Yazar Dursaliye Şahan 18-27 Kasım tarihleri arasında Kuzey Londra'daki Fieldseat Kafe'de gerçekleştirilen 5. Kitap Şenliği'ni yazdı.
Sanat nedir, ne işe yarar?
Alın size bin tane cevabı olan bir soru. Mesela; İnsanın olmazsa olmazlarından biridir, hayatın anlamıdır, toplumların kendine has kültürlerini bina ederken kullandıkları harçtır, özgürlüğün yoldaşıdır, doğanın, barışın, insan haklarının sözcüsüdür. Dahası ortak dilimizdir.
Peki, insana iyi gelen
sanat kimlere iyi gelmez?
Faşistlere, tiranlara,
diktatörlere, işgalcilere, zalimlere.
İşte tam bunlar için
bizler sanatçının ve sanatın kollanması, korunması, yaşatılması ve
geliştirilmesi için üzerimize düşeni yapmak zorundayız.
Kültür emperyalizmi ile halkları asimile edip ülkeleri
işgal edenlerin elinden sanatı kurtarmak zorundayız.
Çünkü gelecek kuşaklara
bırakacağımız en kıymetli miraslarımızdan biri olan sanatın koynunda karanlığa
karşı verilen mücadelelerin kaydı, tarihi de yatmaktadır.
Kurumlar, sivil toplum
örgütleri çalışma programlarından sanatı, kültürel aktiviteleri eksik etmemeleri
gerekiyor.
Kitap kafe olarak sanat
etkinliklerine karşılıksız kapılarını açan Fieldseat Kafe’nin ev sahipliğinde
on gün süren 5. Londra Kitap Şenliği sanata destek konusunda güzel bir
örnektir.
Mehmet Ali Alabora, Suat Eroğlu, Süreyya Akay, Kemal Sahir
Gürel, Canan Aktaş, Dursaliye Şahan, Ali Poyraz, Fergül Yücel, Kamil Küpeli,
Zöhre Ülger, Melisa Yıldırım, Hüseyin Kaplan, Günyol Bakoğlu, Pelin Markirt,
Akın Olgun ve Aydın Çubukçu’nun konuşmacı olduğu 10 günlük şenlikte, Suna Alan
ve Sel-Trio bir müzik dinletisi sundular.
Etkinliğin son günü Yazar Aydın Çubukçu’ya Mehmet Ali Alabora ve
İrfan Şahin tarafından bütün sanat severler adına onur ödülü verildi. Tiyatrocu
Günyol Bakoğlu’nun Çubukçu’yu kısaca anlattığı sunumunda, “Bizim 68 kitabını
hazırlayan Aydın Çubukçu kendi dönemini anlattığı bu kitapta, kendisinden hiç
söz etmemiş,” diyerek, yazarın mütevazi kişiliğine vurgu yaptı.
Ödülden sonra söz alan Çubukçu, “Bazen bu tür ödüller, bir ayağı
çukurda olan yazarlara sırtını pışpışlamak için verilir. Bazen de bir şeyler
yapması için. Ben çok şey yapmadım. Bu ödülden sonra artık bir şeyler
yapmalıyım,” dedi.
Toplantının bana göre ilginç
konuklarından biri de Gazeteci Yazar Akın Olgun’du. Tatil için gittiği Yunan
Adalarında İnterpol aracılığı ile göz altına alınıp, 36 gün tutuklu kaldıktan
sonra çıkar çıkmaz Londra’ya uçmuş, iner inmez de ayağının tozuyla etkinliğe
katılmıştı.
Olgun’un tutuklanma nedeni
ve hapishane anıları sanıyorum yakında kitaplaşır.
Toplantıdan aklımda kalan en güzel cümle Mehmet Ali Alabora’dan
geldi.
“Selahattin bana mesaj atmış. Onu bir türlü içeri tıkamadılar.
Farkında mısınız Selahattin hep dışarda.”
Sanatın gücünü bundan daha güzel ne anlatabilir?
Şiire, öyküye, karikatüre, resme, müziğe pranga vurmak ne
mümkün.
Sanata düşman olanlara acımak çok mu safdillik olur bilmiyorum?
Aklı olan sanatla, bilimle barışır.
Dünyayı sanat, bilim, özgürlük ve barış kurtaracak.
Sağlıcakla kalınız.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder