ABD Temsilciler Meclisi, göçmenlik yasalarının daha sıkı uygulanmasını öngören ve kaçak göçmenlerin hırsızlıkla ilgili suçlardan dolayı gözaltında tutulmasını zorunlu kılan Laken Riley Yasası’nı onayladı.
Yasa tasarısı, Başkan Donald Trump’ın imzasına
sunularak, yeni başkanın katı göçmenlik politikaları doğrultusunda ilk yasal
düzenleme oldu.
Yasa tasarısı, Temsilciler Meclisi’nde 263’e karşı
158 oyla kabul edildi. Oylamada 46 Demokrat, tüm Cumhuriyetçilerle birlikte
tasarı lehine oy kullandı. Bu gelişme, yasanın Senato’da 64’e karşı 35 oyla
onaylanmasının ardından geldi. Tasarı, adını geçtiğimiz yıl bir Venezuelalı
göçmen tarafından öldürülen 22 yaşındaki hemşirelik öğrencisi Laken Riley’den
alıyor.
Yasa, “hırsızlık, ev soygunu, dükkan hırsızlığı”
gibi suçlarla suçlanan göçmenlerin ABD Göç ve Gümrük Muhafaza (ICE) tarafından
zorunlu olarak gözaltında tutulmasını öngörüyor. Ayrıca eyalet başsavcılarına,
federal hükümetin göçmenlik yasalarını uygulamaması durumunda dava açma yetkisi
veriyor.
Yasa tasarısı üzerine yapılan tartışmalar oldukça
hararetli geçti. Demokratlar, bu düzenlemenin ABD’nin göçmenlik krizini
çözmeyeceğini, aksine ırk temelli ayrımcılığı ve korku kültürünü artıracağını
savundu. Cumhuriyetçiler ise bu yasanın hayat kurtaracağını ve kamu güvenliğini
artıracağını iddia etti.
Alabama Senatörü ve yasanın önde gelen
destekçilerinden Katie Britt, bu düzenlemeyi “on yıllardır Kongre’den geçen en
önemli göçmenlik uygulama yasası” olarak nitelendirdi. Britt, bunun Trump’ın
başkan olarak imzalayacağı ilk yasa olacağını vurguladı. Ancak yasa, ICE’ın
yeterli kaynaklara sahip olmaması nedeniyle uygulamada büyük zorluklarla
karşılaşma riski taşıyor.
Demokrat Parti içerisindeki bazı üyelerin bu yasa
için destek vermesi, ilerici grupların sert eleştirilerine neden oldu. İlerici
bir grup olan Indivisible’ın yöneticisi Mari Urbina, Demokratların Trump’ın
göçmen karşıtı gündemine boyun eğdiğini belirterek, bu tutumu “politik bir
yenilgi” olarak tanımladı.
Sivil haklar örgütleri ve göçmen hakları
savunucuları, bu yasanın federal otoriteyi zayıflatabileceği ve masumiyet
karinesini göz ardı ederek toplu sınır dışı uygulamalarına kapı aralayabileceği
uyarısında bulundu. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği’nden (ACLU) Sarah Mehta,
düzenlemenin, çocuklar ve aileler dahil olmak üzere çok sayıda göçmeni kapsayan
zorunlu gözaltı politikalarını genişleteceğini söyledi.
Yasa tasarısının yarattığı tartışmalar sürerken,
Trump’ın tasarıyı hızlı bir şekilde imzalayarak yasalaştırması bekleniyor. Bu
durum, önümüzdeki yıllarda Trump’ın göçmenlik politikaları etrafında daha
birçok hukuki mücadelenin yaşanacağının sinyalini veriyor.
Kaynak: The Guardian
Hiç yorum yok
Yorum Gönder