etkilenen insanlarımızın en temel ihtiyaçlarının
giderilmesi, kendilerini güvende hissetmelerinin ve sevdikleriyle bağ
kurmalarının sağlanması, sakinleştirilmeleri, işe yaradıklarının
hatırlatılması, toplum ruhunu ve birlikteliğini görerek umutlandırılmalarıdır.
Peki,
bunu nasıl başaracağız?
AFET
BÖLGESİNE GİTMEYE GERÇEKTEN HAZIR MISIN?
Öncelikle
afet bölgesine gitme konusunda hızlı ve duygusal karar almayın. Kendi ruhsal ve
fiziksel sağlığın yerinde mi? Maddi ve manevi durumunuz sizin oraya gitmenizi
destekliyor mu? Çünkü afet bölgesine gittiğinde felaketi görecek ve
hissedeceksiniz. Bu olağanüstü ve stresli ortama dayanacak psikolojik ve
fiziksel alt yapın var mı? Bunların ciddi ve objektif bir şekilde hesaplanması
gerekiyor. Çünkü bunları düşünmeden gidersen orada yardıma muhtaç olan sen
olursun.
Alana
gitme kararı aldıysan, ihtiyacın olacak en temel ihtiyaçlarını yanında götürmeyi
ihmal etme. Depremzedelerin yanına ulaştığında ilk başta kendini tanıt, nereden
geldiğini, seni nerede bulabileceklerini, görevini bilsinler. Alandan ayrılma
vaktin geldiğinde senden sonra kime danışabilecekleri konusunda onları bilgilendir.
NASIL
İLETİŞİM KURMALIYIZ?
Alanda
insanlarla iletişim kurarken yumuşak bir ses tonuyla konuşmaya, anlaşılabilir, sakin
ve empatik olmaya dikkat etmeliyiz. Burada
yaşayan insanların dilinin, dininin, örf ve adetlerinin, kültürünün farkında
olup onların yaşam normlarına saygılı bir şekilde davranmalıyız. Mesela,
makyajsız, ojesiz, parfüm kokusuz, takısız, en basit halimizle onlardan biri
gibi orada olmalıyız. Böylelikle onları önemsediğimizi, acılarını paylaştığımızı
hissettirebiliriz.
ÖNCELİKLİ
HEDEF TEMEL İHTİYAÇLARIN KARŞILANMASIDIR
Psikolojik
ilk yardımın öncelikli hedefi depremzedelerin en temel ihtiyaçlarının
karşılanmasıdır. Temel ihtiyaçları ise; yeme - içme, fiziksel emniyet, hijyenik
koşullarının sağlanması, barınma (çadır, konteynır vs.), hava şartlarına uygun
giysiler, tıbbi müdahale veya ilaç ihtiyaçlarının giderilmesi şeklinde
özetleyebiliriz. Bu insanlar hâlâ şok etkisinde oldukları ve acı çektikleri
için, en temel ihtiyaçlarına karşılamaya olanakları olsa da bunlardan
faydalanmayı unutabilir ya da ihmal edebilirler. Örneğin su içmeyi, sıkı
giyinmeyi unutabilir veya gerek görmeyebilirler. Böyle bir durumda siz de
yapıcı bir üslupla onların ihtiyaçlarını gidermelerini hatırlatabilir hatta buna
önayak olabilirsiniz.
AFETZEDELERİ
AKTİF TUTMALIYIZ
PİY’in
bir başka önemli noktası da afetzedelere işe yaradıklarını hatırlatmaktır. Bunu
da onları aktif bir şekilde yardım faaliyetlerine dahil ederek yapabiliriz. Örneğin
beraber çay veya yemek dağıtabilirsiniz. Bu kişiler ne kadar aktif olurlarsa, o
kadar işe yaradıklarını hissedip zamanı geldiğinde rutin hayata daha rahat ve çabuk adapte olabilirler. Diğer türlü, “yorulmasınlar” şeklinde iyi niyetli bir tavır
onları pasifleştirebilir ve daha fazla bakıma muhtaçlık hissi verebilir. Bunu
yapmamaya özen gösterelim. Unutma ki uzun vadede sen onların kendi kendilerine
bakmalarına bir temel oluşturmak için orada bulunuyorsun.
DAVRANIŞLARIMIZI
KONTROL ETMELİYİZ
Oradaki
insanlar kendilerini güvende hissetmediklerini ve çok uzun bir süre de
hissetmeyeceklerini unutmayalım. Bu yüzden sinirli, üzgün kaygılı olacaklardır.
Büyük bir hayal kırıklığı içerisinde oldukları için size de beklenmedik bir
şekilde davranabilirler, yardımlarınızı kabul etmeyebilirler. Böyle bir durumda
lütfen sakinliğinizi koruyun. Unutmayın ki onlar, kriz içerisindeler,
ailelerini, arkadaşlarını, yaşam alanlarını, anıları olan sokaklarını
kaybettiler. Sizin oradaki asıl göreviniz onlara yardımcı olmak, sakinleştirmek
ve umut aşılamak. Dolayısıyla hiçbir şeyi kişisel algılamadan onlara zaman
verip ve her imkânda kendinizi hatırlatarak güvenlerini kazanmaya çalışmalısın.
