Londra Bisiklet Kulübü (LBK), düzenlediği etkinlikler ve gerçekleştirdiği projelerle Londra’da yaşayan Türkiyeli toplumun bisikletle buluşmasına önemli katkılar sağlıyor. LBK’nin kurucularından Özgür Korkmaz ile yürüttükleri projeler ve çalışmaları hakkında sohbet ettik.
Tuncay
Bilecen
Yaklaşık dört yıl önce kurulan ve yürüttüğü projelerle başta
çocuklar ve kadınlar olmak üzere toplumun bisikletle buluşmasında önemli
katkılar sağlayan LBK, yeni dönem bisiklet eğitimlerine başladı.
LBK, toplumdan gelen yoğun talep üzerine pazar sabahları
da Edmonton’da bulunan Pymmes Park’ta yeni sınıflar açarak bisiklet
eğitimlerine devam edecek. Ücretsiz olarak verilen bisiklet eğitimlerinde LBK
ayrıca derslerde kullanılan bisikletleri ve kaskları da ücretsiz olarak
sağlıyor.
LBK’nin kurucularından Özgür Korkmaz ile kulübün
çalışmaları hakkında sohbet ettik.
Londra Bisiklet Kulübü ne zaman kuruldu?
LBK, 2019 Mayıs'ta kuruldu. İlk 3 ay sosyal sürüşler
yaptık. Bu üç ayın sonunda toplumumuzda başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere
bisiklet kullanımının yaygın olmadığını fark ettik. Ondan sonra da hiçbir
yerden destek almadan bisiklet eğitimi projesini başlattık. Britanya Alevi Federasyonu
(BAF) sağ olsun bize yerleşkesini açtı. Burada eğitimlere başladık. Ardından bisikletle
ilgili projelere başvurduk.
Aslında önce sosyalleşmek için kurulan Kulüp, amacını
aşarak çocuklara, kadınlara, bizim toplum üyelerine ve diğer toplum üyelerine
yönelik bisiklet eğitimlerinin verildiği bir platforma dönüşmüş gibi.
Evet, aynen öyle oldu. Önce sosyal sürüşler yaparız diye başladık.
Ama bir baktık ki toplumda böyle bir ihtiyaç var. O ihtiyaca göre kendimizi
şekillendirmek, yeniden dizayn etmek zorunda kaldık. Kadınlara ve çocuklara
yönelik ayrı projeler yazdık, TFL’le, Enfield Belediyesi ile iletişime geçtik ve
şunu anladık ki biz bunu kendi başımıza yapamayacağız. Bunu yapabilmemiz için yerel
belediyelerle, yerel toplum merkezleriyle işbirliği yapmamız gerekiyor. Bu
işbirliklerini gerçekleştirdiğimizde de yaptığımız iş bir anlam kazandı.
Bunun yanı sıra bisiklet workshopları ve tamir atölyeleri
de düzenlediniz diye hatırlıyorum.
Evet, tamir kursları vermeye başlamıştık. İlk 6-7 aylık
dönemden sonra 2020'nin başında pandemi başladı. Biz de Alevi Federasyonu
bünyesinde bisikletlerimizle acil gıda yardımlarının taşınmasına katkı sağladık.
Bunların tabi ki çoğu arabalarla yapıldı. Bizim de 10 kişilik bir bisikletli
ekibimiz vardı. Dönüşümlü olarak gıda paketi teslimatı yaptık.
Peki, genel olarak Londra'da yaşayan bizim toplumun
bisikletle olan ilişkisini nasıl değerlendiriyorsun ve Londra Bisiklet Kulübü
bu noktada nerede duruyor, nasıl bir katkı sağlıyor?
Aslında buradaki toplumu ikiye ayırıyorum. Birincisi, son
7-8 yılda başta Ankara Anlaşması'yla Türkiye'nin daha çok şehirlerinden gelen eğitimli
arkadaşlarımız var. Onların zaten bir kısmı bisiklet kullanmayı biliyor, bir
kısmının ise özgüveni yok. Ama buraya 20-30 yıl önce gelmiş göçmen toplumu
düşünürsen bu toplumun büyük çoğunluğu kırsaldan gelmiş. Ondan dolayı özellikle
kadınların bisiklet kullanmak gibi bir fırsatları hiçbir zaman olmamış. Bir
kısım erkek arkadaşlar ise biraz utandıkları için uzak duruyorlar. Aslında
bilmiyorlar. Bilmiyorum dememek için uzak duruyorlar. O yaştan sonra öğrenmekten
utanıyorlar falan.
