Cambridge’te yaşayan şair, yazar Sultan Karataş’ın Herkes Büyür Elbette başlıklı kitabı Londra merkezli yayınevi Press Dionysus tarafından yayımlandı.
Sultan
Karataş’ın gezi yazısı, deneme, anı ve öykülerinden oluşan Herkes Büyür Elbette
başlıklı kitabı Londra merkezli yayınevi Press Dionysus tarafından geçtiğimiz aylarda
okuyucuyla buluşturuldu.
Feyza Hepçilingirler, Arin
Dilligil Bayraktaroğlu ve kitabın editörü Tuncay Bilecen’in ve Feyza Herkes Büyür Elbette’ye ilişkin yorumları şu şekilde:
Herkes
Büyür Elbette; anlatı,
anı, öykü, gezi yazısı ve şiirlerin harmanlandığı bir yolculuk kitabı…
“Yolculuk” ifadesi burada somut anlamıyla da bir metafor olarak da
kullanılabilir; çünkü hem yazarın yıllar önce terk etmek zorunda kaldığı
yurduna yaptığı ziyaretlere, gezip gördüğü yerlere ilişkin gözlemlerine hem de
kendi içinde geçmişine doğru yaptığı yolculukta zihninde canlanan hatıralarına
tanıklık ediyoruz bu kitapta. Böylece bir yandan tam da pandemi döneminde
tarihi Diyarbakır, Mardin, Urfa sokaklarında edebiyatla yoğrulan bir yolculuğa
çıkarken bir yandan da 70’li yılların İstanbul’una, yoksul gecekondu
mahallelerine ve oradaki sımsıcak dostluklara uzanıyoruz.
“Adı hayat işte; geçiyor gerçekle düş arasında, hikâyeler yazmak gerek,
unutmamak, unutulmamak adına” diyor Sultan Karataş. Herkes Büyür Elbette’de gerçekle düş arasında şiirli
bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?
Tuncay
Bilecen
Tarihsiz günlükler
gibi görünüyor ilk bakışta. Ama günlük mü bunlar? Kimi zaman anı, kimi zaman
öykü, kimi zaman şiir, hatta kimi zaman mektup olan bu yazılar sadece günlük
sayılabilir mi? Gözlenen, yaşanan, gerçek hayattan damıtılmış bu kısacık
yazıları okudukça yaşanmışlık bütün içtenliğiyle sımsıcak sarıyor insanı. Kimi
zaman som şiir kesiliyor anlatı, kimi zaman öyküye dönüşüyor; bir uzun hava ile
bozkırlara taşınıyor; bir özdeyiş ile düşüncelerin gölgesine bırakıyor insanı.
Bir bakıyorsunuz “sağ elinin iki parmağıyla ağzının kıyılarını temizleyerek”
konuşmaya başlayan hala, doğrulup çıkıyor anlatıldığı öyküden, karşınıza geçip
kulağınızdan ve aklınızdan silinmeyecek, bilgece öğütler veriyor size.
“Çocukluk bir kez yaşanan, ölünceye dek okunacak bir başucu kitabı gibidir,”
diyor ya yazar, kendi çocukluk kitabını hep açık tutuyor. Her ihtiyacı
olduğunda “herkesin aynı derecede doymayarak” eşitlendiği o geçmiş
hazinesinden, capcanlı yaşattığı çocukluğundan, bir tutam anı çıkarıyor;
rengârenk fırlatıyor önünüze. Sultan Karataş hangi ülkenin hangi sokağında
olursa olsun bütün ayrıntıları yakalayan bir gözle bakıyor çevresine; yaşanmış
zamanlardan hangisini anlatırsa anlatsın kuşku duyulmayacak bir içtenlikle
yüreğini açıyor okuruna. Sonunda sizi kendisine, kendisini size yol arkadaşı
ediyor; anlattıkları sizin yaşanmışlıklarınız kadar gerçeklik kazanıyor.
Feyza Hepçilingirler
Herkes Büyür Elbette, şair Sultan Karataş’ın
üçüncü anı-anlatım kitabı. Karataş, şiirimsi düz yazı tekniğini, düz yazıya
benzer şiirlerle zenginleştirerek, sanatsal öğelerle harmanlayarak, pek
çoğumuzun bakıp da görmediği veya görüp de üstünde durmadığı gerçekleri zengin
bir ifade becerisiyle okuyucuya sunuyor.
Kitap bir yandan okuyucuyu
güneydoğu Anadolu’daki güzellikler arasında tarihsel acılara değinerek
gezdirirken Diyarbakır, Mardin, Urfa, Göbeklitepe, Ergani gibi yerlerin güler
yüzlü, sevecen insanlarıyla tanıştırıyor, diğer yandan İstanbul’un varoşlarına
uğrayıp oralardaki yaşam koşusuna seyirci yapıyor. Kitabın tümünde yöresel manzaraları
seyrediyor, yöresel yiyecekleri tadıyor, yöresel renkleri izliyor, yöresel
kokuları içinize çekiyorsunuz, ama bir o kadar da sessiz çığlıkları
dinliyorsunuz.
Karataş’ın “Hafıza”sı
anlatılan ortamların özellikleri yanı sıra acıma, korku, sevinç, sevgi gibi
duyguları da depolamış. En basitinden, sevginin, bir anahtar deliğinde bile
nasıl paylaşıldığını anlamak için bu öyküyü okumak gerek. Çevresinde
duyduklarına ve gördüklerine duyarlı olan yüreklerin karamsarlığını yansıtan,
kaçışı çocukluk anılarında arayan, okuyucuyu nefes nefese bırakan yazılar
bunlar. Her satırı bir felsefe incisi. Sultan Karataş’ın bu ufacık yüreğine
nasıl doldurmuş Yaradan bu okyanus genişliğindeki bilgeliği, anlamak zor.
Açıl susam açıl. Bence her
kitap meraklısı bu hazineye ortak olmalı.
Arin Dilligil Bayraktaroğlu
Yazar Hakkında
Sultan KARATAŞ, İstanbul doğumludur. İlk, orta ve lise eğitimini
İstanbul’da tamamladı. 1980 sonrası farklı dergi ve gazetelerde çalışan
Karataş, 1995’te politik mülteci olarak İngiltere’nin Cambridge şehrine
yerleşti. Cambridge, Anglia Ruskin Üniversitesi’nde “İngiliz Dili ve Dilbilim”
üzerine lisans eğitimi aldı. Lisans tezini, “Politikada Dilin Manipülasyonu”
üzerine yaptı. Halen Cambridge’de yaşayan Karataş, İngilizce ve Türkçe dersler
vermekte, tercümanlık yapmaktadır. Yazarın, şiir, anı-anlatı çalışmalarının
yanı sıra, İngilizce’den Türkçe’ye çeviri çalışmaları devam etmektedir.
Kendisinin hazırlayıp sunduğu ‘Olduğu Gibi’ programı Komün Tv’de ayda bir
yayınlanmaktadır.
Yayımlanmış eserleri: Metris’ten Mektuplar (2015), Dilsiz Bir Ağıt
(2017), Kısacıktı Boyu Elma Ağaçlarının (2019).
Kitabı Türkiye dışından edinmek için bu linke tıklayın!
Hiç yorum yok
Yorum Gönder