Size yaklaşmasalar bile sizin çabanızı görerek kendilerini önemsenmiş
hissedeceklerdir.
İNSANLARI
DERTLERİNİ ANLATMAK İÇİN ZORLAMAYIN
PİY’in
başka bir önemli unsuru ise mağdur insanları dertlerini anlatmak için
zorlamamak gerektiğidir. Onlar buna hazır değillerse konuşmak iyi
gelmeyecektir. Ancak konuşmak, dertleşmek isteyenler de olacak o zaman da senin
görevin bütün kalbinle onları dinlemek olsun. Böyle bir durumda meraklı sorular
sormadan, uzun cümle kurmadan, kendi deneyimlerinizi, acılarınızı paylaşmadan
sadece dinlemeye odaklanmak önemlidir.
İNANMADIĞIN
ŞEYLERİ SÖYLEME, TUTMAYACAĞIN SÖZLERİ VERME
Unutmamalıyız
ki insanlara tavsiyeler vermek veya pozitif bir tavır sergilemek için daha çok
erken. Mesela “her şey geçecek”, “iyi olacaksın”, “eminim sevdiklerin iyidir” gibi
senin bile öngöremediğin hatta inanmadığın şeyleri söyleme. Tutamayacağın söz
verme, soru sorulduğunda cevabı bilmiyorsun onlara “bilmiyorum ama senin için bunu
öğrenmeye çalışırım” diyebilirsin.
Cevabı bulamasan bile onlara gidip “kusura bakma cevabı bulamadım” demen
de ayrıca önemli, çünkü o kişi senin onun için araştırdığını, çabaladığını
görüp önemsediğini hissedecek bu da onun güven ve umut duygularını
pekiştirecektir.
BAZEN
KONUŞMAKTANSA SESSİZ KALMAK DAHA İYİDİR
Onlara
tavsiye vermek yerine “senin acını görüyorum ve senin kadar olamasa da acını
paylaşıyorum, senin için ne yapabilirim” demen çok değerli olacaktır. Bunları
söylemekte zorlanıyorsan, o zaman en güçlü kartlarından birini koy ortaya ve
sessiz kal. Ona konuşması, ağlaması, öfkesini kimseye zarar vermeden çıkartması
için alan ver. Sessizlik doğru anda ve zamanlarda çok güçlü psikolojik bir
merhemdir. Bazen birisinin acısına ortak olurken 2-3 dakikalık sessizlik 10
saatlik konuşmadan daha etkili olur.
Bunun dışında onların mahremiyetlerine saygı göstermeli, onların izni
olmadan hiçbir yerde konuşulanları paylaşmamanız gerekir. (Yetkili kişiler
hariç, onlara da bilmeleri gerektiği kadar bilgi vermen yeterlidir.)
DUYGULARINI
KONTROLLÜ VE ONLARDAN UZAKTA YAŞA
Bu
arada onların yanında olmaya çalışırken, duyduğun ve gördüklerin karşısında
etkilenip duygu patlaması yaşayacaksındır. Duygularını daha kontrollü ve
onlardan uzakta yaşamaya dikkat ve özen göster. Yani bir anne orada feryat
figan ederken, kriz geçirirken sen de tabii ki ağlayabilirsin ama senin onu
sakinleştirme dengeleme gibi önemli bir görevin olduğunu unutma ki onlar
yıkıldığında sana yaslanabilsinler.
SÜREKLİ
KAPASİTENİ KONTROL ET
Son
olarak, bu kadar ağır bir ortamda öz bakımını ve güvenini sakın erteleme.
Kendini bilmediğin güvenmediğin alanlara veya durumlar sokma. Kiminle
çalışıyorsan sürekli irtibatta ol. Dönüşümlü çalışmayı ihmal etme. Sık sık
kendini denetle, nasılım, iyi miyim, uykuya, yemeğe ihtiyacım var mı? İlacımı
aldım mı? Mola vermek veya afet bölgesinden ayrılmak için fiziksel ve
psikolojik şarjının sıfıra inmesine bekleme. Baktın enerjin azaldı, afet
bölgesini terk et, birkaç hafta dinlen sonra tekrar durum analizi yap. Bu
süreçte ne yapsan da kendini yeterli hissetmeyebilirsin, facianın büyüklüğünü
ve kendi insani limitlerinin farkında ol.
Sen
orada bulanarak zaten yapabileceğin en yüce yardımı desteği veriyorsun.
İyi
ki varsın!
https://www.instagram.com/ilknursahintherapy/
🎧👉Depremzedelere psikolojik ilk yardım nasıl yapılır? Podcast olarak dinlemek için tıklayın
Hiç yorum yok
Yorum Gönder