Tabii bir de şu da var; göçmen olarak buraya geldiğimiz
için bisiklet sürmek sanki daha gelir düzeyi düşük insanların yaptığı bir şey
gibi algılanıyor. Genelde göçmen toplumlar statülerini belli etmek için pahalı
lüks arabalara binmeyi tercih ediyorlar.
Sanki bisiklete binerse statüsünü kaybedecek gibi bir
izlenim oluyor değil mi?
Tabii, tabii. Bir Mercedes'le gezmek varken bisiklete
binerse etrafında sanki böyle parası yokmuş gibi algılanacağını düşünüyor.
Peki çocukları?
Burada doğan, büyüyen çocuklar anne babaları gibi
düşünmüyorlar. Ama şunu fark ettik. Özellikle babalar burada çoğunlukla işte
mini kamp yapıyorlar. Ne bileyim, restoranlarda çalışıyorlar. Daha çok uzun süreli
çalışıyorlar. Şunu anladık, birçok baba çocuğuyla zaman geçirmeyi bilmiyor. Belki
kimisinin ekonomik şartları uygun olmadığı için bunu sağlayamıyor. O açığı da
gördük.
Bu çalışma koşullarıyla çok ilintili, güzel
yakalamışsınız onu.
Evet, haftada günde 12 saat, haftada 6 gün minikap yapan biri
izin gününde kendi işlerini mi halletsin, çocuklarıyla mı ilgilensin, bu biraz
da şartlarla ilgili bir durum.
Özgür Korkmaz |
Şimdi burada biraz önce bir eğitim vardı ve onlarca
çocuğun katıldığını gördük. Veliler de, anneleri, babaları da kenarda
bekliyorlar çocuklarının eğitimleri sırasında. Bisiklet Kulübü bu anlamda
yıllar içerisinde nasıl bir değişim dönüşüm yarattı? Neler gözlemlediniz?
Velilerden nasıl geri dönüşler aldınız?
Çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Biz tam dört yıl oldu
bu çalışmalara başlayalı… Bir defa ailelerle ilişkilerimiz çok iyi. Onları
anlıyoruz. Onlar da bizim bu işi gönülden yaptığımızı görüyorlar zaten. Bisiklet
Kulübü kâr amacı gütmeyen bir yapılanma. Ondan dolayı da zaten yaptığımız çalışmalardan
elimizden geldiğince ya ücret almamaya çalışıyoruz ya da çok cüzi bir ücret
alıyoruz. Çünkü istiyoruz ki herkes gelebilsin. Yani ekonomik durumu ne olursa
olsun, şartlar ne olursa olsun eğitimlere gelebilsinler.
Ailelerle kurduğumuz iletişimde annelerin de mesela
birçoğunun bisiklete binmeyi bilmediğini görüyoruz. Onları da yavaştan teşvik
etmeye çalışıyoruz. Sadece bisiklet de
değil, çünkü herkes illa ki bisikletle ilgilenecek diye bir kaide yok. Örneğin
dokuz aydır yaptığımız kadınlara yönelik wellbeing programımız var. İçerisinde
yoga, plates, step aerobik, fitness ve bir de bir walking grubumuz var. Londra'nın
5-6 bölgesinde aynı anda bu şekilde gruplar oluşturmak istiyoruz.
Aslında amaç biraz bisikleti aşıp toplum sağlığına ve
farklı alanlara doğru kaymış.
Kesinlikle, insanları aktivite yapmaya teşvik ediyoruz. İstiyoruz
ki bisiklet sadece spor olarak değil aynı zamanda bir ulaşım aracı olarak da
kullanılsın. Tabii ki gönlümüzden geçen daha çok insanın en azından kısa
yolculuklarını bisikletle yapmaları… Annelerin, babaların çocuklarını okula
bisikletle götürüp getirmeleri. Bizim en büyük hedefimiz bu zaten, yani
idealimiz bu. Onun dışında da bir babanın, bir annenin kendi çocuğuyla beraber
parkta ya da herhangi bir yerde bisikletle gezmesi ve kaliteli zaman geçirmesi.
Bizim hedeflediğimiz aslında bu açıkçası.
Sohbetin başında projelerden bahsetmiştin, birtakım
desteklerden bahsetmiştin ve partnerlerden bahsetmiştin. Tabi belediye burada
önemli bir partner, Enfield Belediyesi… Britanya Alevi Federasyonu zaten buraya
bir imkân sağlayarak büyük bir destek sağlıyor. Kesinlikle. Biraz bu
desteklerden, projelerden bahsedebilir miyiz?
