Fotoğraf sanatçıları Gülseren Aksoy, Nicola Pritchard ve Zilan İmşik’in “Bir kaybın hikâyesi: hayaletler” başlıklı fotoğraf sergisi, 3 Nisan, Pazartesi günü Newington Green Meeting House’ta açılıyor.
Londra’da bir araya gelen üç fotoğrafçı Gülseren Aksoy, Nicola Pritchard ve
Zilan İmşik ilk grup sergilerini açmaya hazırlanıyor. “Bir kaybın hikâyesi: hayaletler”,
başlıklı sergi, 3 Nisan Pazartesi akşamı, saat 18:30’da Newington Green Meeting
House’ta fotoğraf severlerle buluşacak.
London College of Communications'ta, “Foto Muhabirliği ve Belgesel Fotoğraf
Yüksek Lisans” programında tanışan üç fotoğrafçı Gülseren, Nicola ve Zilan,
paylaştıkları görsel hikâye anlatma tutkusunu bir sergi ile taçlandırıyor.
KAYIP TEMASI ÖNE ÇIKIYOR
“Kayıp” temasına odaklanan, fotoğraflarını sergilemek için bir araya gelen
sanatçılar, sıradan olanın güzelliğini, marjinalize edilmişlerin içinde
bulunduğu kötü durumu, kederin, musallat olmanın ve kaybın karmaşıklığını
eserlerine yansıtıyor.
Fotoğraf stilleri, izleyicilerin konularıyla benzersiz bir şekilde bağlantı
kurmasına olanak tanıyor, ham ve gerçek anları yakalayarak, özür dilemeden
dürüst olmalarını sağlıyor. Sınırları zorlama ve düşündürücü işler yaratma
konusundaki ısrarları çalışmalarını üretirken izledikleri cesur ve farklı
yaklaşımlarda açıkça görülüyor.
UNUTMA ÖLMELİSİN
Sergide yer alacak olan Unutma Ölmelisin, ölüm, kayıp yas ve
acı üzerine odaklanan bir performans çalışması. Annesini 2020’nin yazında
pankreas kanserinden kaybeden Gülseren Aksoy’un yaşadığı bu kaybı insan, ölüm
ve fotoğraf üçgeninde anlamlandırma çabasını içeriyor.
Kürt gelenekleri ve inanışına göre vefat eden kişinin bedeninin yıkanıp
aile üyeleri tarafından öbür dünyaya hazırlandığını söyleyen Aksoy, “Dindar
bir insan olmasam da geleneklerimizin bir parçası olarak annemin bedenini
Türkiye’deki bir cemevinde yıkadım. Bu annemle aramdaki son fiziksel
temasımızdı. Bu proje benim annemin kaybının üzerinden gelmem ve kendi
ölümlüğümle yüzleşmem için bir çabam” diyor.
Projesinde yıkama ritüelini kendi bedeni üzerinden gerçekleştiren Aksoy’un
hazırladığı video çalışmasına babaannesinin yaktığı bir ağıt eşlik ediyor.
Babaannesiyle cenazelere gidip onun yaktığı ağıtları dinlemenin çocukluğunun
büyük bir parçası olduğunu ifade eden Aksoy, “Ağıtların iyileştirici bir
gücü var ve ağıtlar benim büyüdüğüm bölgede yas tutmanın sağlıklı bir yolu”
diyor.
Projeksiyonlar
Projeksiyonlar (1966-2025) Doğu Londra’da devlet tarafından
vatandaşlarına konaklama imkânı sunmak için inşa edilmiş bir binanın yıkılmadan
önceki son günlerinde mekâna özgü yaratılmış bir arşivsel instalasyon video
çalışması. Artık evlerinde oturmayan ev sakinleriyle işbirliği
yaptığını söyleyen sanatçı Nicola Pritchard, bu çalışmasıyla onların
yaşamlarının bir parçasını sunduğunu ifade ediyor. Pritchard çalışmayla ilgili,
“İnsanları 50 yıldır yaşadıkları evlere geri götürüyorum ve onları video
projeksiyonuyla tekrar diriltiyorum. Bu çalışma, artık var olmayan bir geçmişi
alıp terkedilmiş şimdiki zamana yansıtarak ve de ardından onu öngörülen bir
gelecekte görselleştirerek, zamansal katmanlar inşa eder. Bu çalışma, savaş
sonrası yaratılan sosyal model anlayışının terkedilmesi ve bu uzun soluklu
topluluğun yok edilmesiyle kaybedilenlere ilişkin bir toparlanma çığlığıdır”
diyor.
KAYBEDİLENLERİN ŞEHRİ
Kaybedilenlerin Şehri, 1980 darbesinden sonra
Türkiye’de Kürtlerin ağırlıklı olduğu bölgelerde başlayan zorla kaybedilmelerin
atmosferini tekrar yaratan bir multimedya çalışması. 1990’larda artan çatışma
ortamıyla birlikte zorla kaybedilenlerin sayısı da giderek artmaya başladı.
