latest

Pandemi ve yeni otoriterlik

06 Ocak 2021

/ by Bisikletli Gazete

Bilginin, kültürün ve sosyal yaşamın öğrettiklerini nesilden nesile aktarabilme yeteneği insanoğlunun en önemli evrimsel avantajlarından biridir. Ancak yaşadığımız bu ölümcül pandemi döneminde gördük ki biz bu yetimizi yitirmişiz.

Yardaş Serdar Gökcan

 







YİTİRİLEN ELEŞTİREL DÜŞÜNCE

Her yeni nesille beraber bu aktarım belirli teknolojik alanlara yoğunlaşmışken, öğretilerin, düşünme biçimlerinin ve kültürün aktarımının bilinçli olarak kesintiye uğratılması, özellikle böylesi küresel felaketlerin olduğu zamanlarda acısını hissettiriyor.

Peki, neden vazgeçtik bu aktarımdan? Eleştirel düşünme konusunda sınırları olmayan nesiller yetiştirmek yerine neden sadece söylenilenleri yapan insanlara ihtiyaç duyduk? Neden korktuk düşünen ve düşüncelerini özgürce paylaşan insanlardan?




PANDEMİ OTERİTERLİĞİN KILIFI OLDU

Onlara her boktan malı ve her boktan düşünceyi iteleyemeyeceğimizi bildiğimiz için. İnsanların ihtiyaçlarını yeniden yaratırken popülizme kurban ettiğimiz düşünürleri fikren öldüremediğimizde, hapishanelerde tutarak onları susturamadığımızda, bir adım geri çekilip radikal terör örgütlerinin elinde can vermelerine seyirci kaldık.

Pandemi ile ne alakası var, bu söylediklerinin diyenleri duyar gibiyim. Pandeminin, otoriter yöneticilerin devlet yönetmedeki beceriksizliklerinin üzerini örtmek için kullandıkları bir araca dönüştüğünü hâlâ görmeyenler var mı? Pandemi konusunda insanların karşısına çıktıkları her anda yaşamımızı korumak için atılacak adımları ve yeni önlemleri sıralarken nasıl bir sahtekârlığın içinde olduklarını, nasıl yalan söylediklerini ve aslında ölenleri gerçekten umursamadıklarını sadece iktidarlarını devam ettirmenin peşinde olduklarını o yok olan düşüncelerin ve düşünürlerin fikirlerinin ışığında görebilirdiniz de o yüzden.



PİYASA TANRISINA TAPINIRKEN

Dünya’da hâlâ özgür basının ve düşünce okullarının fikirlerini söyleyebildiği birkaç ülke kalmış olsa da onlar da piyasa denilen bir sahte tanrının elinde hayatta kalma savaşı vermekteler ve kazanacaklarına dair herhangi bir umut yok.

Bilimsel yaklaşımların ve gerçekten düşünen insanların sözünün ciddiye alındığı bir dünyada bu hastalık yine olacaktı elbette; ancak ne aşısı bulunsun diye bu kadar beklemek gerekecekti, ne de hastane koridorlarında yatacak yer bulamadığı için perişan olan insanların görüntüleri ve ölümleri böylesine kitlesel olacaktı.

ALIN SİZE SİSTEMİNİZ!

Belki de ne olursa olsun bu hastalığın önlenemeyeceğini düşünenlerdensinizdir. Olabilir. Ancak o zaman da size bir çift lafım olacak; küçücük çocuklar, büyüklerin piyasa savaşında yıkılan binaların altında kalırken,  el kadar bedenleri sahillere vururken, açlık ve sefalet içerisinde bir de kafalarına milyon dolarlık bombalar atılırken hiçbir şey yapmayıp kendinizi güvende hissediyordunuz ya bu sistemde. Alın size sisteminiz! Ölen çocukların, çalışan çocukların, açlık ve sefalet çeken çocukların üzerine kurulan bir sistemde kimse güvende değildir. Siz de değilsiniz. Öldüğümüzün değil öldürüldüğümüzün farkına varmanız dileğiyle…

Frankfurt Okulu’nun temsilcilerinden Max Horkheimer, “Kapitalizm hakkında konuşmayanlar faşizm hakkında sussunlar” demişti, aynı cümlede faşizm yerine pandemi koysak ne değişir?



Hiç yorum yok

Yorum Gönder

© Tüm hakları saklıdır
Tasarım by Orbay Soydan