Biz bu işe 7-8 arkadaş başladık. Bize ilk desteği BAF verdi,
buranın kullanılmasını, bisikletler için depo yapabileceğimiz yerin
kullanılmasını hiçbir ücret talep etmeden sağladılar. Bu çok kıymetliydi. Ondan
sonra Enfield Belediyesi'nde dedik ki bakın biz bunları yapmak istiyoruz, bir
grup gönüllüyüz ama imkanlarımız yok. Onlar da bize bir konteyner desteği
sağladılar ilk etapta. Ondan sonra destekler oluşmaya başladı. Ve zaman
içerisinde biz yerel kampanya grupları ile ilişkiye geçtik. Sonrasında London
Cycling Campaign gibi dünyanın sayılı büyük bisiklet organizasyonundan
birisiyle community partnership olduk.
Hatta yanılmıyorsam bir de ödül aldınız.
Evet, 2021’de bisikleti geliştirenler ödülünü aldık. Kurulduğumuzdan
daha bir buçuk yıl sonra böyle bir ödül almak bizim için sevindiriciydi. Ondan
sonra da diğer işbirlikleri için proje yazmaya başladık.
Son dönemde iki tane çok heyecanlı projemiz var.
Birincisi, BAF dışında Edmonton'da bulunan Pimms Park'ta da bir yerimiz olacak
çok kısa bir zaman içinde. Ve orada da çok yeni bir uygulama yapacağız; bisiklet
kütüphanesi.
Nasıl? Biraz açar mısın?
Adını Family Bike Library koyduk. Buradaki özel hedef
kitlemiz aileler, düşük gelirli aileler. Ailelerin bisiklete ulaşımını ve özgüveni
geliştirmeyi hedefliyoruz. Bir kütüphaneye nasıl gidip orada kayıt oluşturup bir
kitabı ödünç alıyorsan, burada da kütüphaneden ücretsiz kitap alır gibi bizden 3-4
saatliğine, 1 günlüğüne, 2 haftalığına, maksimum 4 haftalığına bisiklet
alabilecekler. Burada amaç düşük gelirli aileleri desteklemek. Düşünün, bir
babanın çocuğuna ve kendisine bisiklet alması, kask alması, malzeme alması,
gidip bir parkta onu denemesi bir maliyeti gerektiriyor. Bunu yapabilen de
olabilir ama çocuğunun bundan hoşlanıp hoşlanmayacağını da bilmiyor. Bir
denemek istiyor, kendini görmek istiyor, çocuğunu görmek istiyor. O yüzden biz
o bisiklete ulaşımı sağlıyoruz.
Bisikletle tanışma sürecinde kolaylaştırıcı bir rol
oynuyorsunuz.
Yani çünkü biz yaptığımız araştırmalarda, okuduğumuz
raporlarda en büyük iki engel gördük bisiklete erişimde; bir bisiklete ulaşımın
o anda olmayışı, ikincisi de özgüven eksikliği, yani yolda sürememe. Şimdi biz birinci
bariyeri ortadan kaldırıyoruz. Diyoruz ki buyurun arkadaşlar bizim
bisikletimizi kullanabilirsiniz. İkinci bariyer de eğer özgüven eksikliği varsa
bu ailelerde ya da çocuklarında. Gelin diyoruz, biz size eğitim vereceğiz. Her yaş
grubuna uygun programlar yaparak o çocuklara temel bisiklet eğitimlerini
vereceğiz. Ondan sonra da çocuklar özgüven sağlayacaklar.
Aslında temel hedef, ailelerin çocuklarıyla beraber okula
bisikletle gidip gelmelerini, kısa yolculuklarını bisikletle yapmalarını
sağlayabilmek. Bu 10 yıl önce, hatta 5 yıl önce bile Enfield'ta mümkün çok
değildi çünkü bisiklet yolu yoktu.
Ama Enfield Belediyesi bu konuda en hızlı gelişme
kaydeden belediyelerden biri oldu.
Kesinlikle. Özellikle son 5 yılda diyebilirim çok fazla
bisiklet yolu yaptılar, altyapıyı kurdular, şu ana kadar yapılması gereken
birçok şeyi yaptılar. O anlamda sıkıntı yok. Ama bakıyoruz bisiklet süren yeterince
insan hâlâ yok. Londra'nın belli bölgelerinde işte Walton Forest gibi
bölgelerde bisiklet kullanımı yaygınlaştı. Ama burada yaygınlaşamadı yeterince.
Şimdi burada da bize rol düşüyor. Bizim ciddi bir misyonumuz var, çünkü
biliyoruz ki Enfield'taki en aktif grup biziz. O nedenle biz de öyle bir misyon
kendimize edindik. Dedik ki biz çocukları ve aileleri eğitelim. Ondan sonra
onlar okula gitmeye başlasınlar. Yani değişim dönüşüm biraz zaman alıyor.
Belediye işini yaptı, altyapıyı kurdu. Bizim gibi organizasyonlar işin
içerisine girip insanların özgüvenini geliştirip, belediyenin desteğiyle
insanları teşvik etmeli. Eğitim başında geliyor.
Eğitimler demişken son olarak Britanya Alevi Federasyonu’nun
yerleşkesindeki eğitimlerden biraz bahsedelim. Ne zaman oluyor? Katılmak
isteyenler nasıl size ulaşabilirler? Verilen eğitim seviyesi ve niteliği nedir?
Evet, şimdilik cumartesi günlerini belirledik. Her
cumartesi sabah 10.00-12.00 arasında eğitimler yapıyoruz. Dediğim gibi önce
temel eğitimler veriyoruz. Öğrencilere sıfırdan başlayarak aşama aşama bisiklet
öğretiyoruz. ve zaman içerisinde özgüvenleri geliştiği zaman da yakınlardaki
bisiklet yollarında ve arka sokaklarda trafikte sürüş eğitimi vermeye devam
ediyoruz. Buradaki hedef kitle çocuklar. Zaten bu proje sadece çocukları
kapsıyor. Önümüzdeki cumadan itibaren de kadınlar için eğitimlerimiz
başlayacak. Bu eğitimi, cuma günleri 10-12 arasında yapmayı planlıyoruz.
Bunun dışında bir de Wellbeing programımız var. O da
haftada ortalama iki defa oluyor. Bir gün yürüyüş yapılıyor, bir gün yoga,
fitness ya da diğer sportif aktiviteler yapılıyor.
Son olarak bundan sonrası için neler düşünüyorsunuz?
Şu anda Family Bike Library bizim için en önemli proje.
Daha önce benzeri projeler yapılmış ama çok küçük çapta yapılmış. Bizim şu
andaki hedefimiz ilk defa bunu büyük çapta yapmak. Hatta istiyoruz ki Londra
Bisiklet Kulübü bu projeyle hatırlansın. Sadece Türkiyeli kamuoyu değil, İngiltere
toplumu da bizi böyle tanısın istiyoruz.
Geçtiğimiz sene biz 100'den fazla bisiklet bağışı yaptık.
Birçok toplum merkezine, ilkokula, sanat merkezlerine bisiklet bağışlarımız
oldu. Hatta 10 tane de NHS hastanesine verdik. Orada da istedik ki insanların
bisiklete ulaşımları kolay olsun. Bu da aslında onun bir parça devamı
niteliğinde.
Bir plan daha var. Fonları sağladık başlangıç anlamında ama
bunu ilerletebilmemiz için daha büyük fonlara başvurmak istiyoruz ve özellikle
de toplumu da işin içine katmak istiyoruz. Örneğin, insanlardan bize bisiklet
bağışı yapmasını isteyeceğiz. Evinde kullanmadıkları bisikletleri. Ama bunun
için öncelikle bir hazırlık yapmamız gerekiyor. Storage sorununu halletmemiz
lazım. Tamircilerimizi bulmamız lazım. Ve bunun için de bir para gerekiyor. Hatta
Metropolitan Polis’iyle de iletişim içine gireceğiz. Daha önce de girmiştik
zaten. Onların topladığı çalıntı bisikletler için talepte bulunacağız. Sonra da
bu bisikletleri gidip başka yerlere bağışlayacağız. Bisiklet geri dönüşüm
kampanyası gibi bir şey. Biz bu yaptığımız işin ne kadar çevreci, sağlıklı ve
toplumu birleştiren bir iş olduğunu biliyoruz.
Aşağıdaki formu online olarak doldurarak çocuğunuz için ücretsiz
bisiklet eğitimi kaydı yaptırabilirsiniz.
https://forms.gle/7eVpqmNhDzJE3RRo8
Tel: 07917343007
E-posta: londoncyclingclubcic@gmail.com
Hiç yorum yok
Yorum Gönder