Kaybedilenlerin çoğu ya siyasetçi, yerel topluluk lideri ya da sol görüşlü
insanlardı ancak işin gerçeği herkes kaybedilebilirdi ve kimse güvende değildi.
Sanatçı Zilan İmşik, özgün çalışmasıyla bu döneme ışık tutuyor.
Kaybedilenlerin Şehri bu dünyayı yaratmak için
Kürtler için zorla kaybedilmelerle özdeşleştirilen nesnelere, araçlara ve mekânlara
yer veriliyor. Kaybedilenlerin zorla bindirilip bir daha geri dönmediği ve ölüm
getiren araç olan bilinen “Beyaz Toros” bu çalışmanın merkezinde yer alıyor.
Kaybedilenlerin Şehri ölümün,
yaşamın ve normal teriminin anlamının değiştiği, nesnelerin ve araçların ölümün
bir unsuruna dönüştüğü paralel bir dünya yaratıyor. Fotoğraflar, zorla
kaybedilenlerin bedenlerinin bulunduğu yerleri kaydediyor. Telefon, bilinen ama
yokmuş gibi davranılan bir geçmişi temsil ediyor ve her çaldığında mekânı
şimdiden koparıyor.
28 Nisan 2023
tarihine kadar açık kalacak olan sergi, Perşembe ve Cuma günleri 12.00-18.00
saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Tarih: 3 Nisan 2023, Pazartesi
Saat: 18:30
Yer: Newington Green Meeting House
Adres: 39A 39A Newington Grn, Newington
Green, London N16 9PR London N16 9PR
Biyografiler
Gazeteci ve
fotoğrafçı Gülseren Aksoy, Türk-Kürt toplumu üzerine yazılı ve görsel
hikâye anlatıcısıdır. Çalışmalarında
varoluş ve ölüm ile bireysel ya da toplumsal düzeyde kurulan ilişkiyi ele alan
Aksoy, modern toplumda kadın erkek eşitsizliğinin yanı sıra engelliler gibi
dezavantajlı bireylerin toplumdaki konumlarına odaklanmaktadır. Aksoy
çalışmalarında, bu bireylerin önceden belirlenmiş adaletsiz kurallar bütünü
içerisindeki mücadelesine yer veriyor. Farklı disiplinleri bir araya getirme
perspektifiyle hareket eden Aksoy, fotoğrafın yanı sıra video, ses ve yazının
bir arada kullanımıyla hikâyelerini boyutlandırıyor. Ankara Üniversitesi Radyo
Televizyon ve Sinema bölümü mezunu olan Aksoy, yüksek lisansını
Foto-muhabirliği ve Belgesel Fotoğrafçılığı alanında Univercity of Arts London,
College of Communication’da tamamlamıştır. Aksoy Hürriyet, Gündem, Dicle Haber
Ajansı gibi ulusal gazete ve haber ajanslarında çalışmıştır.
Belgesel fotoğrafçısı ve yönetmen Nicola Pritchard, kâr amacı
gütmeyen organizasyonlar ve kamu sektörü için işler üretmektedir. İşlerinde
silinmeye veya kaybolmaya yüz tutmuş toplumlara odaklanır ve mekânları ve
insanları birbirine bağlar. Pritchard’ın fotoğrafları fotoğrafın kendisinin en
temel özelliğini yansıtır: ışık. Işık fotoğrafları görünür kılar ve Pritchard
işlerinde hem fotoğrafı hem hareketli görüntüyü birbirine bağlar. Kendisi
Londra’daki farklı topluluk üzerine uzun soluklu çalışmalar üretmiştir ve
kamerasını bu toplumları belgelemeye ve haklarında dikkat çekmek için
kullanmayı ummaktadır. Projections isimli çalışmasını yapmamış olsa bu mekânın
ve insanların hikâyeleri kaybolacaktı. Pritchard yüksek lisansını foto-muhabirliği
ve belgesel fotoğrafçılığı üzerine London College of Communication’da
tamamlamıştır.
Görsel sanatçı
Zilan Imsik, mekân ve alana odaklanan işler üretmektedir. Özellikle Kürt
toplumunu konu edinen işler üretir ve işlerinde genelliklere fotoğraf, video,
ses ve animasyon gibi mecralara yer verir. Lisansını film çalışmaları üzerine
yapmış ve yüksek lisansını Belgesel Fotoğraf üzerine London College of
Communication’da tamamlamıştır. Kendisi the Prince Claus Seeds Ödülünü kazanan
sanatçılardan biridir ve yüksek lisans projesi University of the Arts London’ın
sanat koleksiyonunda yer almaktadır. İşleri Tbilisi Fotoğraf Festivali, Angkor
Fotoğraf Festivali ve Voies Off gibi uluslararası festival ve
galerilerde sergilenmiştir. Imsik, İstanbul ve Londra’da yaşamaktadır.
28 Nisan 2023
tarihine kadar açık kalacak olan sergi Perşembe ve Cuma günleri 12.00-18.00
saatleri arasında ziyaret edilebilir.
* Bu haber ilk defa 31 Mart 2023 tarihinde Olay gazetesinde yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder